İlayda Şamilgil’in projesi 2014 yılında TUBİTAK tarafından değerli görülmemişti. O proje gitti ve 5 bin proje içinde birinci olmuştu. Bu projeden sonra TUBİTAK’ın başarılı projeleri ortaya çıktı. “Okunmuş fasulye”den tutun da “hacı robot”a kadar bir çok proje… Şimdi de TRT’deki bir yarışmada “organik hoşaf” projesi…
Bir de “Eşek hoşaftan ne anlar” derler!
2015 yılının Nisan ayıydı…
İmam hatip lisesi öğrencisi, TÜBİTAK Bilim Fuarı için hazırladığı ‘Canların Gıdası Kuran-ı Kerim Projesi’ ortaya çıktı…
Proje ile amaçlanan “Çiftçiler serada yetiştirdikleri bitkilere Kuran dinleterek daha kısa zamanda daha bol mahsul alınır. Gönüller zikrettikçe huzur bulur, bereketli olur” idi…
Bu projenin, örtü altı seracılıkta kullanılmasına karar verildi…
Peki deney nasıl yapıldı?
Üç tane kap ortaya konur…
Her biri aynı özellikte ve birbirinden farkı yok…
Üçüne de ayrı ayrı üçer adet fasulyenin tohumu konur; eşit miktarda da su verilir…
Birinci kaba sekiz saat ara ile Kuran’dan ayet sesli bir şekilde verilir. İkincisine, Arabesk-Rap müziği verilir. Üçüncü olana ise herhangi bir ses veya buna benzer bir şey verilmez ve sabit şekilde tutulur…
Deney 20 gün devam edilir… Ve mucize ortaya çıkar! Kuran verilen kaptaki fasulye 31 santimetre olmuştur. Sessiz ortamdaki fasulye 13 santime ulaşır.
Arabesk verilen müziği hiç sormayın! Fasulye hiç mi uzamaz, uzamıyor işte!
Bu başarı imam yetiştirmek amacı ile kurulan İmam Hatip’ten ortaya çıkmıştı!
Burada bilimsel verilerimiz nedir, bilimsel ölçüt nedir ve bu fasulyedeki uzamayı hangi keramete (!) bağlayacağız?
Fasulyeye Kuran’dan ayet dinletilmesine mi?!..
İşte bizi bilimden, Batı’dan uzaklaştıracak düşünce kalıpları…
Bu proje, genç arkadaşımızın masum niyetiyle yapmış olduğu bir proje olabilir; ancak, jüri tarafından bu projeyi ciddiye alıp da değerlendirmek de ayrı bir soru işaretidir. Üzerinde durup düşünmek gerekir.
TUBİTAK daha önce de akılları felce uğratmıştı!
2014 yılında da İlayda Şamilgil, “First Step To Nobel Prize In Physics” yarışmasında, 70’e yakın ülkeden 5 bin fizik projesini geçerek dünya birincisi olmuştu. TUBİTAK Şamilgil’in de projesini değerli görmemişti!
İşte TUBİTAK işte sonuç!
Daha önceki yıllarda bir saygınlığı olan TUBİTAK’ın bilimsel çerçevede bugün artık hiçbir değeri ve anlamı yok! Akılları zorlayan amacının ne olduğu belli olmayan hurafe düşünceleri topluma empoze etmeye, projelerin önünü açmaya çalışan ve iktidarın hoşuna gidecek çalışmalara zemin hazırlayan bir kurumlaşma içinde…
İktidarın hoşuna gidecek şeyler TUBİTAK da olur da objektif (!) olan TRT’de olmaz mı?
TRT’de üç yarışmacı yarıştı ve yarışmayı ayran ile birlikte “milli içki” olarak ileriki yıllarda görülebilecek “organik hoşaf projesi” kazandı…
Diğer projelere bakmaya gerek yok!
Hiçbir bilimselliği yok!
Akla uygun değil!
Nitelikten yoksun!
Ne amaçla yapıldığı belli değil!
“Hoşaf” ile milli içeceğe kavuşuyoruz!
Bir de derler ki “Eşek hoşaftan ne anlar”…
Anlıyor işte be kardeşim…