Kocaeli Üniversitesi Doğa ve Hayvan Dostları Kulübü

Yunus Kozan, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi… Kocaeli Üniversitesi Doğa ve Hayvan Dostları Kulübünün denetmeni olarak popülasyon sorunu ile nasıl başa çıkılacağını açıklıyor…

Kocaeli Üniversitesi Doğa ve Hayvan Dostları Kulübünün denetmeni olan Yunus Kozan, popülasyon sorunu ile nasıl başa çıkılacağını açıklıyor.

Bu hafta Kocaeli Üniversitesi Doğa ve Hayvan Dostları Kulüp denetmeni Yunus Kozan ile birlikteydik. Kulüp olarak çalışma ve projelerinden bahsettik. Ayrıca popülasyon sorununun nasıl giderileceği hakkında derinlemesine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Besleme, sağlık, toplama, bakım alanı, sponsor ve sosyal medya komisyonları

Kocaeli Üniversitesi Doğa ve Hayvan Dostları Kulübü olarak neler yapıyorsunuz? Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?


Kulübümüz, verimli çalışılabilmesi için yönetime bağlı komisyonlara bölünmüştür. Bunlar besleme, sağlık, toplama, bakım alanı, sponsor, sosyal medya komisyonlarıdır. Kulüp üyelerine komisyonlar hakkında açıklama yapılır ve herhangi bir komisyonda gönüllü olarak çalışmaya başlarlar. Yönetim kurulu komisyon başkanlarını haftalık olarak toplar, sorun ve çözümler konuşulur, uygulanır. Ayrıca yönetim gerek hayvan hakları gerekse Umuttepe kampüsünün genel sorunları hakkında sorun ve çözümleri belirterek ilgili kurumlarla çalışmalarını yürütür.

Besleme komisyonu ne yapar?

Besleme yapılırken sürü kavgalarını önlemek, kampüs içindeki köpek hareketlerini kontrol etmek, köpeklerin besleme yapan insanları alfa olarak görmesi ve koruma iç güdüsüyle saldırganlaşmalarını önlemek için besleme saatini ve kampüsteki besleme noktalarını belirler.

Haftanın beş günü yemekhaneden yemek artıklarını toplar ve bunları besleme noktalarına dağıtır.

Sağlık komisyonu ne yapar?

Kampüsteki hasta veya güçten düşmüş köpekleri veteriner hekimlere danışarak bakım alanımızda tedavisini yapar. Uyuz, burun-göz akıntısı, mantar, hafif yaralar gibi basit hastalıklar dışında bizi aşan bir durum söz konusu olduğunda ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakım Evi ile iletişime geçilir, köpek bakım evine teslim edilir.

Toplama komisyonu ne yapar?

Kampüsteki hasta, kısırlaştırılacak, sahiplendirilecek, agresif köpekleri toplar ve bakım alanına getirir.

Bakım alanı komisyonu ne yapar?

Bakım alanındaki dışkıları toplar. Bakım alanının genel temizliği ve düzeniyle ilgilenir.

Sponsor komisyonu ne yapar?

Özellikle yazın yemekhane kapalı olduğu için kuru mama ve özel veteriner masrafları için destek arar. Hem hayvanlar hem de üyelerimiz için etkinlikler düzenler.

Sosyal medya komisyonu ne yapar?

Facebook, Twitter, İnstagram gibi sosyal medya hesaplarını kontrol eder. Sahiplendirme ilanlarıyla ilgilenir.

Sizler yalnızca hayvanların korunmasına yönelik bir kulüp değil aynı zamanda doğanın korunması içinde var olmuş bir kulüpsünüz. Bu bağlamda doğa üzerine çalışmalar nasıl işliyor?

Doğa, doğal kaynakların ve hayvanların korunmasına doğrudan veya dolaylı olarak eğitim, araştırma, proje ve uygulama çalışmaları yoluyla katkıda bulunmaktır. Topluluğumuz bu amaca ulaşmak için doğa-insan ilişkilerinin ve doğal değerlerin tanıtılması, sevdirilmesi, doğayı ve onun bir parçası olan hayvanların koruma bilincinin yaygınlaşması, doğa ile ilgili sorunlara üniversitemizin öğrencilerinin dikkatinin çekilmesi, hayvanların korunmaları, yardıma muhtaç olanlarının bakım ve sağlıklı yaşamalarını sağlamak için bakım evlerinde gönüllülük yaparak, doğal yaşam ortamlarının arttırılması için çalışıyor.

Popülasyon sorunların en büyük sebebi

Kulüp olarak kampüsünüzdeki sorunların sebebi nedir?

Kocaeli Üniversitesi Umuttepe kampüsündeki sorunların ana nedeni popülasyondur. Köpeklerin saldırganlaşması, kampüsteki salgın şeklindeki hayvan hastalıkları, köpek yoğunluğundan dolayı hepsinin sağlıklı ve yeterli beslenememeleri, insan ve hayvan yaşamını sonlandırma olasılığı olan trafik kazaları ve daha birçok neden.  Hem hayvan refahını sağlamak hem de insan şikâyetlerini azaltmak için kampüste yaşayan köpeklerin belli bir sayıda olması gerekir. Bunu sağlamak için kısırlaştırma çalışması yapılmaktadır. Ancak bölgenin koşullarına uygun olmayan, plansız yapılan uygulamalarla bir yere varmak mümkün olmamıştır. Sadece kısırlaştırma çözümü getirmez. Ayrıca işbirliği ile yapılmayan çalışmalar günümüze kadar bir sonuç vermemiştir.

Peki, bu problemlerin çözümü için neler yapılmalıdır?

Umuttepe kampüsündeki hayvan probleminin çözümü için gönüllüler, Kocaeli Üniversitesi, İzmit Belediyesi ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi birlikte çalışmalıdır. Bahsi geçen uygulamaları birlik ve destek içerisinde gerçekleştirebilirsek Umuttepe Kampüsündeki “hayvan problemini” kesin ve kalıcı bir şekilde çözebiliriz.

Popülasyon sorunu

Öncelikle köpek kaynakları tespit edilmelidir.

Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü Köpek Kaynakları:

  • Kampüste doğanlar,
  • Yiyecek bulmak için kırsaldan gelip, kampüsü sahiplenenler,
  • Sorumsuz hayvan sahiplerince terk edilenler,
  • Sorumsuz belediyeler tarafından toplanıp başka belediyelere ait bölgelere atılanlar.

Bu kaynaklar incelendiğinde ve kulüp olarak kampüsteki köpekleri incelediğimizde, popülasyon artışındaki ana nedenlerin 3. ve 4. maddeler olduğunu tespit ettik.

Peki çözüm önerileriniz var mı?

Düzenli kısırlaştırma

Toplama ekipleri köpekleri yakalama konusunda sıkıntı yaşayabilmektedir. Kulüp olarak kısırlaştırmaya gidecek köpekleri haftalık toplayarak, bakım alanımızdan belediye ekiplerine teslim edeceğiz.

Köpek akışı

Eski İstanbul yolunun kampüsün üst kısımlarındaki belli bölgelere mama odakları kurulması, düzenli doldurulması. (Ormandan kampüse bir köpek akışı mevcuttur. Nedeni ise ormanda yemek bulamayan köpeklerin, kampüs içinde yemek bulabilmesidir. Eğer karınları tok kalırsa yer değiştirmezler.

Kimliklendirme

Kulübümüzce kampüsümüze ait olan hayvanlar küpe numaraları ile fotoğraflanacak ve dosyalanacaktır. Sahibi tarafından terk edilmiş köpek bu sayede tespit edilecek ve bakım alanımıza alınıp belediye ekiplerine teslim edilecektir.

Farklı İlçe Köpekleri

Kulübümüzce kampüsümüze ait olan hayvanlar küpe numaraları ile fotoğraflanacak ve dosyalanacaktır. Küpe numaralarından farklı ilçeye ait köpek tespit edilecek, bakım alanımıza alınacak ve ait olduğu belediyeye teslim edilecektir. Ayrıca yasal olmayan bu işlemi gerçekleştiren belediye İzmit Orman ve Su İşleri Müdürlüğüne şikayet edilecektir.

Bilinçlendirme ve eğitim sorunu

Hayvanların belli güdüleri ve buna bağlı olarak belli davranış biçimleri vardır. İnsanların hayvana karşı, hayvanlarında insanlara karşı saldırganlaşmasının bir nedeni de birbirimizin dilinden anlamadığımızdan kaynaklanır. Kulübümüzce hayvan davranışları konusunda etkinlikler düzenlemekte ve bilinçlendirme amaçlı afişler hazırlamakta, dağıtmaktayız.

Ana başlıklar neler?

  • Hayvan davranışlarının anlamları,
  • Isırmadan korunma yöntemleri,
  • Köpek korkusunun giderilmesi

İzmit Belediyesi ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Geçici Bakım Evi Trafiği

Trafiği azaltmak için yapacağımız çalışmalar;

Güçten düşmüş, tedavisi basit yaralara sahip olan (mantar,uyuz,ağız-burun-göz akıntısı,zayıflık,hafif yaralanmalar) hayvanların bakım alanımızda veteriner hekim desteğiyle tedavi edilmesi.


Kısırlaştırılma için köpek aramak ve yakalamakla kaybedilen zamanı önlemek.

Bir ihbar sonrasında tedavi altına alınacak köpeği aramak ve yakalamakla kaybedilen zamanı önlemek.

Bu çalışmaları gerçekleştirmek için gerekenler nelerdir?

  • Mevcut popülasyona göre bakım alanımızın genişletilmesi (Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden istek)
  • Saldırgan, güçsüz, hasta hayvanlar için bölmelere ayrılması(Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden istek)
  • Temizlik ve hayvanların ihtiyacı için su alt yapısı (Kocaeli Üniversitesinden istek)
  • Ulaşımı kolaylaştırmak için bakım alanına ulaşmak için düşe kalka indiğimiz yokuşa merdiven yapılması (Kocaeli Üniversitesinden istek)
  • Mama ve ilaçların saklanması için konteyner ve dolap.(Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden istek)

Umuttepe köpeklerini toplatmak çözüm mü?

Kocaeli Üniversitesi Doğa ve Hayvan Dostları Kulübü olarak Kocaeli Üniversitesi çalışanlarına ve öğrencileri ile paylaşmak istediğiniz bir şeyler var mıdır?

WHO (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre; sokakları birdenbire köpeksiz hale getirmek mümkün değil, hatta sakıncalıdır. Maksimum toplama kapasitesine ulaşılsa bile (popülasyon bilimcilere göre bu rakam %24) çözüm açısından fayda sağlamaz.

Nerede insana yakın, insana güvenen hayvan varsa onlar toplanır. İnsandan uzak hayvanlar çoğu kez kendini kurtarır ki esas doğurgan kitle bunlardır. Meydan doğurganlara kalır. Sokaklar boşalınca köpek başına düşen yemek miktarı artar ki bu durum üremeyi teşvik eder. Kırsaldan sokaklara aşısız, insana alışkın olmayan ve doğurgan köpeklerin gelmesine yol açar.

Peki, Kocaeli Üniversitesi Umuttepe kampüsü için çözüm nedir?

Kocaeli ilçe belediyelerinin Umuttepe ormanlıklarını, eski İstanbul yolunun üst kısımlarını köpek atım noktası olarak kullanması. Bu bölgelere bırakılan köpekler ormanda yemek ve barınacak yer bulamadıkları için Umuttepe kampüsüne inmektedir. Şu anki kampüs popülasyonunun bir kısmını Kocaeli Belediyesine ait olmayan farklı küpe numaralı köpekler oluşturmaktadır.

Sahipsiz hayvanların en önemli kaynaklarından biri de, çip uygulanmadığı için rahatça sokağa atılabilen sahipli hayvanlardır. Kayıt altına alınıp rutin izlemeleri yapılmayan bu hayvanlar sık sık sahip değiştirebildiği gibi sokağa atılabilmekte ve bunun tespiti yapılamamaktadır. Ayrıca sahipli hayvanlarda üreme kontrolüne ilişkin herhangi bir önlem alınmadığından yavrulamaları ve bu yavruların yuva bulamamaları sonucu sokakta yaşamak zorunda kalmaları önemli etkendir. Kısırlaştırılmadan sokağa atılmış yeni hayvanlar ve doğar doğmaz sokakta yaşamak zorunda bırakılmış yeni yavrular sokak hayvanlarına yönelik kısırlaştırma çalışmalarının yetersizliği ile birleşince sorun katlanarak artmaktadır. Ayrıca yurt dışından yasal ya da yasa dışı yollarla getirilen hayvanların kontrolsüz ve denetimsiz üretimleri de sorunun büyümesinde önemli bir kaynaktır.

Bu bağlamda neler yapılmalıdır?

Farklı belediyelere ait sahipsiz hayvanlar belediyelerine teslim edilmeli. Ve özellikle Kartepe Belediyesi başta olmak üzere Umuttepe bölgesine köpek atmamaları konusunda uyarılmalı, gerekirse cezai işlem uygulanmalıdır. Yaptıkları işlem yasadışıdır.

Umuttepedeki kısır olmayan ve bu bölgeye ait olan hayvanlar toplu halde kısırlaştırılmalı ve mümkün olan en kısa sürede 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince geri getirilmelidir. Çünkü bakim evinde geçirdikleri her gün barınak hastalığına yakalanma ihtimali artar ve tüm kampüse bulaştırabilirler. Barınak hastalığı köpeklerin topluca bulunduğu yerlerde görülür ve önlenmesi güçtür. Maalesef kısırlaştırmaya giden çoğu köpek bu hastalık ile dönmektedir.

Umuttepe köpekleri kimliklendirilerek yeni köpekler tespit edilmeli ve popülasyonun belli bir düzeyde tutulması amacıyla belediye ekiplerine teslim edilmelidir.

Tüm ev hayvanlarına mikroçip uygulanması zorunlu olmalıdır. Bu, hayvanların sokağa atılmasını önlemede tek geçerli yoldur.

Saldırgan köpekler tespit edilmeli ve rehabilite edilmeleri için bakım evine teslim edilmelidir.

Sonuç olarak;

Aşılayıp kısırlaştırdıktan sonra yerine bırakma, zararlı ve ya güçsüz olanların bakim evinde rehabilite edilmeleri. WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ‘ya göre köpek popülasyonu fazla olan ülkeler için tek yöntem budur.

Amaç; kabul edilebilir sayıda, sağlıklı, saldırgan olmayan, aşılı olduğu için kuduz yönünden risk taşımayan köpeklerin sokağa bırakılmasıdır.

Köpeklerin toplatılması için başlatılan imza kampanyası kesinlikle çözüm değildir

Kampüsümüzün bazı hocalarının köpek toplatılması konusunda başlattıkları imza kampanyası Umuttepe Kampüsü için kesinlikle çözüm değildir. Bu veriler göz önünde bulundurulduğunda toplatılmanın hiç bir işe yaramayacağı, aksine popülasyonun kısa bir süre içerisinde eskisinden daha beter hale geleceği aşikârdır. Yaşanan olaylar üzerinden verilen ani ve cahilce tepkiler bizleri daha büyük bir girdabın içine sokabilir. Popülasyon problemi Türkiye geneli bir problemdir.

Binlerce yıl önce evcilleştirdiğimiz, çoban koruma olarak kullandığımız, dost olduğumuz, kendimize muhtaç ettiğimiz, genleriyle oynayıp oyuncak ettiğimiz, bir eşya gibi alıp attığımız, belediye arabalarında oradan oraya savurduğumuz, yemek ve su bulamayacağı ormanlık alanlarda ölüme terk ettiğimiz, arabanın altında kafa ve karınları patlamış bir şekilde can veren, sürekli pis ve kokuyor diye ötelenen, dayak yiyen, günümüz toplumunda yaşaması yeterince zor olan, doğalarını yok ettiğimiz duyularını körelttiğimiz bir avuç yemeğe muhtaç bıraktığımız hayvanlarında bir canı var.

Bu dünyada insanlardan başka yaşayan canlılar ve yaşam hakları var. Doğayı değil, insanlığı bitiriyoruz; terazinin diğer ucunda bizler varız, unutmayın. Çok zor değil. Dünyadaki düşünebilen tek varlığız. Eyleme geçmeden önce sonuçlarını düşünün. Eğer düşünemiyorsanız, köpek ile köpek oluyorsanız, insanlığınızdan utanın.

Kocaeli Üniversitesi Doğa ve Hayvan Dostları Kulübünün denetmeni olan Yunus Kozan, popülasyon sorunu ile nasıl başa çıkılacağını açıklıyor.

Köpek korkusu

İnsanların köpeklerden korkmalarının sebebini sorsak, nasıl bir açıklamada bulunursunuz?

Köpek korkusu genelde çocuk yaşta yaşanmış travmalar sonucunda oluşuyor. Tabi ki bunun yanında yetiştirilme tarzı da çok önemlidir. Bir hayvanla büyümüş çocuk ile ” mikroplu, ısırır, pis, hastalık kaparsın” söylemleriyle yetiştirilen çocuklar arasında dağlar kadar fark var. İnsan egemen bir toplumda yaşadığımız için sadece varlıklarından rahatsız olan insanlarda mevcut. Ama sonuç olarak her canlının yaşam hakkına sevmesek bile saygı duymalıyız.

Peki, insanlar hayvanlara nasıl yaklaşmalı?

Öncelikle düşünebilen tek ırk olarak güdüleriyle hareket eden ve bunun dışına çıkamayan hayvanların davranış çeşitlerini, neden saldırganlaşabileceklerini öğrenerek onlara göre hareket edebiliriz.

Hayvanların davranışlarını biraz okuyabilirsek, anlayabilirsek onlarında saldırganlaşması için herhangi bir neden kalmaz.

Peki, hayvanlar neden saldırganlaşır?

Bir köpek belli bir bölgeyi sahiplenir ve yabancı olarak gördüğü, anne ise yavrularını koruma amaçlı, önceden size benzeyen biri tarafından dayak yediği, çiftleşme dönemi olduğu için saldırganlaşabilir. Ancak şunu anlamalıyız ki “havlamak” saldırganlık manası taşımaz. Biz nasıl konuşarak iletişim kuruyorsak köpeklerde havlar. Eğer bir köpek size havlıyorsa öncelikle sakin olun. Size diyor ki; “sen kimsin yabancı, tehlikeli misin?”.

Eğer kaçarsanız, tekme atmaya çalışırsanız, bağırırsanız, ani tepkiler verirseniz; bu tehlikeli olduğunuz anlamı taşır. Yapmanız gereken sakin olmak, göz teması kurmamak, kaçmamak ve mesafenizi korumaktır. Sevgi sözcükleriyle köpeği sakinleştirmeye çalışabilir ve tehlikeli olmadığınızı hissettirebilirsiniz.

Türkiye’de hayvanlara yönelik şiddet, işkence, tecavüz olayları son zamanlarda artmadı

Son zamanlarda Türkiye’de hayvanlara yönelik artan akıl almaz şiddet, işkence, tecavüz olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de hayvanlara yönelik şiddet, işkence, tecavüz olayları son zamanlarda artmamıştır. Sadece son zamanlarda medyada yer verilmeye başlanmıştır.

Sorunun temel nedeni 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununun yetersizliğidir. Öncelikle kanun “kabahat” kapsamından çıkmalıdır. Kanunda gerekli yaptırımların yetersiz olduğu ve bunun üstüne yetersiz olan kanunun bile uygulanamadığı bir Türkiye’miz var. Kanun uygulansa bile kabahat kapsamında olduğu için parası olan herkes şiddet, işkence ve tecavüz olaylarını gerçekleştirebilir. Affınıza sığınarak söyleyeceğim; bu kanunun “genelev” uygulamalarından ne farkı olduğu tartışılır.

5199 sayılı kanun sivil toplum örgütleri, dernekler, kurumlar ile hazırlanmalı ve kabahat kapsamından çıkmalıdır. Yaptırımların uygulanabilmesi için Orman ve Su İşlerinin bilinçli bir personel ile çalışması dili olmayan hayvanın gelip şikâyette bulunmasını beklememesi gerekmektedir.

Bu dünya sadece bizlere ait değil!


Bu dünyayı bizim dışımızdaki canlılarla paylaşmayı öğrenmeliyiz. Sevmesek bile, yaşam hakkına saygı duymalıyız. Sorunlarımızın tek bir ortak noktası var. O nokta biziz. Yaşayacakları bir doğa bırakmadık. Bizler yüzünden çöp karıştırıyor, istenmedikleri için ormanlara atılıyor, tecavüz ediliyor, işkence ediliyor, can veriyorlar. Onları çok eski tarihlerde evcilleştirdik ve elimize muhtaç ettik. Bu nedenle onlara iyi bir hayat sağlamak tüm insanların sorumluluğudur. Onların hakları var ama savunamıyorlar, onların dili biziz, sizsiniz.

Trakya Üniversitesi’nden hayvan hakları için örnek proje