ABD Türkiye ile nasıl kafa buluyor?

ABD nasıl ki, Kobani’de, Türkiye ve Peşmerge güçleriyle ortak hareket ederek IŞİD’i temizlediyse, bugün de Türkiye’yi bir kenara koyarak Suriye’de YPG’ye destek sağlıyor. Aslında ABD işini yapıyor!

ABD Türkiye ile nasıl kafa buluyor? trump erdoğan ypg pyd
ABD Türkiye ile nasıl kafa buluyor?

ABD Türkiye ile kafa buluyor!

ABD’yi bilmeyen, tanımayan yok artık. O şaşaalı sosyal yaşamından, sahillerinden bahsetmiyorum tabi. Siyasal tarihinden, ekonomik tarihinden bahsediyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin arkasında bıraktığı “kanlı tarihi”ne vurgu yapmak istiyorum.

ABD’nin geçmişine baktığınızda kirli bir tarih vardır. Evet, kendi sınırları içerisinde hukukun üstünlüğünü temel esas almış ve şeridinden ayrılmamaya özen göstermiştir.


Ne zamana kadar?

Uluslararası çıkarlarına ters düştüğü ana kadar! İşte o zaman, ABD’nin görünürde legal olan ama uluslararası alanda illegal çalışmalarda imzası olan istihbarat teşkilatı CIA aracılığı ile tereyağından kıl çeker gibi işini dünya çapında çözüme kavuşturmuştur!

Buradan nereye geleceğim. ABD’nin Ortadoğu’daki küresel çıkarlarına…

Artık şunu çok iyi biliyoruz ki; ABD, çıkarlarının olduğu her yerde vardır. Oraya yerleşmiştir ve örümcek ağıyla o bölgeyi örmüş, orada söz sahibi olmuştur! ABD’nin tarih sömürgeciliğine baktığınızda da “çıkarcı” politikasının sürekliliğinin devamı için siyasi, askeri, ekonomik illegal çalışmaları olmuştur. Öyle ki, yeri geldiğinde egemenlik kurmak istediği ülkenin siyasi iradesi ile hareket etmiş, yeri geldiğinde ise yine aynı ülkenin siyasi gücüne karşı ayaklanan; kimine göre “gerilla” kimine göre “terörist” olan gruplara meşru ya da gayri meşru yollardan destek sağlamıştır.


Örnek vermek gerekirse, bundan yüz yılı aşkın süre önce ABD’nin başındaki Theodore Roosevelt, İspanya’nın gücü altında olan Küba’daki (ABD “gerilla” demeyi tercih ediyor) gerillalara yardım sağlıyor. Nedeni ise İspanya’nın faşist uygulaması ve sömürgeci politikasına karşı “gerilla”nın yardım istemesiydi. Yardım da edildi açıkçası ve Küba özgürlüğüne (!) kavuştu. Aslında sömürge el değiştirmişti. Yani ABD, Küba’daki sömürüyü İspanya’nın elinden almıştı.

Sonra ne oldu?

1959 yılında, Küba lideri Batista‘ya karşı bir direniş hareketinin son sahneleri yaşanıyordu ve Fidel Castro‘nun başını çektiği direniş örgütü zafere çok yakındı. Bu direniş sırasında ise ABD bu kez direnişçilerin değil, faşist lider Batista’nın yanındaydı. Çünkü, sömürgeciliğinin devamı için Batista’ya ihtiyaç vardı! Ancak, işler yolunda gitmedi ve ABD, Küba’da yenildi. ardından ABD Domuzlar Körfezi harekatında bu kez Castro’ya karşı direnişçilerin yanında yer aldı.

ABD böyle riyakarcı bir ülkedir işte!

O günden bugüne değişen bir şey yok; ABD yine aynı ABD ve bundan sonra da öyle olacaktır! Bu günlerde Trump’ın ABD başkanlığından alınma durumu söz konusu; ancak Trump gitse ve yerine Mrump gelse ABD dış politikası değişmeyecektir! Çünkü ABD’de başkanın yanında bir de Pentagon vardır. O yüzden ABD’nin dış politikası başkandan ibaret değildir.

ABD, bugün Suriye’de PYD / YPG‘ye silah yardımında bulunuyor; bunun yanında “müttefikimiz” ya da “stratejik ortağımız” dediği Türkiye için de “Türkiye’yi üzecek bir şey yapmıyoruz, yapmayacağız” diyor. Kandan beslenen, sömürgeci ABD nasıl ki, Kobani’de, Türkiye ve Peşmerge güçleriyle ortak hareket ederek IŞİD’i temizlediyse bugün de Türkiye’yi bir kenara koyarak, Türkiye’nin “PKK terör örgütünün Suriye’deki kolu” dediği YPG yapılanmasına askeri, ekonomik ve lojistik destek sağlayarak Suriye’de milli çıkarlarımıza aykırı hareket ediyor!


Sözün kısası ABD Türkiye ile kafa buluyor!

Trump görevden alınacak mı? ABD’de neler oluyor?


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…