Danıştay’ın yaz saati uygulamasında yürütmeyi durdurma kararı sonrasında Enerji Bakanı Berat Albayrak’tan açıklama geldi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, yaz saati uygulamasını Danıştay’ın durdurma kararına ilişkin, “Esas yönüyle hiçbir etkisi yok. Usul ile ilgili düzenlemeyi yapıp devam edecek aynı. Bu süreç devam edecek” dedi.
Albayrak konuşmasının devamında “Danıştay’ın dünkü kararını açıkçası, esas yönüyle hiçbir etkisi yok. Usul ile ilgili olarak düzenleme yapılacak, yaz saati uygulamasında aynı istikamette devam edeceğiz. Bu yaz saati uygulaması Türkiye’ye büyük katkı sağladık. Yaz saati uygulaması ile enerji bağlamında her konuda geçen sene 540 milyon liralık tasarruf sağlamışız” dedi.
Danıştay’dan yürütmeyi durdurma kararı almıştı
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, ‘yaz saati uygulamasını’ sürekli hale getiren Bakanlar Kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Uygulamasının yıl boyu sürdürülmesi nedeniyle kış aylarında çocuğunu gün ağarmadan okula göndermekten şikayetçi olan bir veli, uygulamaya konu olan Bakanlar Kurulu kararının yürütmesinin durdurulması için Danıştay 10. Dairesine başvurmuştu.
Daire, söz konusu kararın yürütmesinin durdurulması talebini reddetti
Davacı adına avukat Bürgehan Emrağ, karara itiraz etti. İtirazı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Danıştay 10. Dairesinin kararını kaldırarak, “Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Yaz Saati Uygulanması Hakkında Karar”ın yürütülmesinin durdurulmasına karar verdi.
Kararda, 8 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararın 1. maddesinde “Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacyıla, bütün yurtta 27 Mart 2016 Pazar günü saat 03.00’ten itibaren bir saat ileri alınmak suretiyle başlatılan ‘yaz saati’ uygulamasının, her yıl, yıl boyu sürdürülmesi kararlaştırılmıştır” hükmüne yer verildiği hatırlatıldı.
“Başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilmek” ve “bir saati aşmamak şartıyla”
Bakanlar Kurulu kararının dayanağı olan 697 sayılı Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanunun 2. maddesinde “Griniç’e göre otuzuncu derecede bulunan boylam dairesi bütün Türkiye Cumhuriyeti saatleri için esas alınır. Ayrıca başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilmek ve bir saati aşmamak şartıyla yaz saati uygulamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir” kuralına yer verildiği belirtildi.
Kararda, söz konusu yasa hükmü uyarınca, ülkede esas olarak uygulanması greken saatin anılan yasanın 2. maddesinde düzenlenen kış saati olduğu, bunun istisnasını ise maddenin devamında yer alan “başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilmek” ve “bir saati aşmamak şartıyla” yaz saati uygulanması konusunda Bakanlar Kuruluna tanınan yetkinin oluşturduğu vurgulandı.
Bakanlar Kuruluna bu konuda tanınan yetkinin sınırlı olduğunun altı çizilen kararda; bu yetkinin “başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilmek” ve “bir saati aşmamak şartıyla” kullanılabileceği, süreklilik arzedecek şekilde bir yetki verilmediği kaydedildi.
Kararda, şu ifadelere yer verilmişti:
“Bakanlar Kurulu kararının 1. maddesi incelendiğinde, 697 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile Bakanlar Kuruluna başlangıç ve bitiş tarihlerini belirlemek suretiyle yaz saati uygulanması konusunda verilen yetkinin sürekli hale getirilerek Kanun’un verdiği yetki kullanımının aşıldığı, başka bir ifadeyle yaz saati uygulamasının kalıcı hale getirildiği ve bu haliyle anılan kararın 697 sayılı Kanun’un ilgili maddesni değiştirir netilekti olduğu sonucuna varılmıştır.
Nitekim, davaya konu Bakanlar Kurulu kararının dayanağı olan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca Başbakanlığa gönderilen 6 Eylül 2016 günlü, 24005 sayılı ‘Yaz Saati Uygulaması’ konulu ‘Kararname Taslağı’nda, ’27 Mart 2016 tarihinde 03.00’ten itibaren; saatler bir saat ileri alınmak suretiyle başlatılan yaz saati uygulamasının yıl boyu sürdürülerek, yaz saati uygulamasının kalıcı kılınması’ denilmek suretiyle yaz saati uygulamasının kalıcı olmasının amaçlandığı da açıktır.
Açıklanan nedenlerle, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından; davacı itirazının kabulü ile Danıştay 10. Dairesinin kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.”