Din bu ülkede her zaman prim yapmıştır! Bu primi almak için de birçok kişi dini kullanmış, din satmış, din tüccarlığı yapmıştır!..
Her bıyıklıyı babamız zannetmeyeceğiz!
“Adamlık” makamı öyle kolay değil! Vicdan, haysiyet, onur, ahlak gerekir bunun için…
Ha, herkeste de olmaz bunlar. Bunları kim için söylüyorum? Din bezirganları için… Makam, koltuk, statü, para için “din satan”, “din tüccarlığı” yapan insanlar için ifade ediyorum!
Koltukta kalmak için kaypaklığı görev edinmiş, o koltuğu bırakmamak için dini duyguları sömürmeye çalışan insanoğlu için bu ifadeleri kullanıyorum!
“Dün öyle, bugün böyle” olanlar için…
Maalesef de bu ülke insanı, yıllarca çeşitli illegal ve hatta zamanında legal kabul edilen dini yapılarca da sömürülmüş bir millet! Ne olduğu belli olmayan bu yapılar, bazı siyasetçiler tarafından toplumun gönlünü kazanmak için kullanılmış, siyasi otorite dahi bu yapıların içine kadar girmiştir!
AKP iktidarı ile birlikte bir ABD projesi olan “ılımlı İslam” yapısal siyasi yaşam biçimi, Türk toplumuna yıllardır empoze edilmeye çalışılmıştır. Ancak şu da var ki, bu “ılımlı İslam” projesinin sahibi olan ABD’nin Ortadoğu’daki CIA şeflerinden Graham Fuller, Türkiye’de dün farklı bir konumdayken bugün “Fetöcü” olduğu düşüncesi ile kendisi için savcılık makamı aracılığı arama kararı çıkarıldı!
Bir “imam (!)”ın kuklası olduğunu düşündüğümüz CIA ajanı, geçmişte “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabını yazdığında bir kesim tarafından el üstünde tutulurken, bugün bir terör örgütünün üyesi suçlaması ile hakkında arama kararı çıkarılıyor. Bu adamın kimliği yıllardır biliniyordu; ki, bu adam “CIA”ci! CIA’in de onlarca yıl önce ne için kurulduğunu bilirken, biz bir “imam (!)”ın arkasına sığınmış adamdan daha henüz şüpheleniyoruz!
15 Temmuz’a kadar muhafazakar kesim tarafından “kainat lideri”, “imam” olarak görülen Fethullah Gülen şu anda terör örgütü lideri olarak suçlanıyor. Bizim halkımız umarım bu olanlardan sonra bazılarına karşı “yüzü seccadeye değiyor” kalıplaşmış düşüncelerinden uzaklaşarak bu tür ayrımı yapar diye ümit ediyorum!
Türk halkı, yıllarca (bazı) “imam” diye düşünülen adamlarca uyuşturulmuş, uyutulmuştur. Uyandırmaya çalışanlardan da, Uğur Mumcu havaya uçurulmuş; Bahriye Üçok bombalı paketle öldürülmüş; Aziz Nesin Sivas’ta yakılmaya çalışılmıştır!
Bir söz vardır; “her bıyıklığı babanız zannetmeyin” diye…
Gerçekten böyle! Her bıyıklıyı babamız; her başı seccadeye değeni de Müslüman zannetmeyeceğiz! Yoksa 100 yıl önce olduğu gibi Ortadoğu İngiliz Edward Lawrence‘larla kandırıldı; biz de bugün maalesef ABD’li Fuller‘lerle kandırılırız!
Bu konuyu genel olmaktan çıkarıp özele indirgediğimizde; “Her bıyıklıyı babamız zannetmeyeceğiz” sözünden yola devam edersek; bakın, daha bir ay önce Erzurum’da 2 çocuk babası 41 yaşındaki bir “imam” -din anlatan; millete vaazlarla ahlak, etik dersi veren adam- 23 yaşındaki yeğenine tecavüz ederek yeğeninden çocuk sahibi oldu!
Kriterimiz bıyık, sakal olmuş olsaydı herhalde Ensar Vakfı‘nda olduğu gibi 45 çocuğa tecavüz edilmezdi diye düşünüyorum…
Bu toplum, umarım bir gün (bunun, bugün mümkün olmayacağını biliyorum) “adamlık” kriterini belli kalıplardan kırarak kurtarır; Mustafa Kemal Atatürk yolunda fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir toplum yapısına gelecekte kavuşur diye temenni ediyorum…