Dünyanın en eski kült yapılar topluluğu olan Göbeklitepe’deki kazılarda parçalanmış halde yüzlerce insan kemiği bulundu. Bunların arasında üzerinde oluk izleri, delikler ya da aşıboyası izleri olan kafatası parçaları da bulunuyor.
Arkeofili’nin Science Advances’tan aktardığı makaleye göre ele geçirilen üç yetişkin kafatası parçası üzerinde yapılan incelemeler sonucu, bunların ilk önce derisi yüzülüp üzerindeki etlerinden arındırıldığı, ardından da kemiklere çakmak taşıyla oyuklar açıldığı anlaşıldı. Veriler, kafataslarını etlerinden arındırmanın o kadar da kolay bir iş olmadığını da gösteriyor, çünkü kasların kemiğe bağlandığı yerlerde kemikler üzerinde kazımadan kaynaklanan çok sayıda çizik bulunuyor.
Arkeoloji Haber‘den Zülfikar Emin’in aktardığı bilgilere göre Göbekli Tepe’de kısmen neolitik dönem kafatası kültleriyle bağdaştırılabilecek ama bilinenlerden çok farklı; üzerinde kesik izleri ve delikler bulunan kafatası kemikleri bulundu. Kafataslarındaki deliklerin neden açıldığı konusunda Alman Arkeoloji Enstitüsü arkeologlarının iki ayrı tahmini var.
700 kadar insan kemiği parçası bulundu
Göbekli Tepe’de halen mezar bulunamadı ama tapınaklar arasında 700 kadar insan kemiği parçası bulundu. Alman Arkeoloji Enstitüsü antropologu Julia Gresky, kemiklerin çok dağınık şekilde ve neredeyse tapınak alanlarının hemen her yerinde bulunduğuna dikkat çekerek, bunları ayrıştırarak, bir insan iskeleti oluşturabilmenin dahi imkansız olduğunu söylüyor.
Üç kafatasında delikler tespit edildi
Bulunan insan kemikleri arasında en az 40 kadarı kafataslarına ait kemik parçalarıydı ki unufak olmuş 700 kadar kemik parçasının yarısından fazlasının kafataslarına ait olduğu düşünülüyor. Bunlardan büyük oranda somut teşhis imkanı sağlayan üç kafatasına ait kemik parçalarında kazıma, oyma, kesme ve delme izleri görüldü.
Mikroskopik analizler; oyma, kazıma ve kesme faaliyetlerinin litik aletler (kesici ve delici) ile gerçekleştirildiğini doğruluyor.
Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden (German Archaeological Institute) bir ekip, bulunan kafataslarındaki deformasyon izlerinin neden kaynaklandığını araştırdı. Araştırma sonuçları Science Advances (Bilimsel Gelişmeler) Dergisinde yayınlandı.
Science Advances Dergisi’nde 28 Haziran 2017’de Alman Arkeoloji Enstitüsü Doğa Bilimleri Bölümü’nden Julia Gresky ve Juliane Haelm ile Enstitünün Doğu Departmanı’ndan Lee Clare’nin imzası ile yayınlanan Modified human crania from Göbekli Tepe provide evidence for a new form of Neolithic skull cult (Göbeklitepe’de müdahale edilmiş insan kafa kemikleri, yeni bir Neolitik kafa kültünün kanıtı) başlıklı makaleye göre; Göbekli Tepe’de bulunan kafataslarındaki kazıma, kesik izi ve delikler bilinçli olarak gerçekleştirilmiş.
Göbeklitepe’de bulunan kafatasları Mezopotamya ve Levant bölgesinden çok farklı
Araştırmacılar; kafataslarından elde ettikleri bulguları, Göbekli Tepe’ye yakın tarihli bulguların keşfedildiği; Tell Qaramel, Jericho (Eriha), Körtik Tepe ve Ain Ghazal (Ayn Gazal – Ceylan Gözü) gibi Prehistorik arkeolojik alanlarında bulunan kafatası analizlerinde elde edilen bulgularla da karşılaştırarak benzerlik ve farklılıkları saptadılar. Göbekli Tepe tapınak alanının diğerlerinden en büyük farkı, henüz yerleşim alanına ve mezara rastlanmamış olması. Diğer tüm sitelerde insanların hoker pozisyonunda gömüldüğü biliyor. Öte yandan bazı alanlarda Çatalhöyük‘te olduğu gibi ölülerin kafataslarının mezardan kesilerek çıkarıldığı da tahmin ediliyor.
Ancak Göbekli Tepe’deki kafatası kültünün, Anadolu’nun Erken Neolitik Alanları ile Levant Bölgesindeki kafatası kültlerinden çok farklı olduğu özellikle vurgulanıyor.
Peki kafataslarında neden delikler var?
Arkeologlar kafataslarındaki kazıma oyma, kesme ve delme işlemlerinin bilinçli olarak yapıldığı konusunda hem fikir. Kafataslarındaki kemikleri üzerindeki araştırmada; Göbeklitepe’de insan kurban edilme ihtimaline hiç değinilmiyor. Ancak kemiklerden bazılarının kan olukları olma olasılığı bulunan yerlerde bulunduğu makaleden anlaşılıyor.
Yapılan müdahalelerin şifa amaçlı olup olmadığı ihtimali üzerinde durulmuş. Ancak şifai müdahale olduğunu destekleyen hiç bir olguya rastlanmadığı ve analizlerde bunu destekleyen veriler bulunmadığı için tıbbi müdahale olmadığı konusunda fikir birliği var.
Öte yandan kafataslarının derisinin dahi kazınarak sıyırılmış olma ihtimali güçlü görünüyor ki bu da cerrahi amaçlı bir eylemden söz edilemeyeceğinin en bariz kanıtı.
Alman Arkeoloji Enstitüsü antropologu Julia Gresky’ye göre hayli belirgin iz bırakmış kazıma emareleri bulunan kafataslarındaki müdahaleler kesin olarak bilinçli ama çok özensiz ve kabaca yapılmış. Taşlardaki estetik hassasiyet kafataları işlemlerinde hiç gösterilmemiş.
İki farklı yorum
Mevcut arkeolojik bulguların yanı sıra, harici arkeolojik ve etnografik kanıtların sağladığı arka plan bilgilerinden de yararlanılarak yapılan yorumlara göre; araştırmacı arkeolog ve antrapologlar ağırlıklı olarak iki yorum üzerinde duruyorlar.
Bu yorumlardan bir tanesi; Göbekli Tepe’den kafataslarının “Atalara hürmet” ya da “İbret-i Alem” için sergilenmiş olma ihtimali. İnsanlar atalara saygı kültü çerçevesinde saygı duydukları yakınlarının ya da kendilerine kafa turan düşmanlarının kafataslarını insanlara göstermek için sergilemiş olabilirler.
Araştırmacılara göre bu en güçlü olasılık. Ama sergilemenin çok dekoratif olduğunu da düşünmemek gerekiyor. Çünkü kafataslarındaki delikler oldukça özensiz açılmış. Bu nedenle kafataslarındaki deliklerin sergilenmek amacıyla bir ipe dizmek için değil, bir iple bir yere asarak aşağı sallandırmak için kullanmak amacıyla açıldığı tahmin ediliyor. Hindistan’daki Naga halkının etnografik örnekleri ile Göbekli Tepe kafataslarında gözlemlenen oymaların pozisyonlarının hemen hemen aynı olması bu anlamda dikkat çekici olarak yorumlanıyor.
Ölüm sonrası ceza mı?
Bir diğer yorum ise; kafataslarının damgalanmak için dağlanması. Suriye’deki Tell Qarassa bölgesinde bulunan neolitik alanda yüzleri kasıtlı olarak sakatlanan iskeletler bulunmuştu. Ölüm sonrası cezanın (postmortal) bir ifadesi sayılabilecek damgalama, negatif cenaze töreni örneği olarak yorumlanıyor. Bu bulguya dayanarak, Göbekli Tepe’deki oyulmuş. kafataslarının “markalı” bireylere ait olduğu anlatılıyor olabilir. Damgalıların diğerlerinden farklı (olumlu ya da olumsuz) şekilde muamele gördüğü tahmin ediliyor.
Henüz detaylı yorum yapacak yeterli veri yok
Her ne kadar Alman Arkeoloji Enstitüsü üyeleri uzun tartışmalar sonucu bu ihtimalleri en olası ihtimaller olarak gösterse de dünya çapında dönemle ilgili araştırma yapan ünlü arkeolog ve antropologların genel kanaati; “bu verilerle yorum yapmanın imkansız” olduğu yönünde.