Faytonların at katliamı: Yılda 800 at ölüyor!

İstanbul’da Adalar genelinde 1540 at faytonlarda çalıştırılıyor. Asfalt yolda ve Adalar’ın dik yokuşlarında koşmak atların doğasına aykırı. Aç ve susuz koşmak zorundalar. Senede 800 at ölüyor.

Faytonların at katliamı: Yılda 800 at ölüyor!

Faytonların at katliamı!

Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nin (HAKİM) raporuna göre, Adalar genelinde 272 fayton bulunuyor ve 1540 at bu faytonlarda çalıştırılıyor.

Resmi verilere göre, yılda 400 at fayton kazalarında ve/veya bakımsızlıktan ölüyor. Bianet’ten Çiçek Tahaoğlu’nun haberine göre;  Faytona Binme Atlar Ölüyor inisiyatifinden Elif Narin, “400 sayısı sadece belediyenin gömme işlemini yaptığı at sayısı. Ama biliyoruz ki sakatlanan atlar ormanda kaderine terkediliyor, denizin dibinde at cesetleri görüntüleniyor. Biz bir senede ölen at sayısının 700-800 civarında olduğunu tahmin ediyoruz” diyor.


Atların faytonda çalıştırılması Adalar’a has bir gelenek değil. Antalya, Kuşadası, Eskişehir, İzmir, birçok ilde fayton hala turistik bir ulaşım aracı. Yine de en çok sömürü Adalar’da, Kınalı Ada hariç. Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi‘ne göre, Adalar toplamındaki 272 faytonun yaklaşık 230’u Büyükada’da bulunuyor.

Atların ortalama ömrü 20 yıl iken, faytonda çalıştırılan işçi atlar 2 yıl yaşıyor prens adaları büyük ada adalar

“Atların ortalama ömrü 20 yıl iken, faytonda çalıştırılan işçi atlar 2 yıl yaşıyor”

Elif Narin, “Atların ortalama ömrü 20 yıl. Faytonda çalıştırılan atlar ise çalıştırılmaya başladıktan sonra en fazla iki yıl yaşıyor” diyor:

“Adalar’ın çok dik yokuşları var. Asfalt yolda ve dik yokuşlarda koşmak atların doğasına aykırı. Özetle Adalar’da faytonda çalıştırılmak atların doğasına aykırı. Ayrıca asfaltlar parçalandığında, atların ayağı takılıyor ve yaralanıyorlar. Yaralandıklarında da artık koşamayacakları için ölüme terkediliyorlar.”

Atların ortalama ömrü 20 yıl iken, faytonda çalıştırılan işçi atlar 2 yıl yaşıyor

Aç ve susuz koşmak zorundalar

Elif Narin, koşturulan atların çok fazla yememesi ve su içmemesi gerektiğini söylüyor.

“Atlarda ‘çatlama’ diye bir durum var. Eğer yemek yiyip, su içip üzerine koşarlarsa çatlama yaşayabilirler. Bu nedenle aç ve susuz koşturuluyorlar. Çok acı bir şey bu. İnsanlar da sıraya giriyor, sonra üstlerine binip geziyorlar. Hamile atlar, yeni doğum yapmış atları koşturuyorlar.”

Adalar'a teknelerle taşınıyorlar atlar fayton

Adalar’a teknelerle taşınıyorlar

Bu atların Adalar’a nasıl getirildiğini Narin şöyle anlatıyor:


“Yurdun çeşitli yerlerinde yetiştirilen atlar önce Kartal’a getiriliyor. Burada teknelere yüklenip Adalar’a taşınıyorlar, köle gibi tıklım tıklım teknelerde… At çok hassas bir hayvan, korkup tekneden kendilerini de atabilirler, ki belki böyle olaylar da oluyordur. Yaralanmış, koşamayacak durumda olan atların denize atıldığına dair duyumlar da alıyoruz. Bunlar ne kadar doğru bilmiyoruz ama denizin dibinde at cesetlerinin görüntülendiği fotoğrafları gördük.”

büyükada faytonların at katliamı faytona binme

Taksi plakası gibi kiralıyorlar

Narin, Büyükada’da faytonculuğun tekelleştiğini ve faytonların taksi plakası gibi kiralandığını anlatıyor:

“Büyükada ‘daki faytonların tümü birkaç kişinin elinde. Taksi plakası kiralandığı gibi faytonlar da kiralanıyor. Mesela 6 aylığına belli bir ücret karşılığında faytonu kiralıyorlar, alan kişi de verdiği parayı çıkartabilmek için atları canı çıkana kadar sömürüyor. Atlar faytonu kullanan kişilerle birlikte kalıyor. Kaldıkları yerleri ziyaret ettik ve ne hayvan ne de insan için uygun olmayan yerler olduğunu gördük. İnsan sağlığı için de atlarla beraber yaşam koşulları uygun değil.”

Büyükada'da atlar için sağlık merkezi yok

Büyükada’da atlar için sağlık merkezi yok

Narin’in dikkat çektiği bir diğer konu, faytonlarıyla ünlü Adalar ‘da atlara yönelik bir tedavi merkezi olmaması.

“Her yerde faytonlar var ama atların bakımını yapacak bir merkez, bir veteriner yok. Atlara araç muamelesi yapılıyor, faytonlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ve fiyat tarifeleri belirleniyor ama sağlıklarına dair bir çalışma yok. Adalar’ın elektrikli araçlar, bisikletler ve faytonların oluşturduğu keşmekeşinde sürekli fayton kazaları oluyor. At düşüp bacağı kırıldığında, inşaattan kepçe çağrılıyor ve at kepçeyle taşınıp ormana atılıyor. Orada kaderine terkediliyor.”

elektrikli fayton adalar

Alternatif: Elektrikli fayton

Peki çözüm ne? Elif Narin öncelikle atlı faytonların kaldırılması gerektiğini vurguluyor ve alternatif ulaşım yöntemlerini sıralıyor:

“Ekolojik bir sürü taşıma yöntemi var. Örneğin elektrikli fayton kullanılabilir, elektrikli faytonlar da gayet nostaljik. Üstelik çok daha temiz, Ada’yı temiz tutmak için de bu seçenek değerlendirilebilir. Ayrıca tramvay, mini tren gibi yöntemler de var.”


Narin elektrikli faytona geçilmesi durumunda, faytonlardan kurtarılmış atların da Adalar’daki halihazırda bulunan ahırların koşulları düzeltilerek ömürlerinin sonuna kadar orada yaşatılabileceklerini söylüyor, “Sivil toplum bu konuda yardımcı olur, bir kurum veteriner verir. Hiç de zor olmayan şeyler bunlar.” (Kaynak: Bianet)

Stephen Hawking ilk kez tarih verdi: Dünya’yı terk etmeliyiz!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.