Bahtiyar Ölmez: Farklı bir dizi

“Bahtiyar Ölmez”… Farklı bir tadı, lezzeti var. Birçok kişinin, birçok şey bulabileceği bir dizi diyebilirim. Aşk var, küçük dramlar var, mafya var ama en önemlisi belki de uzun zamandır birçok dizide olmayan komedi var…

Bahtiyar Ölmez: Farklı bir dizi

Bahtiyar Ölmez: Farklı bir dizi

Siyaset dışında nadir yazarım. Daha çok gündeme dair, yaşama dokunan, halkın nabzını tutan yazılar kaleme almaya çalışırım. O nadir yazılarımdan birisi de bu yazım olacaktır herhalde…

Atv kanalında bir dizi yayına girdi… Doğrusunu söylemek gerekirse pek de dizi izlemem; hele ki bu dizi AKP’ye yakınlığı ile bilinen Atv’de ise… Atv’yi genellikle futbol karşılaşmaları olduğundan dolayı mecburen bazen izlemek zorunda kalıyorum. Yoksa kanalı televizyondan silmek için birçok neden var! Neyse…


“Bahtiyar Ölmez”…

Dizinin adı bu… Dizinin ilk bölümü cumartesi akşamı yayınlandı. Dizi gerçekten (şahsi düşünceme göre) güzel. Farklı bir tadı, lezzeti var. Birçok kişinin, birçok şey bulabileceği bir dizi diyebilirim. Aşk var, küçük dramlar var, mafya var ama en önemlisi belki de uzun zamandır birçok dizide olmayan komedi var…

Evet, en önemlisi de bu. Çünkü halk, ülkede yaşanan siyasi, hukuki, ekonomik nedenlerden dolayı gülmeyi unutmuştu. Tabi ilk bölümündeki tatlı – sert komedi tarzını devam ettirir mi, devamlılık sürdürülebilir mi bilmiyorum…

Dizide aynı fiziksel özellikte olan iki adam var. Biri kendi halinde yaşam süren; bir diğeri de mafya babası olan biri. Mafya babası ölünce kendi halinde yaşam süren adam bu mafya babasının yerine geçiyor ve dizi bunun üzerinden ilerliyor… Bu tür dizilerde, yani iki karakterli dizilerde büyünün bozulmaması gerekiyor. O büyü bozulduğu takdirde bu diziler maalesef pek de uzun soluklu olmuyor. Kanaatim, bu dizinin filmi yapılıp daha sonra diziye uyarlaması olsaydı daha da iyi olurdu diye düşünüyorum, “Şevkat Yerimdar” dizisinde olduğu gibi. Belki daha sonra bu dizi de filme alınır, bilemiyorum…

Dizinin ilk bölümüne baktığımızda sanki biraz Kemal Sunalın filmlerini andıran sahneler var. Sunal’ın “Sahte Kabadayı” filminden de biraz bir şeyler bulabilir; “Gerzek Şaban” filminden de bir tutam benzerlikler yakalayabilirsiniz…


Bahtiyar Ölmez: Farklı bir dizi
Bahtiyar Ölmez dizisi

Komediden türüyen aksiyon sahneleri diziyi farklı noktalara sürüklüyor diyebilirim. ‘Bahtiyar Ölmez’i canlandıran dizinin başrol oyuncusu Yetkin Dikinciler ilk bölümde tabiri caizse olağanüstü bir oyunculuk çıkarmış. Dikinciler’in mafya babası rolünde oynadığı karakterle de Kurtlar Vadisi gibi dizilere rahatlıkla göz kırpması mümkün…

Sadece Yetkin Dikinciler değil, aynı zamanda yardımcı karakter oyunculardan olan ve maalesef televizyonda nedense pek de göremediğimiz Ali Çatalbaş gibi önemli bir tiyatro ve sinema oyuncusunun varlığı diziyi daha renkli bir hale getirmiş…

Eleştirilecek noktalara gelirsek sanki biraz subliminal mesajlar var… Bahtiyar’ın düğün sonrası, yaşlı bir kadının torunlarına parası olmadığı için oyuncak alamaması üzerine kendisinin araya girip yaşlı kadına para vermesi; dizide üçüncü köprünün gösterilmesi veya reklamı; mafya babasının kurşundan kurtulup bir deve yumurtasının neden olduğu bir kaza sonrası adamın kafasını araç içerisinde bir yere vurması sonrası hayatını kaybetmesi gibi bazı olaylar, hem siyasi hem de ruhani boyuta da mesajlar veriyor.

Bunlar tesadüf müdür?

Zannetmem… Dizinin proje tasarımı Hasan Burak Kayacı‘ya ait. Kayacı daha önce de muhafazakar bir dizi özelliği taşıyan “Huzur Sokağı” dizisinin senaryosunda yer almıştı; ki, ‘Bahtiyar Ölmez’ dizisinde, ‘Huzur Sokağı’ndan oyuncular da bulunmaktadır…


Umarım dizi, keyifli bir şekilde devam eder, millet de bu tür dizilerle ülkedeki sorunlara rağmen biraz olsun gülmeyi yakalar… İyi seyirler…

Bahtiyar Ölmez dizisi 1. Bölüm fragmanı:

Ayla filmi Türkiye’nin yabancı dilde Oscar adayı


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…