Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a Yemen’den balistik füze saldırısı yapıldı. Füze saldırısının ardından Kral Salman bin Abdulaziz emriyle çok sayıda Suudi prens ve bakanın gözaltına iddia ediliyor. Ülkede darbe girişimi olduğu iddiası da var.
Yemen’den, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a balistik füze saldırısı yapıldı. Başkent Riyad’da yer alan Kral Halid Uluslararası Havalimanı’nı hedef aldığı belirtildi. Füze, Riyad yakınlarında Suudi Arabistan’a ait füze savunma sistemi sayesinde havada etkisiz hale getirildi.
Suudi devlet kanalı Al-Ekhbariya’ya açıklamada bulunan Suudi Savunma Bakanlığı, Riyad’ın kuzeydoğusuna gönderilen füzenin sınırlı ölçekte olduğunu, saldırı nedeniyle can kaybı olmadığını ve maddi bir zararın oluşmadığını bildirdi.
11 prens, 4 bakan ve onlarca eski bakan gözaltına alındı
Al Arabiya’nın haberinde ise, 11 prens ve görev başındaki 4 bakanın yanı sıra, ‘onlarca’ eski bakanın da Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın başkanlığındaki yeni yolsuzlukla mücadele komisyonunun talimatıyla gözaltına alındığı belirtildi.
Yemen Savunma Bakanlığı: Operasyon başarılı
Yemen’de Husilerin kontrolünde bulunan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Füze saldırısı Suudi başkentini salladı ve başarılı bir operasyondu” denildi. Açıklamada, saldırıda kullanılan füzenin Yemen yapımı olduğu ve ‘Burqan 2H’ adı verilen uzun menzilli bir füze olduğu aktarıldı. Saldırı, Suudi Arabistan’ın kalbi Riyad’a gerçekleştirilen ilk füze saldırısı olması bakımından büyük önem taşıyor.
“Füze imha edilmedi”
Diğer yandan, CNN International’a konuşan üst düzey bir Yemen hava kuvvetleri yetkilisi, Suudi Arabistan’ın füzeyi imha ettiği haberlerinin gerçeği yansıtmadığını öne sürdü. Yemenli yetkili, Kral Halid Havalimanı’ndaki binlerce Suudi’nin dev alevleri gördüğünü ve Suudi rejiminin bunu saklayamayacağını belirterek, “Bu son değil. Suudi şehirleri sıradaki hedefler olacak. Yeni bir evreye giriyoruz” dedi.
Füze saldırısı sonrası Riyad’da hareketli saatler
Füze saldırısından sonra Suudi Arabistan’da flaş gelişmeler yaşandı. Ekonomi ve Planlama Bakanı Adil Fakih ve Ulusal Muhafızlar Bakanı Emir Mutab bin Abdullah bin Abdulaziz ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Abdullah Sultan’ın görevlerinden alındı. Bakan Fakih’in yerine Ekonomi ve Planlama Bakanlığı’na Muhammed Al-Twaijri’nin, Ulusal Muhafızlar Bakanı Mutab bin Abdullah’ın yerine de Prens Halid bin Ayyaf’ın getirildiği öğrenildi.
Bankadaki paralarına el konulacak
Ülkede rüşvet ve yolsuzluklara karşı mücadele amacı güden komisyonun alacağı kararlar doğrultusunda rüşvet ve yolsuzluğa bulaştığı tespit edilen şüphelilerin, yurt dışına çıkışları engellenecek, bankalardaki tüm paralarına el konulacak ve tüm şirketleri kontrol altında tutulacak. Araştırmalar sonucunda suç unsurları sabit olanların ise derhal tutuklanacakları belirtildi.
Çeşitli bakanların ve üst düzey komutanların görevden alınmasının hemen ardından böyle bir kararın yayınlanması dikkat çekerken, tüm gözler Kral Salman bin Abdulaziz’e çevrildi.
Suudi Arabistan’da tutuklamalar başladı iddiası
Suudi Arabistan’a yönelik Yemen’den düzenlenen füze saldırısının ardından başkent Riyad’da hareketli saatler yaşanmaya devam ediyor. Kral Salman bin Abdulaziz tarafından bu gece yarısı oluşturulmasına karar verilen Rüşvet ve Yolsuzluklara karşı mücadele komisyonuharekete geçti. Başkanlığını Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın yaptığı komisyonun bazı prens ve eski bakanların tutuklanması yönünde karar aldığı önü sürüldü.
Al Arabiyye haber kanalı da ülkede tutuklamaların başladığı yönündeki haberi son dakika olarak okurlarına duyurdu.
Onlarca Suudi Prens ve Bakan gözaltına alındı
Suudi Arabistan Kralı Salman bin Abdulaziz tarafından bu gece yarısı acilen oluşturulan Rüşvet ve Yolsuzluklara Karşı Mücadele Komisyonu’nun Başkanlığını yapan Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın tutuklular listesini komiteye verdiği öne sürüldü. Bunun üzerine onlarca prens ve eski bakanın göz altına alındığı iddia edildi. Tutuklanan prens ve eski bakanların rüşvet ve yolsuzluklara karıştığı ileri sürülüyor.
Al Arabiya televizyonu haberi son dakika gelişmesi olarak duyururken, başkent Riyad’ta endişenin hakim olduğu yönünde yorumlar yer aldı. Sitenin haberinde Riyad’da sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı, havalimanlarında kontrollerin üst düzeye çıkarıldığı ve olası kaçışların önüne geçilmeye çalışıldığı ifade edildi. Ayrıca henüz isimleri açıklanmayan bazı ünlü Suudi iş adamlarının mal varlıklarına da el konulduğu yönünde iddialara yer verildi.
Yemen’de Husilere karşı ayaklanma çağrısı
Yemen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Muhsin Salih, başkent Sana’daki halkı, Husilere karşı “ayaklanmaya” çağırdı.
Yemen resmi haber ajansı SABA’nın haberine göre Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Muhsin Salih,, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi tarafından Haziran 2015’te atanan Sana Valisi Abdulkavi Şerif ve yardımcıları ile bir araya geldi.
“Sanalıları, darbeci milislere karşı ayaklanmaya ve kentin güvenliğine ve geleceğine hizmet edecek onurlu bir tutum sergilemeye çağırıyorum.” ifadesini kullanan Salih, vatandaşlardan devlet kurumlarının geri alınması ve darbeci milis çetelerin hezimete uğratılması için sürdürülen mücadelede orduya destek vermelerini istedi.
Sana’da meşru yönetime bağlı ordu güçleri ile Husiler arasında, kente 55 kilometre uzaklıktaki Nehem ilçesinde çatışmalar yaşanıyor.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın hüküm sürdüğü Yemen’de Husiler ile devrik Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yanlıları, Eylül 2014’ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde tutuyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015’ten beri Yemen hükümetine destek veriyor.
Lübnan Başbakanı ‘Hayatım tehlikede’ dedi istifa etti
2016 yılının sonunda Lübnan’da 30 üyeli ulusal uzlaşma hükümetinin başına atanan Saad el Hariri (47), Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret sırasında İran ve Lübnan Hizbullah’ını eleştirerek hayatından kaygı duyduğunu, bu nedenle istifa ettiğini açıkladı.
Televizyonda canlı yayında istifa eden Hariri, “İstifamı açıklıyorum. İran ve Hizbullah, Arap ülkelerinin iç işlerine karışarak bölgeyi istikrarsızlaştırıyor” diye konuştu. Lübnan’ın şu anki siyasi atmosferinin, babası Refik Hariri’nin 2005 yılında suikasta uğramasından önceki döneme benzediğini söyleyen Hariri, “kendisine yönelik de bir suikast olabileceği endişesi taşıdığını” ifade etti.