Lüfer Belgeseli: Bir belgesel bir balığın soyunu kurtarabilir mi?

İstanbul’un sembolü lüfer de belgesele konu olan balıklar arasına girdi.

Yönetmenliğini Mert Gökalp’in üstlendiği, ilk gösterimi !f İstanbul Bağımsız Film Festivali’nde yapılan Lüfer Belgeseli, nesli tükenme tehdidiyle karşı karşıya olan Lüfer balığına dikkat çekiyor.

İstanbul Akvaryum’un sponsor olduğu “Lüfer”, Türkiye’de tek bir balığa adanmış ilk belgesel olma özelliği taşıyor.


Milyonlarca insan her gün boğazın üzerinden geçerek evine, işine, okuluna gidiyor. Peki bu kadar insan, boğazın serin sularının altında gerçekten ne olup bittiğini merak ediyor mu?

Dev mavi yüzgeçli orkinos ve onun peşinden gelen büyük beyaz köpekbalıklarını kaybeden İstanbul, Lüfer’i de kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Türkiye’de bir balığa adanmış ilk belgesel olma özelliği taşıyan “Lüfer”, boğazın canavar balığı Lüfer’in karşı karşıya olduğu tehlikeye dikkat çekmek için atılmış en önemli adımlardan biri.

“Lüfer”, Mert Gökalp ve 50 kişilik ekibinin 3 yıl, 100 çekim günü süren çalışmaları ve 600 saati aşan görüntüleriyle ortaya çıkmış. Şimdiden çevre örgütlerinin büyük beğenisini toplayan “Lüfer”, !f İstanbul Bağımsız Film Festivali’ndeki ilk gösteriminin ardından, 25 Nisan Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En iyi 2. Belgesel Ödülü aldı.

İstanbul Akvaryum’un sponsor olduğu Lüfer Belgeseli, yurt dışında da pek çok festivale katılmaya hazırlanıyor.


Lüfer

Lüferin çok sevilen, sofralardan eksik olmayan bir balık olduğunu söyleyen Mert Gökalp;

“Lüfer’i araştırmaya başladığımda Lüfer’in inanılmaz yolculuğu olan bir balık olduğunu gördüm. Edebiyatta, tarihte, şiirlerde rastlayabileceğimiz lüfer’in bir o kadar da çok balıkçı öyküsü var. Lüfer kültürümüzde bu kadar yer eden bir balık olmasına rağmen, hakkında çok şey bilmiyoruz. Şimdiye kadar Lüfer ile ilgili sadece 3 bilimsel çalışma yapılmış olması da bunu gösteriyor. Lüfer’in neslini korumak için yapılan tüm kampanyalara rağmen insanlara bir noktaya kadar ulaşılabildiğini gördük. Daha fazla insana ulaşabilmek, Lüfer’i anlatabilmek için bu belgeseli çektik.” dedi.

Yönetmen Mert Gökalp kimdir?

Mert Gökalp

1978 Ankara doğumlu Mert Gökalp, Lisans ve yüksek lisans eğitimini sırasıyla ODTÜ mühendislik fakültesi, Miami ve Ankara Üniversitesinde fiziksel okyanus bilimi ve deniz biyoteknolojisi bölümlerinde burslu olarak tamamladı. 2007-2015 aralığında 2 adet Avrupa Birliği projesinde bilim insanı olarak çalışan Mert, halen Hollanda’da Wageningen Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

Lüfer Belgeseli’nin festivallerdeki gelecek gösterimleri ise şöyle;

  • BUZZ CEE – Buzau Uluslararası Film Festivali, Romanya, 4 Temmuz 2017
  • Castellerizo Belgesel Film Festivali Yunanistan, 28 Ağustos 2017
  • Salt Galata Belgesel Günleri, İstanbul, Kasım 2017
  • Voices from the Waters Uluslararası Gezici Film Festivali, Bangladore, Hindistan 18 Ekim 2017

“Lüfer”in daha çok insana ulaşabilmesi için televizyonlar ve online platformlarla da görüşmeler devam ediyor…

İstanbul Akvaryum hakkında

17.000 nüfusuyla İstanbul Akvaryum, 2011 yılından itibaren dünya denizlerinde yaşayan balık türlerini yeni nesil teknoloji ve temalarıyla sergilemeye devam ediyor.

Karadeniz’den Pasifik’e uzanan toplam 17 tema ve 1 adet Amazon Yağmur Ormanıyla görsel bir şölen sunan İstanbul Akvaryum, dünyanın en büyük tematik akvaryumu olma özelliğini de taşıyor.


Dünya üzerinde oldukça nadir bulunan, palyaço balıklarından, limon köpekbalıklarına kadar pek çok türde balığı izleme fırsatı sunan İstanbul Akvaryum; alanları, ses ve ışıklandırma sistemleriyle de dünya denizlerinden sahneler sergiliyor.

Kaplumbağa Dilek sağlığına kavuştu, denize salınacağı günü bekliyor


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.