AKP ile FETÖ savaşı bitti mi? PDY tekrar darbe girişiminde bulunabilir mi?

15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra bolca konuşulan bir konuydu: “Paralel Yapı” tekrar bir darbe girişiminde bulunabilir mi? Bu durum zor görünse de ihtimal dışı değil!

AKP ile FETÖ savaşı bitti mi paralel yapı darbe girişimi pdy darbeci generaller

AKP ile FETÖ savaşı sona erdi mi?

Buna ‘AKP – FETÖ savaşı’ mı denir veya ‘kardeşlik sürecinin geldiği çıkar çatışması’ mı ya da ‘AKP’nin veya başka bir tanımlamayla devletin yasa dışı illegal bir örgütle mücadelesi’ mi denir; bu, toplumdaki çeşitli örgütlenmelere göre değişim gösterebilir…

Önceleri Siyasal İslam’ın portresi bir fotoğraf verdiler… AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte o güne kadarki ‘siyaset’ ile ‘İslam’ın en büyük harmanlanması, buluşmasının bir örneği gibiydiler. AKP yetkilileri bu buluşmayı önemsiyor, bugün FETÖ denen örgütün lideri Fethullah Gülen’e methiyeler düzüyor; hatta Gülen’i özlediklerini, “bitsin bu gurbet” diyerek de yurda davet ediyorlardı.


‘Evin sahibi’ Gülen’di, eve ‘misafir’ olan ise AKP’ydi.

Yanlış anlaşılmamak için şunu belirtmekte fayda var: FETÖ, ülkeyi 1970’lerden itibaren sahiplenmiş ve yerleşmişti. AKP ise sonradan gelen ‘tamamlayıcı’ unsurdu. İşte FETÖ de buna karşıydı. Çünkü ‘evin sahibi’, ‘misafir’e evin tapusunu veremezdi!

15 Temmuz FETÖ tarafından son ‘darbe’ olacaktı; ancak (kendilerince) yolunda gitmeyen nedenlerden dolayı yine kendileri için darbe girişimi sonuçsuz kaldı…

Şimdi, bu darbe girişiminden sonra devlet, (siyasi ayağı dışında) FETÖ ile mücadeleye girmiştir diyebiliriz. FETÖ ile ilişkili yargı, asker, bürokrat, akademisyen kesimden binlerce kişiyi cezaevine koydu. Bu yeterli midir ya da bu operasyonlar sonuca ulaştı mı? Kısmen evet; ancak yeterli değil! Özellikle emniyet içerisinde iddia ediyorum FETÖ’nün daha binlerce polis gücü var!

Hanefi Avcı

Bunu iddia ederken bir yerlere dayandırmak gerekiyor… Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı birçok yerde ve kitaplarında “Emniyet içerisinde çok güçlü bir yapıya sahipler” demiş; hatta Avcı’ya göre Emniyet bir anlamda cemaate teslim edilmişti. Necip Hablemitoğlu “Köstebek” kitabında binlerce polisin nasıl emniyet içerisine alındığını teker teker yazmıştı. Yargı ile emniyetin nasıl birlikte çalıştığını bu kitabında açık açık anlatmıştı. “Ne istediniz de vermedik” süreci de buna eklenince 2000’li yılların ortalarından sonuna kadar ki süreçte her yıl emniyete alınan 10’ar bin polis de bunun kanıtıdır…


Bu kadarla kalmayalım… 2014 yılı Kasım ayında Sabah gazetesinde “Her Beş Polisten Biri Paralelci” diye bir başlık atıldı. Bu habere göre 180 bin polisten 41 bini “paralel yapı” ile ilişkiliydi… Yani bu bilgiler ışığında şuan emniyet içerisinde FETÖ’ye yakın daha binlerce polis var demektir.

Peki AKP ile FETÖ arasındaki savaş bitti mi?

Buna cevap vermek zor! AKP’ye yakın Abdülkadir Selvi‘nin yazısına göre 15 Haziran kritik tarihlerden biri. Yazıya göre yeni bir darbe girişimi söz konusu olabilir…

Böyle bir darbe girişimi zor bir ihtimal gibi görünse de devlet dikkat etmelidir. Bunun ötesinde yeni darbenin ihtimali zor görülebilir; fakat devlet büyüklerine karşı ‘kamikaze saldırılar’a karşı önlem alınmalıdır.

Zira, bugünden tam 60 yıl önce 26 Temmuz 1957 yılında Guetemala Başkanı Carlos Castillo Armas, sarayındaki başkanlık korumalarından biri olan asker Romeo Sanchez tarafından yemek salonuna girerken iki el ateş edilerek öldürüldü… Yani, Armas bir anlamda sırtından vuruldu!


Rus Büyükelçisi Karlov, nasıl ki bir polis tarafından öldürüldüyse, yeni bu tür eylemlere karşı da FETÖ’nün kamikaze saldırısı / saldırıları yine muhtemeldir…

Sözcü de FETÖ’cüymüş de muş müş muş!


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…