Batı bizi fena halde kıskanıyor!

3 yaşında küçük bir çocuk servis aracında yaşamını yitiriyor… Bir kadın tacize uğruyor, dayak yiyor, sonra bulunduğu şehri terk ediyor… Başka bir kadın tacize uğradığını söylemek için polise gidiyor; polis, “Böyle giyersen tabi ederler!” diyor ve Batı bizi kıskanıyor!

Batı bizi fena halde kıskanıyor!

Batı bizi kıskanıyor (!)

Atatürk’ten sonra bu ülkeyi Avrupa ile, Batı ile gelişmişlik anlamında kıyaslamak doğru değildir!

Çünkü Batı; ekonomik, sosyokültürel, adalet, demokrasi kalıbında bizden çok daha ileride, çok daha gelişmiş bir ülke…


Peki Türkiye bugün gelişmiş bir ülke mi? Ülkeyi küçümsemek için söylemiyorum; ancak, bu milletin önüne serilen o pembe örtüyü de birilerinin kaldırması gerekir diye düşünüyorum…

Gündemden ilerleyelim…

3 yaşında bir çocuk, adı Alperen. Servis aracında nefes alamadığı için yaşamını yitirdi… Önce servisin şoförü tutuklandı, servis görevlisi gözaltındayken serbest bırakıldı!

Anaokulu servisinde Alperen'in ölümüne neden olan 9 ihmal

Medyada olay yankı buldu, devlet olaya el koydu ve müfettişler görevlendirildi! Bu kez gözaltına alınan servis görevlisi tutuklandı!

Kim tutuklanırsa tutuklansın artık 3 yaşında bir çocuk yok!

Bu haberin ardından bir haber daha çıktı ve İstanbul’da 8 bin korsan servis aracı vardı…

Alperen’in ölümünde ihmal var mıydı? Yapılan haberlere göre 9 ihmalden bahsedildi. Devlet olaya el koyduysa merak edilmesin birilerini muhakkak ihmal için bulur, bir tek kendisini bu ihmale dahil etmez!

Devlet kanun yapıcıdır, ancak denetleme, ‘olay olup bitsin biz sonra bir denetimci göndeririz’ zihniyetinde hareket eder ve tereyağından kıl çeker gibi kendisini olaydan soyutlar!

İstanbul Esenyurt’ta 31 yaşındaki kadın önce tacize uğruyor, sonra da dayak yiyor. Sonrasında da kadın, o psikoloji ile İstanbul’dan gidiyor…


Sonrasında ne oldu?

Önce adam adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı; yine olay büyüdü, medyada geniş yer buldu ve hikmete (!) bakın ki, adam sonra tutuklandı!

İzmir’de iki genç kadın yolda yürür ve tacize uğrarlar… Kadınlar, tacizcinin peşinden koşarlar, tacizcileri yakalayamazlar. Önlerine o anda polisler çıkar, tacize uğradıklarını söylerler. Peki polis ne der? “Böyle dolaşırsanız tabi yaparlar!” Sonrasında genç kadınlardan biri sinirlenir ve kadın, polisten dayak yer.

Başka bir haber…

6 Ağustos’ta Ankara Polatlı’da, çiçeği burnunda yeni Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba mevsimlik tarım işçilerin derdini dinlemiş ve bir taraftan da onların sorunlarını not almışlardı…

Alınan ücretlerden tutun da çalışma koşullarından; kaldıkları yerdeki tuvalet, banyo sorununa kadar birçok konuyu gündeme getirmişlerdi…

18 Ağustos’ta Sakarya Hendek’te Mardin’den gelen mevsimlik fındık işçileri kaza yaptı ve bu olayda 7 kişi hayatını kaybetti!

Bu ülkede her yıl bu tür ölümler yaşanıyor! ‘Kader’ diyenlerin aklına şaşarım!

Devlet, bu ülkede “sırtı kalınlar”ı rahat yaşatırken fakir fukara kesim ezilmektedir!

Yukarıda olanlardan hangisi Batı’da geniş çapta yaşanmaktadır!


Şimdi, sizce Batı bizi kıskanıyor mu?

Kılıçdaroğlu tutuklansın mı?


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…