ABD’de son iki gündür yaşananlar Trump’ın görevinden azledilmesi sürecinin başlatılması çağrılarının daha yüksek sesle dile getirilmesine neden oldu.
ABD’de son iki günde yaşanan iki önemli gelişme Başkan Donald Trump’ın görevinden azledilmesi sürecinin başlatılması çağrılarının daha yüksek sesle dile getirilmesine neden oldu.
Önce Washington Post, Trump’ın Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile yaptığı görüşmede bir başka ülkeden gelen çok gizli bir istihbaratı paylaştığını bildirdi.
Trump, bu haberi doğruladı ve buna hakkı olduğunu söyleyerek, bu kararını savundu.
Daha sonra New York Times gazetesi de, Trump’ın kısa bir süre önce görevden aldığı Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı James Comey’den eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn hakkında Rusya ile ilişkilerinden dolayı açılan soruşturmanın kapatılmasını istediğini öne sürdü. Beyaz Saray, bu iddiaları yalanladı.
BBC Türkçe’den İrem Köker’in haberine göre; bu gelişmeler Trump için görevden azil sürecinin başlatılabileceğine dair yorumların daha yüksek sesle yapılmasına neden oldu. Bazı Temsilciler Meclisi üyeleri, azil sürecinin başlaması için başvuruda bulunabileceklerini açıklarken, ilk kez bir Cumhuriyetçi Kongre üyesi de bu ihtimali gündeme getirdi.
Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Üyesi Justin Amash, ”New York Times’ın haberinin doğru çıkması halinde Trump’ın Comey’den soruşturmayı durdurmasını istemesinin azil sürecinin başlatılması için yeterli zemini oluşturdu mu” sorusuna “Evet” yanıtını verdi.
ABD Başkanı’nı görevden alma kararı nasıl alınıyor?
ABD anayasası, Kongre’ye başkanın üç kategoriden en az birince suç işlemesine kanaat getirilmesi halinde görevden alma yetkisi veriyor.
Bu suçlar ABD’nin düşmanı olan bir ülkeye yardım etmek olarak tanımlanan “ihanet”, siyasi fayda karşılığında para ya da hediye kabul etmeyi içeren “rüşvet” ve yasalarda kesin bir tanıma yer verilmeyen “ağır ve vahim suç” işlemek ya da “başka kötü davranışta” bulunmak olarak sıralanıyor.
ABD anayasa hukuku uzmanları, son kategoriye ne tarz eylemlerin girdiğinin net olmadığını belirtiyor. Ancak uzmanlara göre, genellikle bu kategorideki eylemlerde, kamuoyunun genelini doğrudan etkileyen ağır bir suçun işlenmesi ya da başkana duyulan güvenin ciddi şekilde kırılması kriterleri aranıyor.
Bugüne kadar, üç başkan hakkında Kongre’de görevden azil süreci (impeachment) başlatıldı. Ancak tarihte bu süreç sonunda Kongre tarafından azledilen ve görevden alınan bir başkan yok.
Azil süreci aslında ABD’nin kuruluşu sırasında İngiltere’den uyarlanan bir sistem. Bu süreç; herhangi bir yargı sürecinde olduğu gibi yargılama, hüküm ve cezalandırma aşamalarından oluşuyor. ABD’de başkan azil sürecinin tüm aşamaları Kongre’de gerçekleşiyor.
Dava Senato’da görülüyor
Sürecin başlatılması için ABD Kongresi’nin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi’nde herhangi bir üye başkan hakkında azil süreci başlatmak için girişimde bulunabiliyor.
Bu başvuru daha sonra Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi’nin önüne gidiyor. Burada azil sürecinin devam edip etmeyeceği kararı oy çokluğuyla alınıyor.
Bugüne kadar birçok başkan hakkında bireysel olarak azil süreci başlatma başvurusu yapıldı. Ancak bu başvurular genellikle Adalet Komitesi’nde reddedildi ve süreç de noktalandı.
Adalet Komitesi’nin onay vermesi halinde bir de Temsilciler Meclisi’nde oylama yapılıyor. Salt çoğunluğun kabul etmesi durumunda da azil süreci Senato’da devam ediyor. Burada ise davaya benzer bir süreç işletiliyor.
Başkanın azledilme talebine ilişkin kanıtlar ortaya konuyor, tanıklar dinleniyor. Başkan da ayrıca kendi savunmasını yapıyor. Senatörler de jüri görevi üstlenerek, nihai kararı veriyor. Bir başkanın azledilmesi için Senato’da üçte iki çoğunluk gerekiyor.
ABD tarihinde 3 başkan için görevden alma süreci işletildi
Bugüne kadar üç başkan hakkında son kategori kapsamında, yani “ağır ve vahim suçlar” veya “diğer başka suçlar” çerçevesinde azil süreci başlatıldı.
Bu başkanlardan ilki olan Andrew Johnson hakkında 1868 yılında, görevi Kongre tarafından çıkarılan bir yasayla teminat altına alınan dönemin Savaş Bakanı Edwin McMasters Stanton’ı yasaya aykırı bir şekilde görevden aldığı için azil süreci başlatıldı. Ancak Johnson, Senato’da üçte iki çoğunluk sağlanamayınca görevinde kaldı.
Bundan 106 yıl sonra ikinci kez bir başkan için azil süreci başlatıldı. Bu kez de 1972’de Cumhuriyetçi Başkan Richard Nixon, hakkında kendisine yakın bazı kişilerin Watergate iş merkezindeki Demokrat Parti’nin ofisine dinleme cihazı yerleştirdiğinin ortaya çıkmasıyla patlak veren skandalda yargıyı yanıltmak ve delil karartmakla suçlandı.
Ancak süreç tamamlanmadan Nixon görevinden istifa etti. O dönemde yaygın olan kanı Nixon istifa etmeseydi, zaten azledileceği yönündeydi.
Nixon’dan 27 yıl sonra bu kez Demokrat Başkan Bill Clinton hakkında Beyaz Saray stajeri Monica Lewinsky ile yaşadığı ilişkiyle ilgili yeminli ifadesinde yalan söylediği iddiasıyla azil süreci başlatıldı. Clinton, Senato’da yapılan oylama sonunda beraat ederek, görevinde kaldı.
Çoğunluk Cumhuriyetçilerde!
Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçiler çoğunluğu elinde tutuyor. Cumhuriyetçilerin 238 sandalyesine karşılık, Demokratların 193 üyesi var. 100 sandalyeli Senato’da ise Cumhuriyetçiler 52; Demokratlar ise 46 kişiyle temsil ediliyor. İki bağımsız üye de Demokrat Parti grubuna destek veriyor. Kongre’nin her iki kanadında da Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olması Trump’ın olası bir azil sürecinde elini güçlendirebilecek bir gelişme olarak gösteriliyor.
Kendi partisi de terk ediyor
ABD lideri Trump’ı kendi partisindeki milletvekilleri de terk etmeye hazırlanıyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la çok gizli bilgileri paylaştığını kendisi itiraf eden Trump’a asıl darbeyi vuran ise görevden aldığı Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı James Comey’nin tuttuğu notlar oldu. Comey’nin tutanaklarına göre, ABD lideri Michael Flynn hakkındaki soruşturmanın kapatılmasını istemişti. Zira söz konusu soruşturma, Flynn’nin Rusya bağlantılarını araştırıyordu. Bir fırtınanın ortasında kalan Trump, suskunluğunu ilk kez bozdu ve “Tarihte hiçbir politikacıya bana davranıldığı gibi kötü davranılmadı” dedi.
Başkent Washington’da Trump’ın görevden azledilmesi (impeachment) artık açık açık konuşuluyor. Bazı Demokrat Partililer, azil sürecinin başlatılması için başvuruda bulunabileceklerini ilan etti. Ancak asıl sürpriz Cumhuriyetçi Parti’den geldi. İlk kez bir Cumhuriyetçi Kongre üyesi azil ihtimalini dışlamadı.
Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Üyesi Justin Amash, ”New York Times’ın haberinin doğru çıkması halinde Trump’ın Comey’den soruşturmayı durdurmasını istemesinin azil sürecinin başlatılması için yeterli zemini oluşturdu mu” sorusuna “Evet” yanıtını verdi.
Halihazırda Kongre’nin iki kanadı Senato ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk Cumhuriyetçilerin elinde bulunuyor. Temsilciler Meclisi’nde Demokratların 193, Cumhuriyetçilerin 238 sandalyesi var.
Senato’da ise fark çok daha az. Cumhuriyetçiler 52 üyeyle Senato’da yer alırken, Demokratların üye sayısı 46. İki bağımsız temsilcinin de Demokrat Parti’yi desteklediği biliniyor.
Şu anda Trump’ın elinin güçlü olduğu tek alan, Kongre’nin her iki kanadında da Cumhuriyetçilerin çoğunluğa sahip olması. Ancak Cumhuriyetçi cepheden kopacak her temsilci, sürecin seyrini değiştirebilir.
Rusya hikayesi ciddi bir safhaya geçiyor
Rusya’nın başkanlık seçimlerinde oynadığı rolü araştıran soruşturmanın başına eski FBI Başkanı Robert Mueller getirildi. Comey’nin görevden alınmasıyla soruşturmaya özel bir savcının atanması yönünde baskı vardı, atama hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratları memnun etti.
Son dönemde Washington’dan yaptığı analizlerle dikkat çeken BBC muhabiri Anthony Zurcher, atamayı “Rusya hikayesi şimdi yeni ve daha ciddi bir safhaya giriyor” sözleriyle değerlendirdi. FBI’da 2001 ve 2013 yılları arasında görev yapan Mueller, Trump’ın kampanya ekibiyle Rusya arasındaki muhtemel bağlantıları araştıracak.
New York Times: Cumhuriyetçiler ne zaman ‘yeter artık’ diyecekler?
Başkanlık koltuğuna oturduğu 20 Ocak’tan bu yana verdiği kararlar, yaptığı açıklamalar ve skandallarıyla çalkantılı bir dört ay geçiren Donald Trump, son dönemde açık ara en çok tartışılan ABD Başkanı. Comey’nin notlarını yayımlayan New York Times gazetesi, başyazısını skandala ayırdı: “Comey, Trump’ın adaletin yerini bulmasını engellemeye çalışmasından korkuyordu.
Cumhuriyetçi Partili Jason Chaffetz, Trump’ın yaptığı gizli kayıtlar dahil Trump-Comey görüşmesine dair tüm belgelerin Hükümeti İzleme Komisyonu’na teslim edilmesini talep ederek doğru adım attı. Ancak Senato İstihbarat Komisyonu Başkanı Richard Burr dahil başka Cumhuriyetçiler, meseleyi görmezlikten gelmeye çalışıyor. Bu mesele, gücün kötüye kullanıldığı şüphelerini akıllara getiriyor. Kongre’deki Cumhuriyetçiler ne zaman ‘yeter artık’ diyecek? Trump’ın kamuoyu destek oranı yüzde 30’un altına indiğinde mi?”
Goldberg: Zamanınız varken çekip gidin…
New York Times yazarı Michelle Goldberg ise, ‘Trump’ın etrafındakilere bedava tavsiye: Zamanınız varken çekip gidin’ başlığını taşıyan yazısında zehir zemberek cümleler kullandı. Goldberg, Ulusal Güven Danışmanı Tümgeneral H.R. McMaster’ın Amerika’yı gurur ve onurla onyıllar boyunca savunduğunu, Trump’ınsa bu itibarı 12 saat içinde yerle bir ettiğini yazıyor.
Yazar, aynı durumun, hukuk camiasındaki itibarını kazanmak için yıllarını veren Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein için de geçerli olduğunu, Comey’nin kovulması meselesindeki rolü nedeniyle bu itibarın da iki hafta içinde yok olduğunu kaydediyor.
Goldberg şöyle devam ediyor:
“Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer, bu yönetimin bir parçası olmaya devam ettiği sürece alay konusu olmaktan kurtulamayacak. Elbette ki Savunma Bakanı James Mattis gibi, Trump’ın bizi nükleer savaşa sokmasını engelleyecek, Adalet ve Savunma Bakanlıkları gibi kurumlarımızı Trump’ın yıkımından koruyacak aklı başında yetkililere ihtiyacımız var. Ama örneğin Trump’ın tüm iletişim ekibi, hem kendi iyilikleri hem de ülkemizin geleceği için hemen istifa etmeli. Siyaset dünyasının kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak, son derece karlı bir kariyer hamlesi olabilir. Şahane kitap ya da sinema filmi kontratlarına imza atabilirler.”