Samsung’dan ‘siber zorba olma farkına var’ hareketi

Siber Zorba Olma! #farkinavar hareketi; siber zorbalık konusunda çocukların, gençlerin, ailelerin ve öğretmenlerin farkındalığını artırmayı hedefliyor.

Elektronik ortamda bir birey veya grubun, diğerlerine yönelik kasıtlı biçimde gerçekleştirdiği aşağılama, iftira, dedikodu, taciz, tehdit, utandırma ve dışlama gibi rahatsızlık verici eylemleri ifade eden “siber zorbalık” kavramı her gün binlerce çocuk ve gencin fiziksel ve psikolojik zarar görmesine sebep oluyor.

Samsung ve BTK işbirliği ile yürütülen “Siber Zorba Olma! #farkinavar” kampanyası dahilinde pilot 20 okul ile başlayacak eğitimlerde çocukların, gençlerin, ailelerin ve öğretmenlerin teknolojinin kötü amaçlı kullanımına karşı farkındalıklarının ve kişilik haklarının korunması konusunda duyarlılıklarının artması hedefleniyor.


Gençlerin teknolojiden en etkin şekilde faydalanmasının yanında, potansiyel zararlarını en aza indirmeyi amaçlayan “Siber Zorba Olma!” #farkinavar hareketini duyurmak amacıyla siber zorbalığa uğrayan gençlerin duygularını çarpıcı bir şekilde ortaya koyan ve Nejat İşler‘in seslendirdiği dijital reklam filmi yapıldı.

Okullarda verilecek eğitimlerin yanısıra siber zorbalığa dikkat çekmek için 13 Aralık günü Samsung Türkiye ve BTK sosyal medya hesaplarını karartıp, “Siber Zorba Olma!” sloganını #farkinavar hashtag’i ile paylaşarak herkesi sosyal medyadaki bu hareketin bir parçası olmaya davet edecek.

Samsung'dan 'siber zorba olma farkına var' hareketi

Türkiye’de ise siber zorbalığa maruz kalanların oranı yüzde 20 

“Biz kurum olarak gözbebeğimiz olan gençlerimizin ve çocuklarımızın kendi öz kültürünü, milli ve manevi değerlerini kaybetmeden en iyi şekilde teknolojik deneyime ve beceriye sahip olacak, gelecekte ben de varım diyecek şekilde yetkin ve donanımlı yetişmesini istiyor, bu yoldaki tüm çalışmaları destekliyoruz” diyen BTK Başkanı Ömer Sayan ise konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Siber zorbalık; bilgi iletişim teknolojileri aracılığıyla bir bireyin ya da grubun diğerlerine yönelik düşmanlık, korkutma, tehdit, sindirme, taciz amaçlı yazılı veya görsel iletileri kasıtlı ve düzenli bir şekilde gönderilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Siber zorbalıkla mücadelede özellikle eğitimcilere, ailelere, gençlere, STK’lara, özel sektöre, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor. 2010 yılından beri Türkiye’nin birçok ilinde öğrencilere, ebeveynlere, eğiticilere, adli ve mülki idari amirlere internetin bilinçli, güvenli ve etkin kullanımı konusunda verdiğimiz ve vermekte olduğumuz eğitim ve seminerlerde en önemli başlıklarımızdan biri de siber zorbalıkla mücadele. Bu mücadeleyi eğitim verdiğimiz 400 formatör öğretmen ve onların eğittiği 100 binin üzerinde öğretmen yürütüyor. Samsung ile birlikte yeni başlattığımız “Siber Zorba Olma! #farkinavar” hareketi kapsamında da önümüzdeki dönemde ailelere, öğretmenlere, öğrencilere ve eğiticilere siber zorbalık konusunda eğitim verilmeyi planlıyoruz.”

Ülkelere göre siber zorbalık oranlarını paylaşan Sayan, “İnternet kullanıcılarının Kanada’da yüzde 21’i siber zorbalığa maruz kalırken, yüzde 69’unun siber zorbalığa tanıklık ettiği görülüyor. İngiltere’de bu rakam yüzde 20 ve üzeri olarak kayıtlara geçerken, ülkemizde ise siber zorbalığa maruz kalanların oranı yüzde 20. Amerika’da siber zorbalıkla mücadele etmek zorunda kalanların yüzde 20’si intiharı düşündüğünü açıklaması en ilginç verilerden biri. Bu rakamlar üstelik siber zorbalığa maruz kaldığını açıklayan kişilerden oluşuyor. Bunu açıklamamış kişiler de göz önünde bulundurulduğunda bu oranlar daha yükseliyor” açıklamasında bulundu.

siber zorbalık nedir

Siber zorbalıkta İstanbul ilk sırada!

Basın toplantısında konuşan, çocuk ve gençlerin internet kullanımı ve siber zorbalık konularında uzman Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Bilişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk Akca, siber zorbalığın yaygınlığını ve yarattığı sonuçları ortaya koymak amacıyla TÜBİTAK’ın desteği ile yürütülen araştırma projesinin* sonuçlarına dikkat çekti:

“Kocaeli Üniversitesi’nde TÜBİTAK’ın desteği ile yürütülen proje kapsamında yedi ilde 7. ve 8. sınıfa devam eden 1400 öğrenci ile anket çalışması gerçekleştirildi. Siber zorbalık mağdur ve faili olma durumunun her ikisinde de ilk sırada yer alan İstanbul’da siber mağdur/kurban oranı yüzde 20’ye yaklaşırken, siber zorba olma oranı ise yüzde 15’i geçmektedir. Ayrıca siber zorbalık deneyimlerinin İnternet kullanım sıklığıyla doğru orantılı olduğu görülmüştür. Araştırmanın diğer bulguları öğrencilerin siber zorbalık konusunda yeterince farkındalığa sahip olmadığını, bu nedenle siber zorba ve kurban olma oranlarının daha yüksek olabileceğini göstermektedir. Çünkü siber zorbalık olarak tanımlanan eylemler sıralanarak sorular yöneltildiğinde siber zorba ve kurban olma oranlarının çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu nedenle Samsung ve BTK öncülüğünde başlatılan “Siber Zorba Olma! #farkinavar” hareketi, siber zorbalığın önlenmesi ve çocuklar ve gençlere siber zorbalıkla baş etme becerisi kazandırılması açısından hayati önem arz ediyor.”

Siber zorbalık hangi şekillerde karşımıza çıkar?

  • Mobil cihazlar aracılığı ile bireylerin görüntülerini izinsizce çekip paylaşmak,
  • Sosyal ağlar ya da sohbet odaları gibi çevrimiçi ortamlarda bireyleri aşağılayıcı, alay edici, tehditkâr, cinsel taciz veya şiddet içeren mesajlar göndermek,
  • Birinin kişisel bilgilerini rızası ve haberi olmadan sosyal medya aracılığıyla paylaşmak,
  • Sosyal ağlarda birisi hakkında dedikodu yaymak,
  • Bir kişiye ilişkin karalayıcı, aşağılayıcı web sayfaları hazırlamak,
  • Başkası adına sahte hesap açıp, onun kimliğine bürünmek,
  • Bir kişinin çevrimiçi ortamdaki tüm hesaplarını ısrarlı biçimde takibe almak,
  • Ortak tanıdıkları etkileyerek hedef olarak seçilen bireyi arkadaş listelerinden silmelerini ve bloke etmelerini, yani sosyal olarak dışlamalarını sağlamak…

siber zorbalık

Kocaeli Üniversitesi‘nin TÜBİTAK ile yürüttüğü Siber Zorbalık araştırmasına dair sonuçlar:

  • Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 90’nının Facebook’ta hesabı bulunuyor.
  • Yüzde 11.64’ü sözlü siber zorbalığa maruz kaldığını; yüzde 10.13’ü ise siber zorbalık yaptığını belirtmiş.
  • Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık yüzde 56.5’i internette tanımadığı kişilerle konuştugunu söylemiştir
  • Öğrencilerin yüzde 57.6’sı sosyal ağlarda “kullanıcıyı şikayet et/bildir” linkini kullanarak şikayette bulunduğunu ifade etmiştir. Öğrencilerin şikayet etme nedenleri arasında ilk sırada “sözlü taciz” yer almaktadır.
  • Siber ortamda, sözlü tacize maruz kaldığını belirten öğrencilerin oranı ise yüzde 25.4’tür.
  • Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 32,5’i siber zorbalığa maruz kalmaları halinde “kanıt içeriği silme” davranışını tercih etmektedir.
  • Araştırmaya katılan kız öğrencilerin yüzde 16’sı, erkek öğrencilerin ise yüzde 30,5’i siber zorbalığa maruz kalmaları halinde “misilleme” yoluyla zorbalığa karşılık vermeyi uygun bulmaktadır. Siber ortamda, sözlü tacize maruz kaldığını belirten öğrencilerin oranı ise yüzde 25.4’tür.
  • Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 32,5’i siber zorbalığa maruz kalmaları halinde “kanıt içeriği silme” davranışını tercih etmektedir.
  • Araştırmaya katılan kız öğrencilerin yüzde 16’sı, erkek öğrencilerin ise yüzde 30,5’i siber zorbalığa maruz kalmaları halinde “misilleme” yoluyla zorbalığa karşılık vermeyi uygun bulmaktadır.
  • Çalışmanın dikkat çekici bulgulardan biri de öğrencilerin siber zorbalığa maruz kalmaları halinde bunu öncelikle arkadaşları ile paylaşacaklarını ifade etmeleridir; (okul arkadaşına söylemek yüzde 41, çevrimiçi arkadaşa söylemek yüzde 31).
  • Ailemle paylaşırım diyenlerin oranı yüzde 37, öğretmeniyle paylaşma oranı ise yüzde 15’tir. Bu durum ergenlerin siber zorbalık durumda yetişkinleri öncelikli rehberler olarak görmedikleri ortaya koymaktadır.

Ebeveynler Siber Zorbalığı Önlemek için neler yapabilir?

  • Çocuklarla siber zorbalık konusunda konuşmalı, onları yargılamadan dinlemeli ve başkalarına saygı konusunda çocuklara rol model olmalı
  • Siber zorbalığa karşı okulla işbirliği yapmaya teşvik etmeli,
  • Çocukları siber zorbalığa maruz kaldığında bunu abartmak ya da yok saymak yerine çocuklarına siber ataklar ile nasıl mücadele edebileceklerini öğretmeli
  • Çocukların siber zorbalık vakalarını yetişkinlere, yasal kişi ve kurumlara bildirmeleri konusunda teşvik etmeli

*Türkiye’de Temel Eğitim Gençliğinde Siber Zorbalık Konusunda Farkındalık Geliştirmek; Gençlerin Siber Zorbalığı Algılayışı, Yaygınlığı ve Farkındalığa İlişkin Alan Çalışması” başlıklı ve 113 K 170 No’lu TÜBİTAK Projesi.

Çin yüz tanıma sistemi ile suçlu avı

Çin’de yüz tanıma sistemi ile suçlu avı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.