Türkiye’de 213 bin boşanma davası: Süresiz nafaka tepkisi

Türkiye’de geçtiğimiz yıl içerisinde açılan 212 bin 945 boşanma davası açıldı. Bunlardan 113 bin 892’si, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan “çekişmeli” davalardan oluştu. Aile Bakanlığı süresiz nafakaya tepki gösteriyor. Hangi durumlarda nafaka verilmez? İşte detaylar…

Türkiye 213 bin boşanma davası: Süresiz nafaka tepkisi nafaka nasıl alınır kimler alabilir

Ajans Press‘in adli istatistiklerden edindiği bilgilere göre, boşanma davalarından 113 bin 892’si evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle eşlerden birinin boşanmak istememesi ya da her iki eşin boşanmak istemesine karşılık boşanmanın hukuki sonuçlar çerçevesinde sağlanamaması durumunda çekişmeli olarak açıldı. Benzer nedenlerden mahkemelerdeki anlaşmalı boşanma davası sayıları ise 94 bin 622 olarak belirlendi. PRNet‘in gerçekleştirdiği medya analizinde boşanma konulu bu yıl içerisinde 11 bin 673 haber yansıması tespit edilirken, geçtiğimiz yılın aynı döneminde bu rakam 14 bin 669 oldu.

En çok boşanma davası açılan şehir İstanbul

Boşanma davalarının en çok açıldığı iller incelendiğinde 45 bin 534 boşanma davası ile İstanbul başı çekti. İstanbul’u 18 bin 594 dava ile Ankara, 17 bin 755 dava ile de İzmir takip etti. Boşanma davalarının en az açıldığı iller ise sırasıyla Bayburt, Hakkâri ve Şırnak olurken geçtiğimiz yıl açılan davalardan 198 bin 62’si karara bağlandı. Boşanmaya en çok neden olan etkenler arasında zina, terk, ortak hayatın yeniden kurulamaması, hayata kast ve onur kırıcı davranışlar yer aldı. Öte yandan mahkemelerde, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı ve diğer nedenlerden dolayı ise toplam 684 dava gördü.


Aile Bakanlığı’ndan süresiz nafaka tepkisi: Boşanılan eş, bir sosyal güvenlik kurumu gibi görülmemeli

TBMM, süresiz nafaka ödemesi uygulamasına isyan edenlerin başvuruları üzerine konuyu değerlendirmeye aldı. Konuyu Adalet Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı2na soran TBMM, sorunun uygulamadan ve mevzuat düzenlemelerinden kaynaklandığını tespit etti. Aile Bakanlığı, 60 yaşındaki bir eşle, 20 yaşındaki bir eşe süresiz nafaka bağlanması kararının adil olmadığını ve sınır belirlenmesi gerektiğini bildirdi. Bakanlık, “Boşanılan eş, bir sosyal güvenlik kurumu gibi görülmemelidir” dedi.

TBMM Dilekçe Komisyonu’na Yalova’dan başvuran Salih Karahasan ve arkadaşları ölene kadar nafaka ödenmesi yükümlülüğünün kaldırılmasını istedi. Bunun gibi yüzlerce şikâyet gelmesi üzerine TBMM konuyu Adalet Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sordu. Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi kararlarına atıf yaptı.

Nafaka ödenmesinde, ‘kusurlu olma’ şartının aranmadığını, ödeme konusunda kadın veya erkek şeklinde cinsiyet ayrımı da yapılmadığını belirten Adalet Bakanlığı, “Toplumsal yapı nedeniyle büyük çoğunlukla kadın eşe nafaka bağlanmaktadır” dedi.

‘Yeniden evlenme, ölüm’ halinde kendiliğinden, ‘evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşama, yoksulluğun ortadan kalkması ve haysiyetsiz hayat sürme’ halinde ise mahkeme kararıyla nafakanın kaldırıldığını belirten Adalet Bakanlığı, ‘yoksulluk nafakası’ olarak nitelendirilen süresiz nafakanın anayasaya aykırı görülmediğini kaydetti.

“Çıkar sözleşmesi”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan gelen resmi yanıtta da yoksulluk nafakasından genelde kadınların yararlandığı, kusuru kadından ağır olmayan erkeklerin de ihtiyacını ispat etmesi halinde yoksulluk nafakası isteyebildiği kaydedildi.

Bakanlığın yanıtında, “Süresiz yoksulluk nafakasının evlilik birliğinin amacına aykırı olduğu ve bir çıkar sözleşmesine dönüştüreceğine dair görüşler bulunmaktadır” denildi.

Anayasa Mahkemesi reddetti

Bursa Kestel Asliye hukuk Mahkemesi’nin, ‘süresiz nafakanın’ anayasaya aykırı olduğu ve iptaline ilişkin başvurusunun reddedildiğini anımsatan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, boşanma davalarının bir kısmında nafaka yükümlüsünün mağdur olduğunu, bunun da göz ardı edilir bir durum olmadığını belirterek “Konunun sıklıkla şikâyete neden olduğu müteaddit defalar Adalet Bakanlığı’na bildirilmiştir” açıklamasında bulundu.

“İnsaflı değil”

Yoksulluk nafakasının süresiz olmasıyla ilgili karşı görüşleri sıralayan Bakanlık, şunları kaydetti:

“Yoksulluk nafakasının süresiz olarak ödenmesi, her zaman ödeneceği anlamına gelmez. Nafakanın her koşulda süresiz olarak ödenmesine hükmetmek doğru değildir. Zira, insanların yapmış olduğu bir davranıştan dolayı, ömür boyu sorumlu tutulmaları, insaflı değildir.”

“Tembelliğe sevk edilebilir”

Bakanlık, nafakanın tembelliği sevk edilebileceğine ilişkin bir tespitte bulunarak şunları kaydetti:

“Nafaka alacaklısı, çalışma yerine sürekli ödenen yoksulluk nafakası geliriyle geçinmeyi ve buna kanaat etmeyi de tercih edebilir. Kanun koyucunun, bu durumlara ilişkin olarak herhangi bir düzenleme getirmesi daha yerine olacaktır.”

Bakanlığın diğer tespitleri şöyle:

Hâkim sınırlayabilir

Hâkimin gerekirse nafakayı belli bir zaman aralığıyla sınırlandırması, adaleti sağlamaya yetecektir. 60 yaşındaki sosyal güvenceden yoksun bir ev hanımı lehine süresiz olarak yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yerindedir; fakat 20 yaşındaki biri için sınır belirlenmelidir.

Şartlara göre değişim

Sınırlandırmaya ilişkin bir yasal düzenleme yapılmasını savunanların da vurguladığı gibi, boşanılan eş, hiçbir zaman bir Sosyal Güvenlik Kurumu gibi görülmemelidir.

Girişimler var

Kanun uygulanırken iyileştirmelerin yapılması mümkündür. Gerek yasal hükümlerin yeniden ele alınması, gerekse uygulamada vatandaş lehine mahkeme kararlarının iyileştirilmesi amacıyla bakanlığımız girişimlerde bulunmaktadır.

Özel hayata müdahale

Nafakanın, mülkiyet hakkıymış gibi sürekli kılınmasının uygun olmadığını belirten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, şu tespitlerde bulundu:

“Yoksulluk nafakasıyla tarafların ilişkilerinin sürekli hale gelmesi kaçınılmazdır. Keza, yoksulluk nafakası yükümlüsü olan tarafın, kanunda yoksulluk nafakasının kaldırılması için öngörülmüş olan koşulların mevcut olup olmadığını araştırmak istemesi ve nafaka alacaklısının özel hayatına müdahale edilme tehlikesinin varlığı, hukukun sebep olacağı bir sonuç olamaz.”

Hangi ülkelerde nafaka durumu ne?

 

Almanya

Nafakanın süresi; yaş, sağlık durumu, işi, eğitimi, müşterek çocuğun bakımı ve hakkaniyet ilkesinin dikkate alınması sonrasında belirlenir ve süreli veya süresiz olabilir. Nafaka alan eş, meslek edinmekle sorumlu tutuluyor.

Avusturya

Kusurlu veya ağır kusurlu taraf, belli şartlarda boşanmadan sonra nafaka öder. Prensip olarak, nafaka bir süreye bağlı olmadığı gibi nafaka miktarı da belli bir süre sonra indirilemez. Kusura dayalı olmayan boşanmalarda nafaka belli bir süreye tabi.


Belçika

Yoksulluk nafakasının süresi, kural olarak, evlilik süresini geçememektedir.

Fransa

Boşanma durumunda ekonomik durumu kötüleşen eşe kural olarak götürü bir nafaka şekli öngörülmüş olup, bu nafaka miktarı bir defada ödenmediği takdirde hâkim tarafından belirlenecek ve 8 yıla kadar uzayabilecek süre içinde ödenebilecektir.

Hollanda

5 yıldan az süren evliliklerde, nafaka evlilik süresiyle sınırlı. 5 yılın üzerindeki evliliklerin boşanmayla sonuçlanması halinde nafaka yükümlülüğü en fazla 12 yıl sürebilir.

İngiltere

Nafaka hükümleri konusunda hakim çok geniş bir takdir yetkisine sahip. Mahkeme periyodik ödemenin ne zaman başlayacağını ve ne zaman sona ereceğini kendisi takdir edebiliyor.

ABD

ABD’de nafakaya dair yasalar eyalete göre değişiklik göstermekte. Örneğin New York’ta hakim yoksulluk nafakasına süresiz olarak karar verebilmekte. Süreli yoksulluk nafakasında ise kanunda 20 kriter yer almakta. Hakim bu kriterleri olaya uygulayarak nafakanın miktarını ve süresini belirleyebilmekte.

Nafaka Nedir?

Nafaka, boşanma davası sürerken ya da boşanma davasının sona ermesinden sonra maddi olarak zorluğa düşecek olan kişiye bağlanan ve her ay ödenmesi gereken para olarak ifade edilebilir. Her nafaka türü için farklı şartlar gerekir. Bu şartların yerine getirilmiş olması durumunda ancak alınabilir.

Nafaka Türleri Nelerdir?

Boşanma sonrası ve boşanma davası sürerken alınabilecek 3 farklı nafaka türü bulunmaktadır. Bunlardan ilki tedbir nafakası olmaktadır. Tedbir nafakası, boşanma davası sürerken eşlerden birisinin maddi anlamda zor duruma düşmesi durumu var ise, boşanma davalarında hakimden tedbir nafakası bağlanması istenebilir. Boşanma davası boyunca maddi olarak mağduriyet yaşayacak olan eşin tedbir nafakası talebi hakim tarafından değerlendirilir ve kendisine nafaka bağlanır.

Tedbir nafakası yalnızca boşanma davası sürerken alınabilir. Boşanmanın kesinleşmesinden sonra tedbir nafakası ödenmez. Boşanma davası sona erdikten sonra alınabilecek iki farklı nafaka türü bulunur. Bunlar iştirak nafakası yani çocuk bakım nafakası ve yoksulluk nafakası olmaktadır. İştirak nafakası ve yoksulluk nafakası alabilmek için bu iki nafaka türünün gerektirdiği şartları sağlamak gerekir. Şimdi ayrıntılı olarak hangi nafaka türünün ne anlama geldiği ve nasıl alınabileceğini başlıklar halinde vereceğiz.

Tedbir Nafakası Nedir Tedbir Nafakası Nasıl Alınır?

Tedbir nafakası, boşanma davası sürerken eşlerden yoksulluğa düşecek olana verilecek olan nafaka türüdür. Tedbir nafakası alabilmek için boşanma davası sürecinde hayat standardı belirli ölçüde düşecek olan eşin hakimden tedbir nafakası talep etmesi gerekir. Uygulamada tedbir nafakası çoğunlukla kadınlar tarafından talep edilir. Kadın eş boşanma sürecinde çalışmıyor ise hakimden geçimini sağlamak adına tedbir nafakası talep eder. Tedbir nafakası geçici bir nafaka türüdür ve tedbir nafakasının ödenme süresi boşanma davasının sona ermesiyle dolar.

Yoksulluk Nafakası Nedir? Yoksulluk Nafakası Nasıl Alınır?

Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası alınabilecek nafaka türlerinden birisidir. Yoksulluk nafakası ödenmesindeki amaç, evlilik içerisinde maddi bir gelire sahip olan eşin, boşanma sonrası bu maddiyattan mahrum kalması ve yoksulluğa düşmesidir. Yoksulluk nafakası alabilmek için belirli şartların yerine getirilmiş olması gerektiğine değinmiştik. Boşanmayı getiren olaylarda eşinden daha az kusura sahip olunması ya da kusursuz olunması durumunda yoksulluk nafakası alınabilir.

Eşinden daha fazla kusura sahip kişiler yoksulluk nafakası alamazlar. Örneğin aldatma nedeniyle açılmış bir boşanma davasında aldatan eş yoksulluk nafakası alamaz. Burada yoksulluk nafakası alabilmek için boşanma sürecinin doğru bir şekilde yürütülmesi gerekir. Eşinden nafaka almak isteyen kişilerin boşanma davasını doğru yürütememeleri bu gelirden yoksun kalmalarına neden olacaktır.

Aynı şekilde eşine nafaka ödemek istemeyen kişiler de boşanma davasını doğru şekilde yürütememeleri durumunda kendisinden daha fazla kusura sahip eşine yoksulluk nafakası ödemek mecburiyetinde kalabilirler. Kimi zaman boşanma davalarında hakim iki eşi de eşit kusurlu olarak görebilir. Bu durumda nafakaya hükmedecek olan hakim incelemeyi yaparak nafakanın ödenip ödenmemesi noktasında karar vermektedir. Eğer ki eşit kusur durumunda eşlerden birisinin yoksulluğa düşeceği belirlenmişse yoksulluk nafakası alabilir.

İştirak Nafakası Nedir? İştirak Nafakası Nasıl Alınır?

İştirak nafakası, çocuğun bakımının yapılabilmesi ve çocuğun bakımı için gerekli olan mali desteğin sağlanması adına ödenen nafaka türüdür. İştirak nafakası halk arasında çocuk bakım nafakası olarak da adlandırılır. İştirak nafakası almak için tek şart çocuğun velayetini almış olmaktır. Çocuğun velayetini alan kişiye hakim çocuğun temel ihtiyaçlarının sağlanması amacıyla iştirak nafakası ödenmesine hükmeder.

Kimler Nafaka Alabilir?

Boşanma sürecinde ve boşanma davası sonrası nafakayı alabilecek olan kişiler:

  • Düşük gelire sahip ya da geliri olmayan kişiler
  • İş akdi sona erdirilmiş, yani işten kovulmuş ya da işten çıkartılmış kişiler
  • Ev hanımları
  • Asgari ücretle çalışan eşler
  • Geçici işlerde çalışan düzenli bir işi ve geliri olmayan eşler yoksulluk nafakası alabilirler.

Kimler Nafaka Alamaz?

Boşanma sonrası yoksulluk nafakası alamayacak olan kişiler:

  • Resmi olarak evli olmasa da fiili olarak başkası ile evli gibi yaşayan kişiler
  • Belirli bir gelire sahip, boşanma sonrası yoksulluk çekmeyecek kişiler
  • Maaşı, aylık geliri, dul aylığı, emekli maaşı, yaşlılık maaşı gibi düzenli gelire sahip kişiler
  • Yeterli miktarda sosyal yardım alan, kira geliri olan, yurtdışından gelire sahip, işsizlik maaşı olan kişiler
  • Mesleği olan, mesleğini icra eden ve buna bağlı olarak belirli bir kazanca sahip kişiler
  • Memur olan eşler
  • Bankada belirli bir miktarda parası olan, faiz gelirine sahip eşler
  • Mesleğe sahip ya da belirli bir yeteneğe sahip fakat bunu isteyerek kullanmaktan imtina eden kişiler
  • Kumar bağımlısı eşler
  • Eşi ile aynı gelire sahip eş
  • Eşi yoksul olan eş boşanma sonrası yoksulluk nafakası alamaz.

Nafaka Artırma Davası

Boşanma davalarında nafaya ilişkin olarak verilen kararların kesin hüküm niteliği yoktur. Yani bu durum şu anlama gelir. Değişen hayat koşullarına bağlı olarak nafakada artırım ya da indirim yapılabilir. Hayat standartlarında yaşanabilecek değişikliğe göre bireyler nafakanın artırılması davası açabilirler. Örneğin çocuk için alınan nafaka, çocuğun okula başlaması ile artırılabilir. Çocuğun masraflarının artması, çocuk için alınan nafakanın da artırılmasına sebep olacak nafakayı arttırma davası gerekçelerinden birisidir.

Ya da yıllar içerisinde enflasyona bağlı olarak kira giderleri ve diğer giderlerin artması durumunda, hakimin hükmettiği nafakanın miktarı enflasyona yenik düşebilir. Bu durumda da nafaka artırma davası açılarak bu mağduriyet giderilebilir. Ayrıca nafaka artırım davası açarak bireyler hakimden nafakanın her yıl enflasyona dayalı şekilde artırılmasını talep edebilirler. Bu durumda hakim nafakanın tefe tüfe artış oranlarına bağlı kalarak nafakanın her yıl arttırılması gerektiğine hükmeder.

Nafaka İndirme Davası ( Nafaka Azaltma Davası)

Nafakanın indirilmesi de değişen hayat koşullarına bağlı olarak mümkün olabilen bir durumdur. Örneğin nafakanın borçlusunun yaşam standartlarında oluşabilecek bir düşüş, maaş azalması, iş değişikliğine bağlı gelir azalışı gibi nedenler nafakanın indirilmesi davası açılabilmesine olanak sağlamaktadır.

Nafaka Kaldırtma Davası – Nafakanın İptali Davası

Nafakanın kaldırtılması da mümkün olabilen bir durumdur. Nafakanın alacaklısının, nafakayı alabilmek için gerekli şartları yerine getirmediği tespit edilirse, nafakanın borçlusu nafakanın iptali davası açabilir. Örneğin, nafaka ödenen eski eşin belirli bir gelire sahip olması, yeni bir işe girmesi, başkası ile evli gibi yaşaması… gibi durumlarda nafaka iptal davası açılabilir.

Geçmişe dönük nafaka nasıl tahsil edilir?

Geçmişe dönük birikmiş nafaka borcu, nafaka borçlusundan icra yolu ile tahsil edilebilir. Nafaka borçlusunun nafakayı düzenli ödenememesinden ya da hiç ödememesinden kaynaklanan geçmişe dönük birikmiş nafakalar nafakanın türüne göre ilamlı ya da ilamsız icra takibi yapılması ile tahsil edilebilir.

Nafaka ödememenin cezası ne?


Nafaka borçlusu, her ay düzenli bir şekilde nafakasını ödemekle yükümlüdür. Burada nafakanın ödenmemesi durumunda alacaklı olan kişi icra yoluyla nafakanın tahsilini yapabilir. Nafaka ödememenin cezası ise, 3 aylık tazyik hapsi olmaktadır. Nafaka borçlusu nafakayı ödemez ise 3 aylık bir hapis cezası ile karşı karşıya kalacaktır. 3 aylık tazyik hapsine mahkum edilen kişi, hapse girdikten sonra nafakayı ödeyerek hapis cezasını ortadan kaldırabilir. 3 aylık hapis cezasının yatılması durumunda ise nafaka ortadan kalkmamaktadır. Bu nafakanın borçlusu yine bu parayı ödemekle yükümlüdür. Burada nafakanın borçlusu nafakayı ödeyemeyecek maddi durumda ise nafakanın azaltılması ya da nafaka kaldırma davası açabilmektedir. (Kaynak: Ajans Press, bosanmadavasi.net)

Yoksulluk nafakası nedir? Nasıl alınır?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.