Güneş Tutulması deprem habercisi mi? Depremi tetikler mi?

21 Ağustos Güneş Tutulması depremi tetikler mi? Güneş ve ay tutulmaları ile yeryüzünde meydana gelen doğal afetler arasında bir ilişki var mı?

Güneş Tutulması deprem habercisi mi? Depremi tetikler mi?

Güneş tutulması ve Ay tutulmasının dünyanın manyetik yapısını etkilediğini, bu yüzden deprem olma ihtimalini yükselttiğini iddia edenler var. Özellikle 11 Ağustos 1999 tarihinde tam Güneş Tutulması’ndan kısa bir süre sonra, yalnızca 6 gün sonra gerçekleşen 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi’nin ardından bu inanış yaygınlaştı. Ancak gerek astronomi, gerekse deprem bilimi uzmanları, bu iki doğa olayı arasında herhangi bir nedensel ilişki bulunmadığını açıkladılar.

Güneş Tutulması deprem habercisi mi? Depremi tetikler mi? ay tutulması

Güneş Tutulması ile deprem ilişkisi konusunda bilimsel yaklaşım ne?

21 ağustos 2017 tarihinde, tarihin en büyük güneş tutulması olacağı için konuyu tekrar ele alıp uzmanların çalışmalarına göz atalım:


  • 110 yıllık geçmişteki 6.0 üzerindeki depremler ve güneş tutulmaları İstanbul Üni. Fen Fak. Astronomi ve Uzay Bilimleri bölümü incelemiş.
  • Güneş tutulmasından 10 gün önce ve 10 gün sonra dikkate değer miktarda deprem olduğu gözlenmiş.
  • İncelenen 239 Güneş tutulmasından 96 (%40.2) tanesinden önceki 10 günlük dönemde en az 1 adet deprem görülmüştür.
  • Gene bu tutulmaların 106 (%44.4) tanesinde de tutulmayı izleyen 10 günlük dönemde en az 1 deprem kaydedilmiştir.
  • Kalan 37 (%15.5) tutulmadan önceki ve sonraki 10’ar günlük dönemlerde 6.0 veya üzeri büyüklüğe sahip deprem olmamıştır.
  • Güneş tutulmalarının yaklaşık %85’inde, tutulmadan önceki veya sonraki 10 günlük dönemde, 6.0 veya üzerinde en az bir deprem olmuştur.

Güneş Tutulması deprem habercisi mi? Depremi tetikler mi?

Güneş tutulması depremi tetikler mi?

Yaşamımızdaki bu iki önemli gökcisminin kütleleri nedeniyle kütleçekimsel olarak etkileri sözkonusudur. Bunun sonucu gel-git (med-cezir) olayları oluşur. Bu iki cismin kütleçekim etkileri Yeniay ve Dolunay evrelerinde birbirine eklenir. Ay ve Güneş’in kütleçekim toplamları Yeniay evresinden bir hafta önce ve sonrasında (ilkdördün ve sondördün evrelerinde) ise en az olur.

Eğer Güneş Tutulması depremlerin oluşunu tetikliyorsa, bu tetikleme Ay ve Güneş’in kütleçekim kuvvetleri ile ilgili olmalıdır. Bu etkinin en fazla olduğu zamanlar Yeniay ve Dolunay evreleridir. Yani her 14-15 günde bir bu etki maksimum olur. Güneş tutulması olsa da olmasa da bu kütleçekimi kuvvetleri her zaman vardır. Bu kütleçekim kuvveti depremleri tetikleyecek düzeyde ise, yaklaşık her 15 günde bir büyük depremler olmalıdır.

Bu çekim kuvvetlerinin ne düzeyde olduğu hesaplarla kolayca bulunur. Bunların yer kabuğu hareketlerine nasıl etki edeceği ise jeofizikçilerin alanına girer. Ama, şurası bir gerçektir: Süper(!) ülkelerin yaptıkları nükleer yeraltı denemeleri sırasında ortaya çıkan kuvvetler, Ay ve Güneş’in kütleçekimsel kuvvetlerinden kat kat fazladır. Bu tür denemelerin yer kabuğu üzerindeki etkileri ne düzeydedir, hangi depremleri tetiklemiştir hiç bilmiyoruz…

Güneş Tutulması’ndan bir hafta sonra deprem

Bir başka konu ise, Güneş tutulmasından bir hafta sonra deprem olması kurgularıdır. Ay ve Güneş’in kütleçekimsel kuvvetlerinin toplamının en az olduğu bu günlerde deprem beklentisi ilginçtir. Bu konumdaki toplam etki dünya üzerinde sürekli vardır ve Dolunay, Yeniay evrelerinde artar.

Depremin tetiklenmesini tutulma geometrisi ile oluşan manyetik alan dalgalanmalarının yer kabuğu ve Yer’in manyetik alanı ile etkileşmesine bağlayan görüşler de vardır. Güneş’teki patlamaların doğurduğu manyetik dalgalanmalar, Güneş Tutulması sırasında sadece geometri nedeniyle oluşacak manyetik dalgalanmadan (Ay’ın evrelerinden bağımsız olarak) çok daha fazladır. Bunlar çok daha etkindir, sadece, iletişim üzerindeki etkileri, kutup ışımalarının görülmesi gibi sonuçlar doğurur.

Depremlerin, yerkabuğunda biriken gerilimin boşalması olduğunu, bu gerilim birikmesinin de tutulmalarla ilgili olmadığını da söyleyebiliriz.

Bu bilgilerden sonra, Güneş tutulmalarının yerkabuğundaki depremleri tek başına tetikliyen bir mekanizma olduğundan sözetmek yanlış olacaktır. (Tübitak’tan Prof. Dr. Zeynel Tunca’nın araştırmasının tamamını buradan okuyabilirsiniz.)


TÜBİTAK çalışması

TÜBİTAK bu konuda bir araştırma yapmıştı. Bu araştırmanın verileri üzerinden hareket edelim: 1900 ile 2005 tarihleri arasındaki toplam 239 Güneş tutulması ile bu tutulmalardan 10 gün öncesi ve sonrasındaki 6 veya üzeri şiddetteki büyük depremler incelenmiş. Bu incelemeye göre:

• 10 gün önceki dönemde en az 1 deprem olanlar: %40.17
• 10 gün sonrasına kadar en az 1 deprem olanlar: %44.35
• Hiç deprem olmayanlar: %15.48

Tabi ki bilimsel deneyler “kontrollü” yapılır. Yukarıdaki verilere göre, Güneş tutulması ile depremler arasında çok “sağlam” bir bağ varmış izlenimi oluşuyor. Bu bağı kontrol etmek için bilim insanları bu 239 Güneş tutulmasına denk sayıda rastgele tarihler seçiyorlar ve bu rastgele seçilen tarihlerin 10 gün öncesi ile 10 gün sonrası arasında olmuş depremlere bakıyorlar:

• 10 gün önceki dönemde en az 1 deprem olanlar: %43.51
• 10 gün sonrasına kadar en az 1 deprem olanlar: %41.84
• Hiç deprem olmayanlar: %14.64

Yani, “herhangi bir günün ardından” gerçekleşen depremlerle, Güneş tutulması dönemlerinde gerçekleşenler arasında oransal olarak bir fark bulunmuyor.

Bu durum, Ay tutulmaları için de geçerli.

Var olan Ay tutulmaları, süper Ay, en büyük dolunay vs dönemlerine yakın zamanlarda gerçekleşen büyük depremler ile, yılın rastlantısal olarak seçilen herhangi bir zamanında yaşanan depremler arasında istatistiksel açıdan bir fark yok.

Daha açık anlatırsak; mesela her yıl birkaç kez olan “cemre düşmesi” tarihleri depremle istatistiksel olarak ne kadar ilgili ise, Güneş tutulmaları da ancak o kadar ilintili olabiliyor. Ama tabi, Güneş veya Ay tutulması akılda kalan bir olay olmasına rağmen kimse düşen cemreyi iplemediği için sonrasında deprem oldu mu olmadı mı merak etmiyor, yazıp çizmiyor, komplo teorisi üretmiyor.

Güneş tutulması Türkiye’den izlenecek mi?

Güneş tutulması Türkiye’den izlenecek mi merak ediliyor. Fakat 21 Ağustos güneş tutulması en net Kuzey Amerika’da izlenebilecek. Güneş tutulmasının tam tutulma evresi 2 dakika 45 saniye sürecek. Türkiye’de güneş tutulması izlemek isteyenler ise 2060 yılına kadar beklemek durumunda. 21 Ağustos Güneş Tutulması Türkiye saatiyle akşama denk geleceği için ne yazık ki gözlemlenemeyecek.


2017 yılının güneş tutulması 21 Ağustos tarihinde bekleniyor. Ulusal Güneş Gözlemevi, Ağustos ayında yaşanacak güneş tutulması ile ilgili her şeyi detaylandırdı. ‘en kapsamlı güneş tutulması’ olarak lanse edilen uzay olayı ile ilgili açıklamalara bakılırsa, tam anlamıyla sadece ABD’den izlenebilecek. Tarihin en büyük olma özelliğini taşıyan bu güneş tutulması, 21 Ağustos’ta dünyanın diğer bölgelerinden ‘kısıtlı bir şekilde’ görüntülenebilecek. 21 Ağustos güneş tutulması için Google’ın yaptığı harita ile güneş tutulmasının tam olarak nereden en iyi izleneceği belirtiliyor.

21 Ağustos Güneş Tutulması’nın burçlara etkileri


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.