Barkın Özdemir, 21 yaşında üniversite öğrencisi. Bir yıl okula ara vererek dünyayı gezmek için yola koyuldu. Dokuz ayda toplam altı kıtada 38 ülkeye ayak bastı. Bütçesinin bir kısmını ise aylık 400 lira olan devlet bursuyla oluşturdu.
Ya birkaç ülke gezip geri dönüyor ya da kıtayı boylu boyuna turluyor. Adrenalini seviyor. Macaristan’da parasızlıktan banklarda da uyumuş, Avustralya’da yunuslarla yüzüp, dört metrelik pitonla da karşılaşmış. Şu anda Şili’de gönüllü öğretmenlik yapıyor ve günde 40 lira harcayarak macerasına devam ediyor. Barkın Özdemir, Hürriyet Seyahat‘ten İsmail Sarı’ya konuştu.
Dünyayı gezmekten daha büyük bir okul olamaz!
Okula ara verip dünyayı gezmek aklınızda hep var mıydı?
Barkın Özdemir: Üniversiteye adım attığımdan beri istiyordum. Sonunda bu yıl hayalimi gerçekleştirdim. Bu yaptığım her ne kadar sıra dışı gibi görünse de Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde üniversite öğrencileri için gayet normal bir şey. Bir yıl geç mezun olsam ne olacak ki, dünyayı dolaşıyorum, bundan daha büyük okul olamaz.
Seyahate olan böylesi bir tutkuda ailenizin de payı var mı?
Barkın Özdemir: Kesinlikle… Küçükken ne zaman boş vaktimiz olsa bir yerleri gezerdik, tabi şimdi boynuz kulağı geçti. Özellikle babama gezgin diyebilirim. Kendisi emekli asker, NATO’da görev yaparken balkanlarda yaşama fırsatı oldu.
Sonrasında yeni işinde de bol bol Afrika ülkesi gezdi ve İspanya’da yaşadı. İlk seyahatlerimde hep onu örnek aldım ama şimdi “Oğlum biraz da evde otursan?” diyor. Şu ana kadar 6 kıtada, 38 ülke gezdim.
Sadece Güney Amerika’yı altı ay ayırdım. Özetle uzak ve tekrar gitmesi zor olan yerlere uzun süreli gitmeye çalışıyorum. Örneğin Avustralya’ya ilk gittiğimde bir ay kalıp üç eyaleti gezme şansım oldu.
En büyük hayalim Antarktika
Bundan sonrası için planınız nedir?
Barkın Özdemir: Yoldaki dokuzuncu ayımdayım. Arjantin, Uruguay, Brezilya, oradan da Biyolojist bir arkadaşımın bol ısrarıyla çoğumuzun bile bilmediği Gayana’ya kamp yapmak için gitmek istiyorum. Tabii en büyük hayalim Antarktika’ya geçmek…
Gezdiğiniz kıtalarda en çok aklınızda kalan anlar nelerdi?
Barkın Özdemir: Güney Afrika’da kaya atlayışı yaparken yunus sürüsüyle yüzmek çok büyüleyiciydi. Avustralya’da ormanda yürürken dört metrelik pitonla karşılaştım. Budapeşte’de bankta uyumak, Peru’da Şamanların ayinine katılmak, Gold Coast’dan balinaların zıplayışına tanık olmak harikaydı.
Bir de Sri Lanka’da hayatımı değiştiren rahiplerle tanıştım, Ekvador’da hiç tanımadığım bir kızı kurtarmak için kavgaya dalmam da ilginçti.
Güney Amerika’yı tek geçerim!
Neredeyse tüm kıtalara ayak basmışsınız, sizce en güzeli hangisi?
Barkın Özdemir: Güney Amerika’yı tek geçerim. Kıta rengârenk ve enerjisi çok yüksek. Buradaki insanlar biraz da konum itibariyle çok mutlu, sorunları var ama her şeyi bırakıp bir anda dansa başlayıp hayatı akışına bırakıyorlar. Hiç tanımadığım insanların evinde kaldım ve artık hepsi ailem oldu, mezuniyetime bile gelecekler. Zaten ikinci kez Güney Afrika’ya gittiğimde de iki kilo çiğ köfte ve mantıyla evlerine gittim.
Bütçenizi nasıl ayarlıyorsun?
Barkın Özdemir: Bildiğiniz gibi devletin üniversite okuyan her öğrenciye verdiği bir kredi var. Aylık 400 lira veriyorlar. Üniversitenin ilk senesinde o paraya dokuz ay hiç dokunmayıp birikim elde ettim. Dokuz ayın sonunda ilk Avrupa turumu bu sayede gerçekleştirdim. Daha sonra da hem kredileri biriktirmeye devam ettim hem de okulda çalıştım.
Avrupa için bu bütçe idare etse de, diğer kıtalar için zor olmuş olmalı…
Barkın Özdemir: Evet… Şu ana kadar bütçe olarak beni en çok zorlayan ülke Avustralya oldu. Günlük 60 ile 80 lira arasında harcadım. Güney Afrika ise gezdiğim en ucuz ülkeydi. Toplam 600 lira harcadım. Şu ana kadar cebimden çıkan toplam miktar 15 bin TL.
Yanına aldığı üç şey
Seyahate çıkarken yanınıza neler alırsınız?
Barkın Özdemir: Komik gelecek ama bir tane kafa lambam var ve onu almadan asla yola çıkmam. Çünkü çokça aksaklıklar atlattım. O kadar çok dağda bayırda kayboldum ki, bazen hayat kurtarıyor. Onun dışında kameram, not defterim ve birkaç kıyafet alarak yola koyuluyorum.
Ne gibi aksaklıklar atlattınız?
Barkın Özdemir: Örneğin Güney Afrika’da Couchsurfing’den tesadüfen tanıştığım Hayden ile Stellenbosch dağlarında sekiz saat kayboldum. Gün batımını seyretmek için çıktığımız dağda dönüş yolunda her yer zifiri karanlık oldu. İnternetimiz olmasına rağmen GPS’de çalışmıyordu.
Yaklaşık dört saat sonra Hayden’in arkadaşlarına konumumuzu paylaştık. Bu arada bekleme sırasında otostop çekemiyoruz ve yolun yanındaki su kanallarından saklanmak zorunda kalmıştık. Afrika’da otostop demek intihar demek, özellikle de akşam saatlerinde bilmediğiniz yerlerde dolaşırsanız çok tehlikeli…
En eğlenceli seyahatin hangisiydi?
Barkın Özdemir: Hırvatistan’da bir hafta 40 yatla partilerken buldum kendimi… Her şey bir anda gelişmişti. Çok güzel kızlar tanımıştım. Hatta hayatında şampanya nedir bilmeyen ben, o bir hafta günde üç kere şampanya patlattım, deli gibi eğlendim.
Brooklyn’deki gizli partileri tecrübe etme şansım oldu ortam inanılmazdı. Ama fazla detayına girmeyeyim…
Şu an Şili’desiniz. Orada hayat nasıl, neler yapıyorsunuz?
Barkın Özdemir: Son iki yıldır Şili listemde en üst sıradaydı. Bir sosyal gönüllük projesi altında 2,5 aylığına farklı bölgelerdeki çocuklara İngilizce öğretmenliği yapıyorum. Bu sosyal proje sayesinde de bir ailenin yanında kalıyorum ve her gün bir öğünümü karşılıyor. Günlük de 40 lira harcamaya çalışıyorum.
Dünyayı gezdikçe hayatımla ilgili aldığım önemli kararları hep seyahatlerim sırasında aldığımın farkına vardım. Duyguları yoğun yaşayan biriymişim meğer ve tahmin ettiğimden daha cesurmuşum. Halen bazı yerlere hangi cesaretle gittiğime inanamıyorum. Küçüklüğümden beri uçaklara karşı ciddi bir tutkum var. Her gittiğim ülkeden uçak maketleri alıyorum. Şu anda 147 tane uçak modelim var.
Not: Barkın Özdemir’in seyahatlerinde çektiği muhteşem fotoğrafları ve yaşadıklarını @barkinozdemir Instagram hesabından takip edebilirsiniz.