İstanbul Boğazı neden turkuaz rengine dönüştü?

İstanbul Boğazı’nda Haziran ayının başından beri yaşanan renk değişimi dikkat çekti. Uzmanlar renk değişiminin sebebini açıkladı!

İstanbul Boğazı neden turkuaz rengine dönüştü?

İstanbul Boğazı’nda Haziran ayının başından bu yana yaşanan renk değişimi oldukça ilgi görüyor. Denizin alışılmış mavi renginden çok turkuaza bürünmesi çeşitli soruları da beraberinde getiriyor.

2-3 hafta daha sürecek

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Yrd. Doç. Berat Haznedaroğlu İstanbul Boğazı’nda Haziran ayının başından bu yana yaşanan renk Karadeniz’deki alg patlaması sonucu oluştuğunu belirterek, “Boğaz’daki turkuaz rengi yaklaşık 2-3 hafta daha sürecek” dedi.


İstanbul Boğazı neden turkuaz rengine dönüştü?

Sahra Çölü’nden havalanan tozlar Boğaz suyunu turkuaza dönüştürdü

Yrd. Doç. Berat Haznedaroğlu, İstanbul Boğazı’nda Haziran ayının başından bu yana yaşanan renk değişimi hakkında bilgi verdi. Haznedaroğlu, Boğaz’daki turkuaz rengin sebebinin, şu an Karadeniz’de gerçekleşmekte olan bir fitoplankton patlamasının yüzey akıntıları ile İstanbul’a ulaşması olduğunu belirterek, “Biraz daha açacak olursak fitoplanktonlar fotosentez yapan mikroskobik canlılardır ve büyük çoğunluğu alglerden (yosunlardan) oluşur.

Bu sebeple karbondioksit, güneş ışığı ve belirli minerallere (nitrat, fosfat, kalsiyum, silikat, demir, vb) ihtiyaç duyarlar. Özellikle kış sonu- ilkbahar başı gibi dönemlerde akıntılar deniz dibindeki besin ve mineralleri su yüzeyine doğru çıkarır. Coğrafi lokasyona ve iklimsel koşullara göre su sıcaklığı, tuzluluk oranı, güneş ışığı da optimal düzeye geldiğinde fitoplanktonlar için bir ziyafet gerçekleşir ve sayıları logaritmik olarak artarak “alg patlaması” dediğimiz olayları meydana getirir” diye konuştu.


türkiye istanbul boğazı turkuaz uydu uzaydan görüntü

Normalde bu durumun Karadeniz’de daha erken bahar dönemlerinde gerçekleştiğini ve daha kısa sürdüğünü kaydeden Haznedaroğlu, “En son 2016 Mayıs ayında gerçekleşmişti. Bu sene Sahra Çölü’nden havalanan tozlar demir ve diğer mineralleri bol yağmurla birlikte Karadeniz’e bıraktı. Böylece yukarıda bahsettiğimiz parametreler bir araya gelmiş oldu” dedi.

Haznedaroğlu şöyle devam etti: “Genelde her sene oluyor ancak kısa süreli olduğundan ve Boğaz’ın hızlı akıntılarından fark edilmiyor. Havaların ısınması ile güneş ışığı ve besin bolluğu süreyi uzattığını tahmin ediyorum. Ancak mineraller hızla tüketildiği için fitoplanktonlar da yavaş yavaş ölecekler, tahminen 2-3 hafta içinde İstanbul Boğazı’nın rengi eski haline dönecektir. Şu an Karadeniz’deki zararsız bir alg patlaması.


Şunu belirtmekte fayda var, fitoplanktonlar bizim birincil üretici dediğimiz dünyanın oksijen ihtiyacının %80’ini sağlayan canlılardır ve yaşam döngüsünde çok önemli bir yere sahiptirler. Besin piramidinin en altında yer aldıkları için fitoplanktonlar ile beslenen zooplanktonların (diğer mikroskobik canlılar) sayısı artacak, dolayısı ile hamsi ve diğer balıklar da bu canlılar ile beslendikleri için sayılarında bir artış olma ihtimali yüksek. Çok sayıda fitoplankton özellikle su yüzeyine yakın görüş açısını azaltacağı için dalgıçların zorlanacağı ise doğrudur.”

Depremden önce Doğa Ana’nın verdiği şaşırtıcı işaretler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.