Avrupa Konseyi’nde Türkiye için kritik oylama

Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerden oluşan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Türkiye’nin yeniden denetim sürecine dahil edilip edilmemesi gerektiğini oylayacak. Peki bu oylama neden önemli?

Avrupa Konseyi'nde Türkiye için kritik oylama

AKPM, Türkiye’nin hızlı reformlar sayesinde 2004 yılında çıkarıldığı ‘denetim süreci’ne yeniden dahil edilip edilmemesini oylayacak. Bugünkü oturumun gerekçesi ise son dönemde yaşanan insan hakları ihlalleri, demokratik kurumların işleyişindeki sorunlar ve hukuk devleti normlarında yaşanan olumsuzluklar.

Bugün çıkacak karar, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ndeki (AB) geleceği ile birlikte, AB ile geçen yıl Mart ayında varılan mülteci anlaşması ve Gümrük Birliği’nin akıbetine ilişkin de önemli olacak. Zira; denetleme sürecine yeniden alınmak, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini hakkıyla yerine getiremediğinin de tescili niteliğinde. Türkiye yeniden denetime sürecine girerse, demokrasilerinde yapısal sorunlar bulunan Azerbaycan ve Ermenistan gibi ülkelerle aynı lige düşecek.


Kopenhag kriterleri neydi?

Türkiye, 3 Ekim 2005’te Kopenhag kriterlerini tamamlayarak, AB’ye tam üyelik müzakerelerine başlamıştı. Bu kriterler, 22 Haziran 1993 yılında Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yapılan zirveden adını alıyor.


Kopenhag Zirvesi’nde alınan kararlar çerçevesinde, AB adayı ülkelerin siyasi, ekonomik ve Birlik mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç ana başlıkta belirlenen kriterleri karşılaması gerekiyor.

Kopenhag siyasi kriterleri ise kendi içinde şu dört başlığa ayrılıyor:

  1. İstikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin varlığı.
  2. Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü.
  3. İnsan haklarına saygı.
  4. Azınlıkların korunması.

Diğer yandan, AKPM Denetim Komisyonu geçen Aralık ayında, OHAL uygulamaları nedeniyle Türkiye’nin AB ile yürüttüğü üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulmasını teklif eden karar taslağını ezici çoğunlukla kabul etmişti.

AKPM’nin denetim süreci ne anlama geliyor?

  • Bu süreç, 1993 yılında oluşturuldu. Amacı ise 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışının ardından Avrupa Konseyi üyesi olmaya başlayan eski Sovyet ülkelerinin Batılı anlamda demokrasiye geçişlerini kolaylaştırmaktı.
  • Bir ülke denetim sürecine alındığında o ülkenin demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti alanlarında yasal mevzuatlarını, Konsey’in 1949’dan bu yana oluşturmaya başladığı normlara uygun hale getirmesi gerekiyor. Denetim Komisyonu bu bağlamda “monitoring” (denetleme) sürecindeki ülkelerin uyarlamalarını ve uygulamalarını denetliyor.
  • Ankara 1996’da başlayan bu süreçten yapılan reformlar sayesinde 8 yıl sonra 2004 yılında çıkmış ve “post-monitoring” olarak anılan “denetim sonrası diyalog” sürecine geçmişti.
  • AKPM bünyesinde bugüne kadar denetim sürecinden çıkarıldıktan sonra yeniden bu sürece alınan başka bir ülke yok. Türkiye’nin bu süreçten çıkarılması AB ile üyelik müzakerelerine başlamasında önemli rol oynamıştı. Yani Türkiye’nin denetim sürecine dönmesi AB ile sürdürülen müzakerelere büyük darbe vuracak.

AKPM bugünkü oylamasında Denetim Komisyonu tarafından önerilen kararı oylarsa Türkiye, demokrasilerinde çok ciddi yapısal sorunlar bulunan Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bosna-Hersek, Moldova, Sırbistan, Rusya ve Ukrayna ile aynı pozisyona düşmüş olacak.

İhracatçı Avrupa Birliği ile ilişkilerin normalleşmesini istiyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.