Bodrum’da artçıların devam etmesi normal mi? Büyük deprem olur mu?

Bodrum’da saat 14:16’da Kandilli Rasathanesi’nin verdiği bilgiye göre 4.8 şiddetinde deprem oldu. Peki Bodrum’daki artçı depremlerin halen devam etmesi normal mi?

Bodrum artçılar devam etmesi normal mi? Büyük deprem olur mu?

Muğla’nın Bodrum ilçesinde 21 Temmuz’da meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremden sonra korkutan artçı sarsıntılar devam ediyor. Bodrum depremini yorumlayan Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, bu şekilde artçı sarsıntıların olmasının normal olduğunu belirterek, “Daha birkaç ay bodrum ve çevresi belirli boyutta sallanırsa bu anormallik değildir” dedi. Görür, ayrıca yapılarla ilgili olarak “Sürekli olan küçük depremler sonucunda malzeme yorgunluğa dolayısıyla yıkıma neden olabilir” diye uyardı.

Darbe almış binalara dikkat!

naci görür
Prof. Dr. Naci Görür

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür yaşanan depremlere ilişkin açıklama yaptı. En önemli uyarılarından biri de; yapıların sürekli kontrol edilmesiyle ilgili. Görür; “Gerçekten darbe almış ama ihmal edilmiş, kontrol ettirilmemiş binalar içinde oturulmaya devam edilirse, sürekli olan küçük depremler sonucunda malzeme yorgunluğa neden olur ve yıkıma neden olabilir. Bu nedenle ‘benim binam sağlammış bir şey olmadı’ düşüncesi çok yanlış. Dikkatli olmak lazım” dedi.


Depremler devam eder mi?

Gökova Körfezi’nin kuzey yamacında çok ciddi bir normal atımlı fay olduğunu, bunun da Kos’un kuzeyine kadar sürdüğü söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, “Yakın geçmişte burada 6’nın üzerinde bir deprem oldu. Bu orta büyüklükte bir deprem. Bu büyüklükte bir deprem olduğu zaman fay boyunca olan bütün alanlarda belirli bir zaman içinde temizlik harekatı başlar. O büyük deprem sırasında kırılmamış faylarda kırılmaya başlar. Bu kırılmalar sonucunda da artçı dediğimiz depremler meydana gelir. Son depremler

Belli boyutta sallanırsa…

Bu artçı depremler de birkaç gün içinde sonlanmaz. Genellikle birkaç ay mertebesinde sürer. Gökova Körfezi’nde görülen depremler de büyük depremin artçıları olarak düşünülmelidir. Ve biz bu açıdan baktığımızda daha bu depremlerin süreceğini sürüyoruz. Daha birkaç ay Bodrum ve çevresi belirli boyutta sallanırsa bu anormallik değildir” diye konuştu.

Ayrıca 6.8 büyüklüğündeki depremin körfezin kuzeyinde ve güneyindeki daha küçük boyutlu olan fayları da tetiklemiş olabileceğini kaydeden Görür, “Bunlar da zamanla kırılmış olabilir, küçük boyutlu depremler oluşturmuş olabilirler” dedi.

Bodrum’da daha büyük deprem olur mu?

Gökova fayı üzerinde olan bölgede enerji artık boşaldığı için bu yöredeki insanların kendilerini daha rahat ve emniyette hissedebileceklerini söyleyen Görür, şöyle devam etti:

“Uzun bir süre bu fay üzerinde deprem beklenmez. Ancak devamlı sarsıntılar, bir takım binalarda yapı stoğunda, malzeme yorgunluğu oluşturur. Gerçekten darbe almış ama ihmal edilmiş, kontrol ettirilmemiş binalar içinde oturulmaya devam edilirse, sürekli olan küçük depremler sonucunda malzeme yorgunluğa neden olur ve yıkıma neden olabilir. Bu nedenle ‘benim binam sağlammış bir şey olmadı’ düşüncesi çok yanlış. Çok deprem olan yerlerde yorgunluk olur. Vatandaşlarımızın kendi binalarını kontrol ettiriyor olmaları ve bilinen bir zaafyiet varsa da ihmal etmeden baktırmaları gerekiyor. Beşinci altıncı sarsıntı, bardağı taşıran son damla olur. Dikkatli olmak gerekir.”

Oğuz Gündoğdu, depremlerin büyüyebileceği konusunda uyardı

oğuz gündoğdu

İstanbul Üniversitesi Jeoloji bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu ise son yaşanan depremin ardından yaptığı açıklamada “En son depremlerin çoğu karada meydana gelen depremler. Depremler eğer Gökova Körfezi’nden doğuya doğru kayarsa, yani Muğla’ya doğru giderse bu depremlerin büyüklüğü de artar” şeklinde konuştu.


Gökova Körfezi çevresinde büyük deprem bekleniyor mu?

21 Temmuz 2017 tarihinde meydana gelen 6.6 büyüklüğünde depremi değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Övgün Ahmet Ercan, bu depremin belirtisinin 3-4 yıl önce başladığını belirtti.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan

İzmir Karaburun depremini 2 ay önce tahmin eden Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan şöyle konuştu:

“Karada ile Gündoğan arasındaki, Bodrum’u kesip geçen bir depremcik etkinliği vardı. Deprem bu kırıkla Gökova kırığının kesim yerinde olmuştur. Ve bu düşüntü türünde bir kırıktır, yanal atımlı değildir. İlk kez deniz sularında bir süpürtü (tsunami) gördük. Bunun yüksekliği 1 metreye kadar varabildi ve karaya doğru ilerledi. Teknelere zarar verdi ve tekrar geri çekildi. Bundan daha büyüğü artık gelemez. Çünkü düşey atım çok büyük değildi. Burada olabilecek en büyük deprem 7- 7.2 büyüklüğünde olabilirdi. Bu deprem ile bu gerginlik boşaldı. Bu büyük oranda bundan sonra büyük bir deprem olasılığını azaltmıştır. Bunun oranı yüzde 20’nin altındadır. Bölgede artçı depremler ise sürecektir. Bu deprem özellikle İstanköy adasında etkili olmuştur” dedi.

Celal Şengör: Depremden korkmayın tatile devam!

celal şengör

Habertürk yazarı Fatih Altaylı’ya Bodrum’da yaşanan artçı sarsıntıları değerlendiren Celal Şengör ise şunları söyledi:

Elimizdeki deprem kayıtlarına göre 15. yüzyıldan beri Ege’de deprem faaliyetinin en kesif olduğu kısım Büyük Menderes Vadisi’nden Edremit’e kadar olan alandır. Daha kuzeyi, malum, Kuzey Anadolu Fayı’nın arazisine girer. Gökova civarında elimizde çok deprem kaydı yok. Bu demek değildir ki olmadı. Ama elimizdekilere göre, orası epey bir süredir suskun. Şimdi Ege yılda 1.5 ile 2.5 cm bir hızla kuzey-güney geriliyor. Yani Marmaris, İstanbul’dan bu hızla uzaklaşıyor. Bu uzaklaşma, bizim Ege Bölgesi’nde bulunan doğu-batı uzantılı olukları (kuzeyden güneye: Edremit-Müsellem Boğazı, Bakırçay-Simav, Alaşehir, Küçük Menderes, Büyük Menderes ve Gökova) sınırlayan normal faylar boyunca olan hareketle gerçekleşiyor. Bu hareketler de zaman zaman depremlere yol açıyor.

Bu depremlerin en büyükleri zar zor 7’yi bulur (bazen azıcık geçer). Genellikle 6.5 veya daha küçüktür. 6.5’lik bir deprem fay üzerinde kabaca 2 m ötelenme demektir (bunu Amerikan Jeoloji Servisi’nin istatistiki değerlendirmelerinden aldım). Normal fayların eğimlerini gene kabaca 45 derece olarak alırsak, 2 m bir ikizkenar üçgenin hipotenüsüne karşılık geliyor demektir ki bu gene kabaca 1.5 metrelik bir yatay uzamaya karşılık gelir. Ege’deki yıllık uzamanın en çok 2.5 cm olduğunu var sayalım. Demek on senede 25, yüz senede 2.5 m demektir.


Eh geçen yüzyılda olan büyük Ege depremlerinin üçünü ele alalım: Gediz, Alaşehir, Söke. Bu depremler zaten Batı Anadolu’nun yüzyıllık kotasını doldurmuşlardır. Bodrum Depremi bunlardan daha batıda olduğu için kelimenin tam anlamıyla ekstradır. Bundan sonra burada bu büyüklükte bir deprem olması için Ege’nin hızlanması gerekir ki bu da mümkün değildir. Dolayısıyla meydana gelen kırılmadan sonra çevredeki faylar da üzerlerinde birikmiş olan gerilmeyi boşaltacaklardır. Bu da 5+, 4+, 3+ gibi depremlerin bir müddet daha sürmesi demektir ki, ben bunda çok telaş edilecek bir durum görmüyorum. Tatile devam.”

Bodrum’daki depremler doğuya kayarsa dikkat!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.