Hükumet Mavi Marmara tazminatını ailelere vermedi!

İsrail’in Mavi Marmara’da ölen Türkiye vatandaşlarına ödenmek üzere verdiği 20 milyon dolar mahkemeye taşındı. Ailelerin açtığı davada karşı tarafta yer alan Maliye Bakanlığı, ‘davacıların sebepsiz zenginleşmesi’ diyerek davanın reddini istedi.

Hükümet Mavi Marmara tazminatlarını ailelere vermedi!

“20 milyon dolar kayıp!”

Açıklama, CHP Milletvekili İbrahim Özdiş’ten geldi. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Özdiş, İsrail ile yapılan sözleşmeyi hatırlattı, sözleşme gereği yakınlarını kaybeden 10 aileye ödenmek üzere hükümet hesabına 1 Ekim 2016 tarihinde 20 milyon dolar yatırıldığını söyledi. Ancak geçen sürede ailelere ödeme yapılmadı. Özdiş, ödeme yapmayan bakanlığın ailelere mahkeme yolunu gösterdiğini belirterek şunları söyledi:

“Ailelerce açılan davalarda, davalı olarak hükümeti temsilen Maliye Bakanlığı taraf olmuş ve maalesef ya davacıların sebepsiz zenginleşmesinden bahsederek ya da tamamı ile davanın reddini isteyerek skandal bir yaklaşım sergileyebilmiştir. Oysa her aileye ödenecek miktar bellidir ve 2 milyon dolara karşılık gelmektedir. Para her aileye mutlaka ödenmek zorundadır.”


“Biz anlaştık, siz uğraşın”

Bu durumda idarenin takdir yetkisi bulunmadığını, idare hukukundaki ‘bağlı yetki kuralı’ gereğince bu ödemenin yapılması gerektiğini söyleyen Özdiş şöyle devam etti:
“Hükümeti temsilen eski davalarda dahili davalı olan ya da yeni davalara davalı olarak cevap veren Maliye Bakanlığı, enteresan bir şekilde sanki ortada bir anlaşma yokmuş ve hesaplarına, muhataplarına ödenmek üzere tazminat parası havale edilmemiş, sıradan bir tazminat davasına cevap verir gibi davanın reddine hüküm kılınmasını isteyebilmektedir. Yani adeta ‘Biz anlaştık, paraları aldık ama siz gidin uğraşın’ demişlerdir.”

İsrail ile Türkiye arasındaki sözleşme metninin açık ve net olduğunu paraların ailelere ödenmesi gerektiğini savunan CHP Adana Milletvekili Özdiş basın açıklamasında şunları söyledi:

“Özür bile diletemediler, tazminatın da üstüne kondular”

31 Mayıs 2010 akşamı Mavi Marmara adlı gemimiz bir takım insani yardım malzemesiyle Türkiye’den Gazze’ye gitmek üzere yola çıkmıştı. İsrail açıklarında, İsrail karasularına girmeden önce İsrail komandolarının gemiye yaptığı operasyonda  9’u Türk 1’i Türk asıllı Amerikan vatandaşı olmak üzere toplamda 10 yurttaşımız hayatını kaybetti. Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın “hesabı sorulacak” dediği bu üzücü olay neticesinde üzülerek söylüyorum ki hiçbir hesap sorulmadı, yine aynı Erdoğan “giderken bana mı sordular” dedi, 20 Milyon Dolar karşılığında İsrail’le barışıldı, özür bile diletilmedi.

Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ödenmek üzere, her iki devlet arasında 28 Haziran 2016 tarihinde (ki belirtmek isterim olaydan tam 6 yıl sonra) bir anlaşma imzalandı 19 Ağustos 2016 tarihinde de TBMM de oylanarak kanunlaştı.

2 devlet arasında imzalanan sözleşme metni bize şunu gösteriyor:

  • Özür dileyen bir İsrail devleti yoktur.
  • İsrail hükümetine veya devletine  karşı herhangi bir dava açılmasının imkanı kalmamıştır.
  • Cezai herhangi bir sorumluluk üstlenilmemekte, sadece mali sorumluluk üstlenilerek mağdur ailelere verilmek üzere 20 milyon dolar Türk hükümetine aktarılmaktadır.

“Mavi Marmara aileleri hem manevi hem de maddi olarak mağdur edildi”

Bu sözleşme gereğince, yakınlarını kaybeden 10 aileye ödenmek üzere 20 milyon dolar, 1 Ekim 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti hesabına yatırılmıştır.


Ancak geçen 8 aya rağmen hiçbir aileye tek bir kuruş ödeme yapılmamıştır. Ailelere ödeme yapmayan bakanlık, mahkemelerin yolunu göstermiştir. Ailelerce açılan davalarda davalı olarak Hükümeti temsilen Maliye Bakanlığı taraf olmuş ve maalesef, ya davacıların sebepsiz zenginleşmesinden bahsederek ya da tamamı ile davanın REDDİNİ isteyerek skandal bir yaklaşım sergileyebilmiştir. Oysa, her aileye ödenecek miktar bellidir ve 2 milyon dolara karşılık gelmektedir.

Özdiş: Hükümet 20 milyon doların üstüne kondu

Bu para, her aileye mutlaka ödenmek durumundadır. İdarenin takdir yetkisi yoktur, İdare hukukundaki “bağlı yetki kuralı” gereğince bu ödeme yapılmalı, tamamlanmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da onaylayıp  deklare ettiği üzere, yakınlarını kaybeden her aileye 2 milyon dolar ödenecektir.

Oysa, Hükümeti temsilen eski davalara dahili davalı olan ya da yeni davalara davalı olarak cevap veren Maliye Bakanlığı, enteresan bir şekilde , sanki ortada bir anlaşma yokmuş ve hesaplarına , muhataplarına ödenmek üzere 1 Ekim 2016 da tazminat parası havale edilmemiş gibi, sıradan adi bir tazminat davasına cevap verir gibi, davanın REDDİNE hüküm kurulmasını isteyebilmektedir. Yani adeta “biz anlaştık, paraları da aldık ama, siz gidin dava açın” demişlerdir.

“Mavi Marmara’da ölenlerin yakınlarına haksız zenginleşme suçlaması”

Eklemek isterim ki, davanın reddini isteyen Maliye Bakanlığı davacıların SEBEPSİZ ve  HAKSIZ ZENGİNLEŞME gayretlerinin olduğunu söyleyebilmişlerdir. Oysa, tazminat rakamı bellidir ve aksine SEBEPLİ ve HAKLI bir tazminat beklentisidir. Sebepsiz zenginleşme sav ve iddiası ya da davanın reddi istenerek ailelerin mahkemelerde mağdur edilmesi, davaya zorlanması üzerinde durulması gereken somut gelişmelerdir.

Bu noktada mağdur aileler ve onların avukatları karşılarında doğru düzgün muhatap bulamamakta, Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ne yapacağını bilmemekte, herkes topu diğerine atmaktadır.


Bu anlamda buradan sesleniyorum: Mavi Marmara olayının tazminatı olan 20 milyon Dolar’ı ne yaptınız?

AKP’nin İsrail ilişkisinde kıblesi şaştı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.