Her dört kişiden biri bu hastalığın pençesinde. Özellikle kadınların korkulu rüyası haline gelen varis hastalığı nasıl oluşur? Nasıl tedavi edilir? Ameliyatsız tedavi yöntemi nasıl yapılır?
Günümüzün en yaygın hastalıkları arasında yer alan varis, toplardamarların aşırı derecede genişleyip içine fazla miktarda kan dolmasıyla ortaya çıkıyor. Genellikle ağrıya sebep olan varis hastalığı yetişkin insanlar içinde özellikle kadınlarda çok yaygın. Türkiye’de ise her 4 kişiden 1’inde özellikle bacak bölgesinde varis hastalığı görülüyor.
Kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha sık görülüyor!
Yetişkinlerde % 20 – 25 gibi yüksek oranda karşılaşılan varis özellikle kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha sık görülmektedir. 25-65 yaş arası kadın nüfusunun yaklaşık yarısında varis olduğu yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir.
Varis çorabı işe yarar mı?
Varislerin tedavisi için agresif tedavileri denemek yerine yaşam tarzında değişiklikler yapılmasını tavsiye ediyoruz. Varis oluşumunu kolaylaştıran faktörleri arasında; gebelik, menopoz, 50 yaş üstü, obezite, uzun süre ayakta durmak, aile öyküsü, genetik yatkınlığı yer alıyor.
Uzun süre ayakta beklememek, kilo vermek, egzersiz ve varis çorabı kullanımı varis oluşumunu veya daha kötüye gitmesini önlemeye yardımcı oluyor. Varis tedavisi konusunda ise ameliyat dışında yöntemler mevcut. Bunlar arasında Köpük Skleroterapi, Mikro skleroterapi, Lazer yöntemi, Endovenöz Radyofrekans ve Zamk yöntemi uygun tedaviler arasında yer alıyor.
Varisli damarlar zamanla daha da kötüleşebilir. Hastalığı kontrol altında tutmak ve şikayetleri azaltmak için gerekli yaşam tarzı değişikliğini yapmak mutlaka gereklidir. Nadiren bazı vakalarda varisli damarlar bacaklarda kan pıhtısına ve kronik enfeksiyona veya ülser yaralarına neden olabilir. Ciddi varislerde damar patlayabilir ve kanamaya sebep olabilir. Bu gibi durumlarda mutlaka doktora danışılmalıdır. (Doç. Dr. Mehmet Özkan)
Toplardamar kapakçıkları nedir? Nasıl bozulur?
İnsan vücudunda kan damarları olarak başlıca 5 dolaşım sistemi bulunmaktadır. Bunlar Arterler, Arteriyoller, Venüller, Venler ve en küçük kan damarları olan kılcal damar şeklinde ayrılmaktadır. Arterler ve Arteriyoller vücuda taze kan pompalarken Venler ve Venüller ise vücudun kullandığı ve oksijen yönünden yetersiz kirli kanı kalbe taşımaktadır.
Atardamarlara göre görevi biraz daha zor olup, çünkü daha çok aşağıdan yukarı çıkması gerekmektedir. Bacaklardan kalbe doğru gidiş yer çekimininde etkisi ile oldukça zor olmaktadır. Sürekli geri kaçma eğiliminde olan kirli kanın geri kaçmasını öncelemek için Venlerde 5-10 cm aralıklarla kapakçık bulunmaktadır Tek yönlü olarak açılan bu kapakçıklar kirli kanın geri kaçmasını önlemektedir.
Nasıl bozulur?
Konuya teknik anlamda girecek olursak bozulmanın en önemli bulgusu toplardamarlarda oluşan yüksek basınçtır. Bizim bilmemiz gereken ise kapakçıkların bozulmasına neden olacak kadar tehlikeli basıncın neden olduğu ve nasıl önlenilmesi gerektiğidir. Basıncın yükselmesinde en önemli etken ayakta sabit durmaktır. Yani ayakta çalışanlar başlıca risk grupları arasında yer almaktadır.
Damar basıncını düşürmek için ne yapmalıyız?
Varislere neden olan faktörün en başında ayakta sabit kalmakla oluşan damar basıncı ve bu basıncın kapakçıklarını bozduğunu öğrendik, burada alınması gereken önlem ilk olarak damarlarda yüksek basınç oluşmasını önlemektir. Ayakta sabit çalışmamak, yine aynı şekilde uzun süre oturarak hareketsiz durmamak gerekir. Bunları yapamıyorsak 30-45 dakika aralıklarla kısa süreli bile olsa yürüyüşler yaparak damarlarda oluşan basıncı azaltmalıyız. Asıl imkanınız varsa yere uzanarak bacaklarınızı 20-30 cm yukarıda tutmak damar basıncını düşürecektir.
Variste en çok görülen belirtiler neler?
Yaş ilerlemesi ile birlikte her insan aslında varis riski taşımaktadır. Yazının üst kısımlarında hastalığın neden, nasıl olduğu ve korunmak için alınması gereken önlemleri gördük, şimdi ise aldığımız önlemlere rağmen bu sorunla karşı karşıya kalmanız halinde nasıl bir süreç ile karşılaşacağımızı göreceğiz. Yani varis belirtileri (ağrı, kramp, damar genişlemesi, kaşıntı) gibi durumların neyi ifade ettiğine bakacağız.
Damar Genişlemesi (Cilt Dışına Taşma):
Kılcal damar ciddi bir hastalık olmayıp, o nedenle varis belirtileri hususuna Toplardamar Genişlemesi yani asıl varis dediğimiz sorunla devam edeceğiz. Burada ilk belirti damarların genişlemesi, kıvrımlaşması ve cilt üzerinden belli olur hale gelmesidir. Bunun nedeni ise kapakçıkları bozulan damarın kirli kanı kalbe göndermek yerine damarlarda beklemesi ile açıklanır. Bahçede bir su kalanı düşünün önüne çalı, çırpı gelince suyun akışı biraz hafifler ve orada su birikmeye kanal dışına taşmaya başlar. Aynı durum toplardamar içinde geçerli olup, damarlarda bekleyen kirli kan damarların genişlemesine (şişmesine) ve cilde baskı yaparak cilt dışından kolayca görünmesine neden olmaktadır. Bu görüntüyü almak için 10-15 dakika ayakta durduktan sonra bacaklarınıza bakabilirsiniz.
Kaşıntı:
Hastalık ilk ortaya çıktığı ilk andan itibaren karşılaşacağınız şikayetlerden biri bacaklarda kaşıntı olmaktadır. Bunun nedeni yukarıda da belirtildiği gibi kirli kanın damarlarda beklemesi olup, düzenli yürüyüş yapan insanlarda kan akışı daha düzenli olduğu için kaşıntı şikayeti daha az yada hiç görülmez.
Ağrı / Sızlama:
Varis belirtileri kısmına geçtiğimizde kılcal damarların ciddi bir hastalık olmadığı (estetik sorun) olduğunu belirttik, ciddi bir şikayeti olmayan kılcal damarlarda ilk ortaya çıkış sürecinde ağrı ve sonrasında sızlanma, yanma gibi şikayetler görülebilir. Asıl varis hastalığında ise bacak ağrıları kaçınılmaz bir sonuç olup, özellikle öğlen sonra başlayan yorgunlukla birlikte akşam artan bacak ağrıları görülmektedir. Tabii ki her bacak ağrısı varis hastalığının belirtisi olmayıp, burada şöyle bir ayrım yapabilir. Varis ağrıları genelde diz alt kısmında ve genelde öğren sonrası yorulmaya bağlı olarak başlayan, akşama doğru artan bir ağrıdır. Bacaklarınızı 20-30 cm yukarıda (yere uzanarak) tuttuğunuzda ağrı azalır yada tamamen geçmektedir. Yine aynı şekilde ağrı olduğu anda yürümeye başlamanız halinde hafifleme yada tamamen ortadan kaybolması görülür. Buna ek olarak varis çorabı kullanarak ağrılar önlenir.
Kramp
Spazmlı kas kasılması anlamına gelen Kramp özellikle kol ve bacaklarda sık görülen şiddetli bir ağrıdır. Varis hastalarında sık görülen şikayetlerden biri olup, özellikle geceleri sık karşılaşılan bir durumdur. Sadece hastalık ile olmayıp, aynı zamanda sinirsel, ruhsal ve susuzluğa bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.
Ciltte Renk Değişimi / Sertleşme
Yukarıdaki şikayetler dikkate alınıp, tedavi olunmadığında ise hastalık sürekli ilerleyerek yeni belirti ve şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. O şikayetlerden biride cildin renk değiştirerek daha koyu bir hale gelmesine neden olur. Aynı zamanda ciltte sertleşme aynı anda görülür.
Varise ne iyi gelir?
Muayene Olmalısınız
Varis belirtileri ile karşı karşıya kalan hastaların ilk yapması gereken mutlaka muayene olmalarıdır. Burada en çok sorulan sorulardan biri hangi doktora / bölüme gidileceği yönünden olmaktadır.
Kalp Damar Cerrahisi
Varis hastalığı teşhis ve tedavisi için en tecrübeli hekim kalp damar cerrahisi olmaktadır. O nedenle iç hastalıkları (Dahiliye) ile zaman kaybetmeden mutlaka bir kalp damar cerrahisi uzmanına muayene olmalısınız. Maalesef ilçelerde bulunan devlet hastanelerinde kalp damar cerrahi bölümü çok az rastlanır. Hastalar genelde il merkezinde yer alan hastanelere yönlendirilir.
Sizde teşhis edilen hastalık kılcal damar değilse mutlaka tedavi olmanız gerekir. Aynı şekilde o süreçte hamile olmanız tedavinin ertelenmesini gerektirir. Bunun dışında tespit edilen tüm damar genişlemesi varis hastalıkları çok fazla zaman geçirmeden tedavi edilmesi gerekir. Doktorun size reçete ettiği ilaç, krem, varis çorabı hastalığı iyileştirmeye yönelik olmayıp, sadece ağrı, kramp, kaşıntı gibi şikayetlerin azaltılmasına yöneliktir. O nedenle doktorunuza bu ilaçları kullanınca nasıl bir sonuçla karşılaşacağınızı sormalısınız.
Varis tedavisi nasıl yapılır? Hangi yöntem tercih edilmeli?
Yukarıda bu işin tek çözüm yolu bilimsel anlamda tedavi olduğunu belirttik, muayene eden doktor hastalığın tipi, derecesi, konumu ve yaygınlığına göre bir tedavi yöntemi belirlemesi gerekir. Bu yöntemi belirlerken görev yaptığı sağlık kurumunun teknolojisi ve hasta yoğunluğu göz önünde olacaktır. Kamu hastaneleri hasta yoğunluğu en fazla olan sağlık merkezleri olduğu için genelde tedavilerde ameliyat kullanılmaktadır. Gelişmiş ve hizmet alanı varis tedavisi olan merkezlerde ameliyatsız ve teknolojiye dayalı yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Her iki yöntem de bilimsel olmasına karşın hastanın avantajlarında ciddi farklılıklar bulunmaktadır.
Ameliyatsız varis tedavisi
Son 10 yılda gelişen teknoloji ile birlikte tüm varis hastaları ameliyatsız olarak tedavi edilmektedir. Kamu hastanelerinde henüz yeterli olmayan bu uygulama için özel sağlık merkezleri tercih edilmektedir. Lazer ve Radyo Frekans yöntemi ile cilt üzerinden işlem yapılırken Köpük ve Skleroterapi yöntemlerinde ise damar içinden çok ince bir iğne ile yapılmaktadır.
Varis ameliyatı
İnsanların büyük bir bölümü şuan ameliyat korkusu ile ilkel çözüm yöntemlerine başvurmakta ve çoğu zamanda dolandırılmaktadır. Yukarıdaki gibi ameliyat gereksiz olup, tüm varisli hastaları ameliyatsız yöntemlerle 10 dakika gibi kısa sürede tedavi edilmektedir. Kamu hastanelerinde hasta yoğunluğu fazla olması nedeniyle ameliyatlara devam edilmektedir. Ameliyatlardan en sık uygulanan yöntem sorunlu damarı çıkarmak yada sorunlu kapakçıkları keserek yerine kişinin kendi vücudundan alınan sağlam kapakçıklar eklenmektedir. Hastanede yatma, narkoz, iş gücü kaybı ve tekrarlama riskinin yüksek olması nedeniyle ameliyat uygulamıyor ve önermiyoruz.
Ameliyatsız varis tedavisi nasıl yapılır?
Son 10 yılda gelişen teknoloji ile birlikte tüm varis hastaları ameliyatsız olarak tedavi edilmektedir. Kamu hastanelerinde henüz yeterli olmayan bu uygulama için özel sağlık merkezleri tercih edilmektedir. Lazer ve Radyo Frekans yöntemi ile cilt üzerinden işlem yaparken Köpük ve Skleroterapi yöntemlerinde ise damar içinden çok ince bir iğne ile yapılmaktadır. Ameliyatsız varis tedavi yöntemleri ve yapılışına dair detayları aşağıda yer alan bağlantıya tıklayarak görebilirsiniz. Diğer taraftan ameliyatla yapılan tedaviler de artık teknolojiler yardımıyla yapılmaktadır. Bunlardan en bilineni lazerle (EVLA) ve radyo frekansla (EVRFA) tedavilerdir. Bu yöntemler ayrı sayfalarda ele alınmıştır.
Radyofrekans yöntemi ile varis tedavisi
Narkoza gerek olmadan kesi yapmaksızın dikişsiz olarak uygulanan endovenöz radyofrekans ablasyon işlemiyle varis hastaları aynı gün işlem sonrası birkaç saat içinde taburcu olabilmekte ve ertesi gün işlerinin başına dönmektedirler.
Varis tedavi edilmezse ne olur?
Bir çok insan son aşamaya kadar hastalığın şikayetlerine bile aldırış etmeden devam etmektedir. Sürekli ilerleme özelliği bulunan bu hastalık maalesef bir noktadan sonra size hayatı çekilmez hale getirmektedir. Damarlarda başlayan kanama yerini iyileşmesi zor yaralara bırakmaktadır. Varis ülseri dediğimiz bu durum maalesef görüntüsü bile insanı korkutmaya yetmektedir. Çoğu zaman bacakları çürüttüğü için insanı yürüyemez hale getirir. Aşağıda yer alan görselde basit bir örnek yer almaktadır. Sakın bu aşamaya gelmeden önce bilimsel yöntemlerle tedavi olmalısınız. Aksi halde tedaviniz hem zor hemde daha maliyetli olacaktır. Çünkü önce ülser sonra varisler tedavi edilmesi gerekir.