Sürdürülebilir yaşam planı nasıl uygulanabilir?

Unilever’in Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında geleneksel olarak düzenlediği Paydaş Çalıştayı, bu yıl ‘Kadınların ve Gençlerin Güçlenmesi’ konuları odağında gerçekleşti.

Sürdürülebilir yaşam planı nasıl uygulanabilir?

Kamu, sivil toplum, akademik çevreler ve iş dünyasından 50’ye yakın uzmanın bir araya geldiği çalıştayda, kadınların ve gençlerin güçlenmesi konusunda istenen ilerlemenin sağlanabilmesi için özel sektörün ekosistemini harekete geçirmesi gerektiği vurgulandı.

‘Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’

Unilever, sürdürülebilirliği işinin merkezine koyarak hayata geçirdiği ‘Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’ doğrultusunda kaydettiği ilerlemeyi duyurmak, aynı zamanda ekosistemindeki etkiyi büyüterek yaygınlaştırmak amacıyla her yıl paydaşlarıyla bir araya geldiği çalıştayı, bu yıl 21 Haziran’da İstanbul’daki Merkez Ofisinde gerçekleştirdi.


Çalıştay, kamu, sivil toplum, akademik çevreler ve iş dünyasından 50’ye yakın uzman ismin katılımıyla yapıldı. ‘Kadınların ve Gençlerin Güçlenmesi’ konularına odaklanan çalıştayda, alanında uzman isimler bugünün tablosunu ortaya koyarak, geleceğin yol haritasını belirlemek üzere çözüm önerilerini tartıştı.

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın altıncı yılında düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını yapan Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens, Unilever’in William Lever’den bu yana ‘paylaşılan refaha’ odaklandığını, o günden bu yana şirket misyonunun değişmediğini, Sürdürülebilir Yaşam Planı’yla da tüm değer zincirini kapsayan ve sürdürülebilir büyümeyi merkezine yerleştiren farklı bir iş modeli ortaya koyduklarını söyledi.

“Birlikte daha iyi bir dünya yaratabiliriz”

 Sürdürülebilir Yaşam Planı

Unilever’in paydaşlarıyla yürüttüğü çalışmalar sayesinde, Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında globalde 50’den fazla hedefin yüzde 80’ini gerçekleştirdiğini kaydeden Goossens, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz sade ve alçak gönüllü bir şekilde yardımınızı istiyoruz. Güven ve karşılıklı saygıya dayalı, dahiliyetçi ve kuşaklar arası düşünceye dayalı derin iş birlikleri içindeyiz. Bu sayede birçok zorluğumuzu çözebileceğimize inanıyoruz. Her zamankinden daha çok, amacımızı yaşatmaya ve sürdürülebilir yaşam planımızın sorumlu büyümenin itici gücü olmasında kararlıyız. Çünkü birlikte, bugünkü ve gelecek kuşaklar için daha iyi bir dünya yaratabiliriz. Daha iyi bir gelecek yaratmak için bundan daha iyi bir zaman yok!”

Sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar büyümeyi güçlendiriyor

Unilever Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Kafkasya ve İran Sürdürülebilir İş ve İletişim Direktörü Ebru Şenel Erim de çalıştayda, Sürdürülebilir Yaşam Planı doğrultusunda Türkiye’de kaydedilen ilerleme hakkında bilgi verdi.

“2016 yılında, sürdürülebilirliğin, şirketimizin büyümesini güçlendirdiğini görmeye devam ettik” diyen Erim, büyümenin yüzde 70’ten fazlasının Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalardan geldiğini, tarımsal hammaddelerin (poşet çay, yerel sebze ve baharatlar, domates) yüzde 100’ünün sürdürülebilir kaynaklardan tedarik edildiğini, 70 milyon TL tasarruf sağlandığını, Türkiye’deki tüm fabrikalar, depolar, dağıtım merkezleri ve ofislerin ‘Çöplüğe Sıfır Atık’ kategorisinde faaliyet gösterdiğini söyledi.


Vrbensky: “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin amacı kimseyi geride bırakmamak…”

Çalıştayın konuk konuşmacısı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölge Direktör Yardımcısı Rastislav Vrbensky, “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için Gençliğin, Kadınların ve İş Dünyasının Kritik Rolü” başlıklı bir sunum yaptı. Vrbensky, Bin Yıl Kalkınma Hedefleri’nin misyonunu tamamladığını, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin ise çok daha cesur olduğunu vurgulayarak,

“Geçen yıl yürürlüğe giren Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, yoksulluğu sona erdirmeyi, gezegenimizi korumayı ve barış ve refahı tüm insanlara ulaştırmayı hedefliyor. Ana hedefimiz kimsenin geride bırakılmaması olduğu için, hükümetlerle beraber özellikle gençler ve kadınların güçlendirilmesi konularına eğilmemiz gerekiyor. Gündemimiz çok iddialı, bu nedenle de gelişmekte olan ülkelerde milli gelirin yüzde 60’ına, istihdamın ise yüzde 90’ına kaynaklık eden özel sektörün gücü ve sahip olduğu yetenekler, teknoloji ve inovasyon da küresel hedeflerin başarılmasında kritik bir önem taşıyor.” dedi.

Paydaş Toplantısı 2016’dan öne çıkanlar…

Unilever’in bu yıl 3. kez düzenlediği Paydaş Çalıştayı’nın odak konuları ‘Kadınların Güçlenmesi’ ve ‘Gençlerin Güçlenmesi’ oldu. ‘Kadınların Güçlenmesi’ konusunun tartışıldığı ilk masada, kadınların kültürel farklılıklar, güvenlik, çocuk sahibi olma gibi etkenlerle iş dünyasından uzak kaldıkları vurgulandı.

Sorunun çözümü için başarılı kadın rol modellerin kamuoyuna tanıtılması, erkeklerin cinsiyet eşitliği için mücadele etmesini amaçlayan girişimlerin yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekilirken, iletişimin gücünden daha fazla yararlanılması önerildi.

Kadın Masası, Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) kapsamında, Unilever öncülüğünde kurulan, müşterilerinin, tedarikçilerinin ve distribütörlerinin de yer aldığı Kadının Güçlenmesi Platformu’nun önemine vurgu yaparak, bu girişimin somut aksiyonlarla ileriye taşınmasını önerdi.

‘Gençlerin Güçlenmesi’ konusuna odaklanan diğer iki masanın tartışmalarında toplumun gençlerden beklentileri öne çıktı.

Gençlerden atılımcı ve katılımcı olmalarının, yenilik getirmelerinin beklendiğine dikkat çekilirken, buna karşın gençlere yeterince fırsat yaratılmadığı vurgulandı.


Sadece gençler ve ebeveynler arasında değil aynı zamanda farklı sosyo-kültürel kesimlerden gelen gençler arasında da farklılıklar olduğu belirtilirken, özel sektörün, ekosistemini harekete geçirerek çözüm sunabileceği kaydedildi.

Gençler bilimi geliştirmek için neler yapmalı?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.