Dünyada bir akım haline gelen selfie çekme durumu, ünlü, ünsüz pek çok kişinin sosyal medya hesaplarında görünüyor. Peki psikologların uyardığı ‘selfie çekme’ bir hastalık mı? Selfie (özçekim) tarihi ne zaman başladı? Uzmanların uyarıları neler?
Psikologlar sürekli selfie çekip sosyal medyada paylaşanların ‘Selfitis’ hastalığına kapılmış olabileceklerini söylüyor ve psikolojik yardıma ihtiyaç duyabilecekleri uyarısında bulunuyor.
Sosyete dünyasının ünlü isimlerinden Paris Hilton, şarkıcı Britney Spears ile 11 yıl önce çektikleri iki fotoğrafı sosyal medyadan paylaşarak, selfie’yi birlikte icat ettiklerini iddia etti.
Ama bazı Twitter kullanıcılarının da dikkat çektiği gibi selfie ya da -Türkiye’de pek de kabul görmeyen ismiyle- özçekim icat edildiğinde, ne Paris Hilton ne de Britney Spears, hatta onların büyükanne ve büyükbabaları bile hayatta değildi.
İşin gerçeği, Hilton bu iddiayı ortaya atmak için biraz geç kaldı. Kayıtlar ilk selfie’nin, Hilton ve Spears’ın çektiği fotoğraftan 167 yıl önce çekildiğini gösteriyor.
Selfie’nin icadı ve fotoğrafın gelişimi ile birlikte geçirdiği değişimi gösteren birkaç fotoğraf:
1839: Selfie’nin öncüsü
ABD’nin Philadelphia eyaletinde yaşayan Robert Cornelius’un 1839’da lamba mağazasının dışında çektiği bu fotoğrafın, tarihin ilk selfie’si olduğu tahmin ediliyor.
Fotoğrafı çektiğinde 30 yaşında olan Cornelius’un gözlerinde, fotoğrafın çıkıp çıkmayacağından emin olamadığını görmek mümkün.
O dönemin fotoğraf teknolojisiyle bu kareyi yakalayabilmek için Cornelius muhtemelen 15 dakika hareketsiz durmak zorunda kalmıştı.
1914: Ve kareye gençler giriyor
“Hayır Paris Hilton, selfie’yi sen icat etmedin. Sen doğmadan çok daha önce Anastasia Romanov bu fotoğrafı çekmişti. Takriben 1914’te.”
Ve aynadan çekilen selfie’ler… Bu aslında telefonlara ön kameraların eklenmesinden önce, hemen herkesin yaptığı bir çekim yöntemiydi. Ama Rus Çarlığı mensupları bu tarz çekime yaklaşık 100 yıl önce başlamıştı.
Rus Çarının en küçük kızı Düşes Anastasia Nikolaevna, 1914’te, 13 yaşındayken bu fotoğrafı çekmişti.
Babasına gönderdiği mektupta “Ayna karşısında kendi fotoğrafımı çektim. Ellerim titrediği için çok zor oldu” yazmıştı.
1920: Babalar selfie’yi keşfediyor
New York’lu fotoğrafçı Joseph Byron 1920’de arkadaşlarıyla birlikte bir binanın çatısında bu fotoğrafı çekmişti.
O zamanın kameraları büyük ve ağır kutulardı. Bu yüzden kameranın öndeki iki kişi tarafından tutulduğu görülüyor.
1938: Ünlüler de katılıyor
Ünlü dünyasından ilk ayna selfie’si çeken ismin ise ABD’li efsanevi şarkıcı Frank Sinatra olduğu tahmin ediliyor.
Karşınızda 23 yaşında, henüz çok ünlü olmamışken fötr şapkasıyla düzgün giyimli genç Frank Sinatra duruyor.
1966: Dünyayı dolaşan gençlerin fotoğrafları
“Beatles’tan 23 yaşındaki George Harrison’ın Hindistan’da Tac Mahal önünde çektiği selfie”
60’larda dünyayı dolaşan gençler arasında, tüm seyahatlerini selfie’lerle dökümante etmek moda olmuştu.
Bunlardan biri de Beatles’ın gitaristi George Harrison’dı. 1966’da Hindistan’a gittiğinde, balık gözü kamera ile bu fotoğrafı çekmişti.
2002: Sonunda selfie kelimesi icat edilir…
Avustralyalılar, kelimeleri sonuna -ie ekleyerek kısaltmalarıyla bilinir.
Bu yüzden, self portrait (self portre) kelimesinin “selfie” olarak kısaltılarak bir Avustralya online forumunda kullanılmasına şaşırmamak gerek.
Nathan Hope isimli bir genç 2002’de dudağının fotoğrafını çekerek “netlik için özür dilerim, selfie çekmiştim” yazmıştı.
2011: Maymun selfie’si
Endonezya ormanlarındaki makak maymunu Naruto, 2011 yılında fotoğrafçı David Slater’ın kamerasını alarak kendi fotoğrafını çekmişti.
Fotoğraf daha sonra hukuki bir savaşa da neden oldu. Bir hayvan hakları grubu fotoğrafın telif haklarının Naruto’ya ait olduğunu iddia etti.
ABD’deki yargıçlar ise maymunun telif hakkı üzerinde iddia edemeyeceği kararını verdi.
2013: Yılın kelimesi selfie
Selfie’nin önlenemez yükselişi ile bunun olmaması neredeyse imkansızdı.
Oxford English sözlüğü 2013’te selfie’yi yılın kelimesi seçti.
2014: Paylaşım rekorları kıran selfie
2014 Oscar Ödül Töreni’nin sunucusu Ellen DeGeneres, tarihin en çok retweet edilen fotoğrafını çekmek istediğini söylemiş ve ödül törenindeki ünlüleri etrafına toplayarak bir selfie çekmişti.
DeGeneres’in dileği gerçek oldu ve bu selfie 3 yıl boyunca Twitter’ın en çok paylaşılan fotoğrafı olma rekorunu elinde tuttu.
‘Selfitis’ nedir?
BBC Türkçe’nin aktardığı The Daily Telegraph gazetesinin haberine göre ‘Selfitis’ terimi, takıntılı bir şekilde selfie çekenler için ilk de 2014’te kullanıldı. Amerikan Psikiyatri Derneği, bu takıntıyı bir hastalık olarak değerlendirmeyi öne sürdü.
Nottingham Trent Üniversitesi ile Hindistan’daki Thiagarajar Enstitüsü de bu alışkanlığın hastalığa dönüşüp dönüşmediğinin araştırılması kararı aldı.
‘Selfitis Davranış Skalası’
Yapılan araştırmalar sonucunda Selfitis’in bir ruhsal bozukluk olduğu sonucuna varıldı ve rahatsızlığın ciddiyetinin değerlendirilmesi için ‘Selfitis Davranış Skalası’ geliştirdi.
Skala 1’den 100’e kadar uzanıyor. Neden selfie çekildiğinin saptanması için araştırmaya 200 kişi katıldı ve veriler daha sonra 400 kişide test edildi.
Katılımcılar Hindistan’dan. Zira, selfie seçenlerin en çok olduğu ve tehlikeli yerlerde selfie çekerken ölenlerin çoğu Hindistan’dan.
Bulgular, Uluslararası Akıl Sağlığı ve Bağımlılık Dergisi’nde yayımlandı. Selfitis’in üç seviyesi olduğu belirlendi.
Selfitis belirtileri:
1- Sınırda olanlar: Günde en az üç defa selfie çekenler ama hepsini sosyal medyaya koymayanlar.
2- Akut: Günde en az üç selfie çekip her birini sosyal medyaya koyanlar.
3- Kronik: Selfie çekmek için kontrol edilemeyen bir istek duyan, zaman aşırı selfie çeken ve günde en az altı defa sosyal medyada paylaşanlar.
Özgüven eksikliği, dikkat çekme isteği
Araştırmacılar, tipik ‘selfitis’ olanların dikkat çekmeyi seven, genellikle özgüven eksikliği yaşayan ve toplumdaki konumlarını güçlendirip bir gruba ait olma isteği duyanlar olduğunu söylüyor.
‘Selfitis’in ciddiyetini belirlemek için araştırmacılar 20 durum ve olayı sıraladı ve katılımcıların bu söylemlere katılıp katılmadıkları soruldu.
Puanlamalarını istedikleri durumlar arasında ‘Sosyal medyada selfie paylaşınca kendimi daha popüler hissediyorum’ veya ‘Selfie çekmediğimde kendimi gruptan dışlanmış hissediyorum’ gibi örnekler var.
Notthingham Trent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Janarthanan Balakrishnan, “Genellikle bu durumda olanlarda özgüven eksikliği oluyor ve çevrelerinde kabul görme isteği oluşuyor. Bu durum, diğer bağımlılık davranışlarıyla aynı semptomları da gösterebilir” diyor.
Balakrishnan, “Bu rahatsızlığın varlığı teyit edildi, şimdi insanların neden ve nasıl böyle takıntılı davranışlarda bulunduğu anlaşılmalı ve bu durumdan en çok etkilenenlere nasıl yardımcı olunacağı bulunmalı” tavsiyesinde bulundu.
Yıllar önce teknolojiyle bağlantılı bir diğer rahatsızlık daha literatüre girmişti: ‘Nomofobi’, yani cep telefonsuz kalma korkusu.
Fakat Londra’daki King’s College Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Profesör Simon Wessely ise selfie çekmenin bir rahatsızlık olduğu düşüncesine şüpheyle bakıyor:
“Araştırma, selfie çekenlerin ruh hallerinin iyileştiğini, dikkatleri üzerlerine çektiklerini, özgüvenlerini artırdığını ve çevresiyle bağ kurduklarını gösteriyor.”
“Eğer doğruysa, o zaman bu araştırma da akademik bir ‘selfie’.”
The Royal College Psikiyatri Birimi’nden Dr. Mark Slater da “Selfitis diye bir şey yok ve olmamalı” diyor:
“Karmaşık ve kompleks insan davranışlarını tek bir kelime ile etiketlemeye çalışma eğilimi var. Ama bu tehlikeli ve gerçek olmayan bir şeye gerçekmiş gibi bir anlam yükleyebilir.”