“Evrim Teorisi” aslında “evrimin teorisi” anlamındadır. Evrimin sadece bir teori olmasından değil. Diğer bir söylemle “evrim teorisi” esasen “evrimin teorisi” demektir.
Her şeyin bir teorisi vardır. Teorisi olan her şey, “sadece teoriden ibaret” demek değildir. Tüm doğa kanunlarının teorisi vardır. Ve bu teori, söz konusu doğa kanunlarını sadece teoriden ibaret kılmaz.
Evrim de sadece bir teori / tez değil, kanıtlanmış, belgelenmiş bir bilim/doğa kanunudur.
Adına “evrim kanunu” deseydik sorun olmayacaktı belki de.
Oysa dünyadaki kanıtlanmış tüm bilimsel çalışmalar “kuram” veya “teori” olarak adlandırılır. Literatürlerde bu şekilde yer alır.
Bu bağlamda eğitimde olsun, diğer sosyal bilimlerde olsun gerçekliği veya kabul edilebilirliği tartışılmayan birçok araştırma bulgusu “kuramı” veya “teorisi” tamlaması ile ifade edilir.
Özellikle fen bilimlerinde somutluğu ve gerçekliği tartışmasız kabul edilmiş ve her alanda kullanıma sokulmuş araştırma yine kuram veya teori olarak tanımlanır.
Bilimsel bir gerçekliğe “teori” denince, o gerçeklik henüz kanıtlanmamış, sonucu daha belli olmayan demek değildir.
Bu mesele inanç ve din üzerinden siyasi malzeme yapılmaktadır. Ama asıl kötü olan bunun ideolojik olarak dinin siyasallaştırılmasının bir parçası ve amacı haline getirilmesi esasen bilim karşıtlığına dönüşmekte ve uzun erimde sosyo-ekonomik sonuçları olan gelişim ve ilerlemede olumsuz doğurgulara neden olmaktadır. Çünkü eğitim buna göre şekillendirildiğinde “sorgulama” ve “arayış” bitmektedir. Bilim ve özgürlükçü tavır için sorgulama, şüphe ve arayış olmazsa olmazlardandır.
Gerçek şu ki, birileri ister inansın, ister inanmasın evrim, birilerinin ona inandığın zaman devam eden, inanmadığın zaman devam etmeyen bir şey değildir. Doğa kanunudur ve süreklidir… Ve üstelik evrim, inanma ve inanmama meselesi de değildir…
Yeryüzündeki toplumlara ve ülkelere şöyle bir bakınız, evrimi sorun edenler ile evrimi sorun etmeyenlerin durumu ve görüntüleri sanki bir sonuç tablosu gibidir.
Bu arada belirtmek gerekir ki, evrim denilen doğa kanununun ve bilimin temel formasyonunun, maymundan gelip gelmeme meselesine indirgenmesi, açıklanması, bu nedenle reddedilmesi veya savunulması onun en büyük şansızlığı olmuştur. Tabi bu bir tesadüf değildir. Özellikle etkili bir karşıtlık oluşturmak adına üretilmiş berbat bir karşıtlık şablonudur.Lakin bu konu evrimin küçük bir ayrıntısı veya bölümüdür.
Sonuç olarak arada bir kuyruk sokumu dediğimiz bölgemizi şöyle bir yoklayalım… Oradaki çıkıntıyı hissedelim ve ne olduğunu düşünelim… Veya vücudumuzda bulunan giderek küçülmüş ve işlevsizleşmiş olan ama hala var olan ve hatta hastalandığında ve patladığında müdahale edilmezse ölümcül sonuçları dahi olabilen apandisit denilen sindirim sistemi uzantısının bir zamanlar ne işe yaradığını düşünelim.
Neden mi? Bunlar evrim gerçekliğinin basit, somut ve gözlenebilir örnekleridir de ondan.