Yoğun sınav maratonunda sona yaklaşırken, öğrencilerde bir takım zihin karmaşası, heyecan, yorgunluk ve tüm bunlara bağlı olarak kaygı ve motivasyon eksikliği görülebilir.
ERA Okulları PDR Bölüm Koordinatörü Aslı Kanizi, bunları aşmak için nelere dikkat edilmesi ve nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini anlattı.
Yüksek öğrenim sürecine adım atacak öğrencileri özellikle YGS’nin ardından daha zorlu ve belirleyici bir süreç bekliyor. Bu son dönemde öğrencilerin sergilemesi gereken tutumlar ve dikkat etmesi gereken konular mevcuttur.
Doğru hedefler itici güç olacaktır!
Aslı Kanizi, LYS hazırlık sürecinde olan öğrencilerin girilen son düzlükte yanlış hayallere kapılmamalarını ve doğru hedeflere doğru yönelmesi gerektiğini söylüyor:
- Sene başından beri süregelen hedeflerden şaşarak gerçeklik çerçevesinin dışına çıkılmamalıdır. Örneğin, süreçte sona yaklaşırken gerçekçi olmayan hedeflere yönelmek kaygı oluşturur ve motivasyonu olumsuz etkiler.
- Öğrenci, tüm unsurları göz önünde bulundurarak çevreden aldığı önerileri, kişisel ilgi, yetenek ve becerilerini ele almalı ve hedefini bunlara göre belirlemelidir. Bu hedefler öğrencide itici güç oluşturmalı ve sınava bununla girmelidir.
İlk sınav olan YGS’den sonra motivasyonu canlı tutmak önemli unsurlardan biridir. Bu konuda okulların rehberlik birimleri tarafından öğrencilerin vizyonlarını geliştirmek adına üniversite ve fakülte gezileri, meslek tanıtım gezileri düzenlenmektedir. Öğrenciler, sene başından beri ilgi, yetenek, beceri ve vizyonları doğrultusunda gerçekçi hedefler belirleyerek motivasyonlarını yüksek tutmalıdırlar.
LYS neden önemlidir?
LYS , bireyin hayatında belirleyici olan ve uzun seneler meşgul olacağı, geri dönülmez olmamakla birlikte genellikle bu dönemde tercih ettikleri meslek dalıyla yaşamlarını idame ettirdiklerinden dolayı birey için kritik bir seçim dönemidir. Bu sebeple LYS hayatımızda önemli bir yer oluşturmaktadır:
- Öğrencinin tercihlerinde akademik başarısının yanında ilgi, yetenek ve becerisi de çok önemlidir. Öğrenci, ilgi, yetenek ve becerilerini bilerek, gerçekçi davranmalıdır. Aile ve okul da öğrenciyi bu yönde yönlendirmelidir.
- Sınav yaklaştıkça aileler öğrencilere kendilerine verdikleri değeri çok iyi hissettirmeli, sınavın sonucunda kendisinin ailedeki değerinin değişmeyeceğini yansıtmalıdır.
Öğrenci üniversite sınavının girdiği diğer sınavlara benzemediğini, hayatı boyunca kendisinin icra edeceği mesleği için bir adım ve hazırlanma süreci olduğunu bilmelidir. Ancak bunu öğrenciye aktarırken geri dönülmez bir yolmuşçasına aktarıp, kaygıya sürüklemekten kaçınılmalıdır. Sadece önemli bir süreç olduğunu hissettirmek ve bilinçlendirmek önemli ve yeterlidir.
Sınavdaki başarıyı sağlayacak bir diğer faktör, öğrencinin dikkatini dağıtmadan odaklanarak sınav sürecine hazırlanmasıdır. Özellikle içinde bulunduğumuz bahar döneminde ergenlerde enerji ve hareketlenmeler görülebilir.
Bu dönemde öğrencinin bilinçlendirilerek enerjisini sınava yönlendirmesini, boş vakitlerinde ise zihinsel ve fiziksel açıdan dinlenmeleri gerektiğini iletmeliyiz. Öğrenci kendisini dinlemelidir. Böylelikle önündeki sınav ve seçim döneminde kendisini daha hazır hissedecektir.
Unutulmamalıdır ki; sınavlar hayatımıza renk katar ama asla hayatın rengi değildir. Tüm sınava girecek öğrencilerimize başarı ve mutluluklar dileriz…