MFÖ değil, Mazhar Olmak

Mazhar olmak…Kitabın ilk sayfasında da yazdığı gibi “iyi bir şeye erişmek, ulaşmak” mazhar olmak, tıpkı Mazhar Alanson’un bu kitabıyla bize bıraktığı miras sayesinde ulaştığı iyilik bütünü gibi.

MFÖ değil, Mazhar Olmak

Kitabı açar açmaz sanki yakından tanıdığınız birinin size bıraktığı mirasla karşılaşıyorsunuz gibi bir his karşılıyor sizi. Sayfa numaralarından kitaptaki yazıların çoğuna, çizimlerden şarkı sözlerine Mazhar Alanson’un kendi el yazısıyla karşılaşmak sizi şaşırtırken tam, şaşırtacak daha birçok şey olduğunu fark ediyorsunuz: 1964-1965’e ait Ankara EGO bileti, hiçbir yerde yayımlanmamış fotoğraflar, müze biletleri ve film afişleri, akorlar,ebru çalışması… Kısaca hayatı!

MFÖ değil, Mazhar Olmak

Sanki onun yıllarca yazdığı günlüğe erişmişsiniz, sanki bu kitabın aynısından başka kimsede yokmuş da tek sahibi sizmişsiniz gibi hissettiriyor kitap. Şu şarkının hikayesi ne acaba veya acaba o askerlikte ne yaptı gibi düşünceler hepimizin aklından geçmiştir. İşte bunların hepsini yanıtlıyor Alanson tüm samimiyetiyle. Zaten öyle bir dil kullanmış ki tadından yenmez. Abisiyle, ablasıyla, kardeşiyle, en yakın arkadaşıyla konuşuyormuşçasına… İçine alıveriyor kitap bir anda sizi.


MFÖ değil, Mazhar Olmak

Kitap zaten başlı başına bir sürprizken bir de CD çıkıyor içinden, gitarın ses deliği şeklinde tasarlanmış. O kadar doğal bir kayıt ki dinlerken hafif gülüşler, tatlı tonlamalarla samimiyetin kelime anlamını hatırlatıyor. O sırada Mazhar Abi sesleniyor sanki: “…bitti mi sandın” Hiç biter mi? Şarkıların sözleri, notalarını da eklemeyi unutmamış yine kendi el yazısıyla.


Renkler, yazılar, çizimler, şiirler… Her şey birbiriyle o kadar uyumlu ki kitaptan öte birisinin hayatına yumuşak bir dokunuş gibi bu eser. 1984’ten beri dillerden düşmeyen Ele Güne Karşı’ları ile başlayan MFÖ hikayesi, yaşlar ilerlese de eksilmeyen karizmaları ve konserlerindeki inanılmaz enerjilerinin yanısıra Yandım Yandım’daki tadı veren o Mazhar Alanson’un naif duygusal yanını da eserde görüyoruz. Kısaca aslında Alanson bize Mazhar Olmak ne onu anlatıyor. Hayata Mazhar gibi bakmak ne ifade ediyor, onu gösteriyor. O rengarenk gitarı ve yüzündeki kocaman gülümsemesinin altında yatan şeyleri anlatıyor.

Mazhar… Bir iyiliğe erişmiş, erişen kimse.


Nice güzel iyiliklere Mazhar Alanson, sen çok yaşa, biz de görelim.

Yeşilçam’ın ustalarından kanser hastalarına müzikli moral


İpek Tanrıverdi
İpek Tanrıverdi, 1995 yılında Adana’da doğdu. Lise öğrenimini Adana Anadolu Lisesi’nde bitirdikten sonra Bilkent Üniversitesi İşletme (İngilizce) bölümünü kazanmasıyla yolu Ankara’ya düştü. Sonrasında, o da herkes gibi İstanbul ile tanıştı. Hayvansever, insansever ve yaşamseverdir.