Meme kanseri farkındalık çalışmasının şuursuzluğa dönüşmesi

Son günlerde kadınlar arasında yapılan meme kanseri farkındalık çalışmasının, bir sosyal medya şuursuzluğuna dönüştüğünü görüyoruz.

Meme kanseri farkındalık çalışmasının şuursuzluğa dönüşmesi

Sosyal medya kullanıyorsanız mutlaka karşılaşmışsınızdır; kadın kullanıcıların “15 haftadır çilek yemedim. 10 haftadır elma yemedim” şeklindeki paylaşımlarıyla. Doğdukları gün karşılığında bir yiyecek ismi, ay karşılığında kaç haftadır olacağına dair yazılmış bir metne istinaden kendi doğum tarihlerine göre yapılan bu paylaşımlar ne kadar mideye hitap ediyor gözükse de Meme Kanseri‘ne dikkat çekmek amacıyla yapılan bir oyun.

Kadınlar “meme” demeye çekiniyorlar mı?

İronik olan ise bunun kadınlar arasında yapılıyor olması. Kadınlar “meme” demeye çekiniyorlar mı? Neden erkekler bu konuda saf dışı bırakılıyor? Farkındalık yaratılmaya çalışılırken istatiksel olarak daha az olmasına rağmen, erkeklerin de meme kanserine yakalanabilidikleri; hatta daha riskli meme kanseri türleriyle mücadele etme olasılıkları olduğu bilinmiyor mu?


Kadınlar hayatlarını paylaştıkları erkeklerin memelerindeki bir değişimde belki onlardan daha fazla farkındalık içinde olabileceklerinin farkında değiller mi?

O zaman affınıza sığınarak daha cesur bir şekilde sorayım “Kadınlar memelerine ne kadar sıklıkla eller? Peki hayatlarını paylaştıkları erkek memelere ne kadar ilgilidir?”

Meme kanseriyle ilgili farkındalığı olan bir erkeğin sevdiği kadına bu konuda uyarıda bulunup hayatını kurtarma olasılığı sizce sadece benim romantik bir düşüncem midir?

Hastalık utanılacak bir şey değil!

Feminist bir dil ile yazmak istemiyorum ancak nasıl ki insanın ciğeri, midesi kanser olabiliyorsa memesi, vajinası da kanser olabilir. Hayatı paylaştığımız karşı cinsi öteki yaparak kurduğumuz bir iletişim dilini, ne kadar eğlenceli gözüküyor olursa olsun, doğru bulmuyorum. Hastalanmak utanılacak bir şey olmadığı gibi, dişilik sadece meme ile olmuyor.

Hayatlarımızı paylaştığımız adamlar, kadınları memeleri için sevmiyor muhtemelen. Memenin, göğüs kafesinin altında kendisi için sıcacık hissettiği yürek için seviyordur. Yok eğer aksi ise yine biz kadınların saklayacak bir şeyi yoktur. Bir hastalık aracılığıyla hayatımızdaki büyük bir yanlıştan kurtulmuş olur, yine kazançlı çıkarız.

Bu paylaşımlar ilk yapıldığında gerçekten amacına ulaşmış herkes birbirine sormuş meme kanseri üzerine konuşulmuş, ilgi toplanmıştı. Ben de desteklemiştim. Ancak artık erkek kullanıcıların “arkadaşlar ne oluyor yine meme kanseri mi bize de söyleseniz” serzenişleri ve ötekileştiklerini hissettikleri paylaşımları var.

İlginç olan bir başka durum ise bu paylaşımları yapan kadın kullanıcıların çoğunun “Kadın erkek eşittir. Bayan değil, kadın. Kadınlığımdan utanmıyorum” paylaşımlarını da desteklemesidir. Sanıyorum bu durumda da görüldüğü gibi moda olandan geri kalmama, çoğunluğa uyma, üzerine düşünmeden belirlediği öncüleri takip etme akımı gereği kendiyle ironi içinde yaşayan insanlar olup çıkmamız işten değil.


Felsefeye gönül vermiş biri olarak duruma uygun olduğu için Sokrates’in iki sözünü paylaşmak isterim:

“Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez” der Sokrates. Başkalarının doğrusuyla değil kendi doğru bildiğimizle yaşamak için sorgulamayı yeri geldiğinde çoğunluktan ayrı durmayı bilmeliyiz.

Ayrıca büyük filozof üç filtreleme sunar bize: Gerçeklik, iyilik, işe yararlık.

“Eğer bana söyleyeceğin bir şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar ya da faydalı değilse bana neden söyleyesin ki?!”

Sosyal medyanın paylaşım tuzaklarından korunmak gündelik hayat yoğunluğunda çaba gerektiriyor farkındayım. Ben de aynı tuzağa zaman zaman düşüyorum. Paylaşımlarımızın faydası konusunda beraberce küçük bir farkındalık kazanabilirsek ne mutlu bize…

Kanserden yakınlarını kaybetmiş, gencecik arkadaşlarının kanser olduğuna şahit olmuş ve kanseri atlatmış biri olarak ‘Meme Kanseri Vakfı‘ndan alıntı yapılmış istatistikleri şifalı günler dileğiyle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Dünyada meme kanseri

• Her 9 kadından biri, meme kanseri tehdidi altında.
• Avrupa’da her yıl yaklaşık bir milyon kadın meme kanseri nedeni ile tedavi görüyor.
• Her 3 dakikada bir kadın, bu hastalığa yakalanıyor
• Her 11 dakikada bir kadın, bu yüzden hayatını kaybediyor.

Türkiye’de meme kanseri

• Meme kanseri, önemli bir halk sağlığı sorunu.
• Kadınlarda en sık rastlanan 10 kanser türü arasında ilk sırada.
• Yılda 30.000 kadın, hastalıkla mücadele ediyor.
• Gençlerde görülme sıklığı artıyor.


2013 yılında ülkemizin konuyla ilgili önde gelen değerli bilim insanları ile konsensus sonucu alınan karar ile meme kanseri taramalarına başlama yaşı 40 olarak belirlenmiştir. Ancak erken tanı hayat kurtarır. Elle muayene erken tanı için hayati bir öneme sahiptir. Konuyla ilgili kanser vakfının bilgilendirmesinden yararlanılabilir.

‘Meme Kanseri’ ile ilgili en çok merak edilen 10 soru


Sabiha Topallar
'Sen neye hazırsan o'da senin için hazırdır' düsturunu benimsedi 'bu yaştan sonra olur mu' 'hem çalışıp hem sanat olur mu' 'yorulursun nasıl yapacaksın' gibi bahanelere, dayatmalara güldü geçti. Sanatı, en çok Tiyatro'yu ve Edebiyat'ı sevdi öte yandan sevdiği her konuda hayatı deneyimlemeye and içti... Oyuncu, öğretmen, eğitmen, konuşmacı, yazar, yaratıcı drama lideri, aşçı, seyyah oldu zaman zaman tutkularından birine kapılıp gidiyor, hayat yolculuğunda biriktirdiklerini sadece arkadaşlarıyla paylaşmanın bencillik olduğunu düşünüp sözcüklerden yüreğinize yol yapmak istiyor... En önemli yolculuğun kendine yapılan yolculuk olduğunun farkında ham'dı pişiyor bir gün yanıp o yere varma özlemiyle yüzleşmeler yaşıyor sizi sevgiyle selamlıyor...