Adalet Yürüyüşü ve O.Ç.’ler üzerine

Bugün sizlere Adalet Yürüyüşünden ve O.Ç.’lerden bahsetmek istiyorum. İsterseniz öncelikle O.Ç.’lerden bahsedelim… Kimdir bu O.Ç.’ler?

Adalet Yürüyüşü ve O.Ç.'ler

Aslında bu O.Ç.’lerin kim olduğunu sizler de biliyorsunuz. Örneğin geçen gün gündeme gelen bir O.Ç. haberinden bahsedelim. “Samsun’da 33 yaşındaki O.Ç., sokakta bisikletle gezen 9 yaşındaki kızın başına parke taşıyla vurup kaçtı. Bu olaydan 2 ay sonra otobüs durağında otobüs bekleyen bir genç kıza tacizde bulunan O.Ç., çevredekiler tarafından etkisiz hale getirilerek polise teslim edildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen O.Ç., her iki olay nedeniyle çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrolle serbest bırakıldı!”

Bir başka olay İstanbul Pendik’te yaşanmıştı. Minibüste şortlu kıza saldırın kişi tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmiş, ancak saldırganın “tutuksuz yargılanmasına” karar verilerek serbest bırakılmıştı. Benzer bir başka olay da geçen sene yaşanmıştı. İstanbul’daki evine gitmek üzere otobüse binen Hemşire Ayşegül Terzi’nin, çenesine şort giydiği gerekçesiyle tekme atan saldırgan, ilk duruşmada tahliye edilmişti. Bu tür örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Üzerinde durmamız gereken asıl konu mahkemelerin verdiği kararlardır.


Öncelikle şunu belirteyim ki ben bir hukukçu değilim. Mahkemelerimizi eleştirmiyorum. Mahkemelerimizin bu O.Ç.ler için verdiği kararlar elbette doğrudur. Samsun’da 9 yaşındaki kız çocuğunun başına parke taşıyla vurun O.Ç.’nin de, diğer tüm O.Ç. gibiler bu tür saldırılarından sonra mahkemelerce serbest bırakılıyorsa, bu kararlar tabi ki doğrudur!

Şimdi bu yaşanan saldırı olaylarının isimlerini değiştirelim, bir de olaylara o gözle bakalım. Mesela bu Samsun’daki saldırgan, 9 yaşındaki savunmasız kız çocuğuna değil de bir devlet büyüğüne saldırsaydı; diyelim ki Cumhurbaşkanı‘nın başına vursaydı; otobüste veya minibüste seyahat ederken yüzüne tokat, çenesine tekme yiyen milletin kızları değil de milletin vekilleri olsaydı; aynı mahkemeler, aynı saldırganlara yine aynı kararı verip o saldırganları serbest bırakabilecek miydi? Ne dersiniz?

İşte, eğer 70 yaşındaki Kemal Kılıçdaroğlu, 470 kilometrelik yolu elinde ADALET yazan bir pankartla yürüyorsa, bu yürüyüş sadece CHP Milletvekili Enis Berberoğlu için değildir.
Bu yürüyüş şort giydiği için çenesine tekme yiyen kızlar, başına parke taşıyla vurulan çocuklar içindir…


kemal kılıçdaroğlu adalet yürüyüşü ankara istanbul

Bu yürüyüş vakıflarda tecavüze uğrayan, cemaat yurtlarında yanarak ölen fakir fukara ailelerin masum çocukları içindir…

Bu yürüyüş Karadeniz’in ormanları, Akdeniz’in zeytinlikleri içindir…

Bu yürüyüş köyde çiftçi, şehirde işçiler içindir…

Kısacası, yürümek sadece kan şekeri, kolesterol gibi vücut değerlerimiz için değil; bazen toplumsal değerlerimiz için de gereklidir.


Öyleyse yürüyün güzel yurdumun güzel insanları…

Umuda yürüyüş