Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “Tanzimat elitleri, Meşrutiyet elitleri, Cumhuriyet elitleri kültür-sanat alanını milletten kaçırdılar, milleti dönüştürmenin bir aracı olarak kullandılar. Çaykovski vesaire dinletirsek millet adam oluruz zannedildi.” dedi.
Bakan Numan Kurtulmuş, Topkapı Sarayı bölgesinin Osmanlı Kültür Sanat Alanı olarak düzenlenmesi dahil ülke genelindeki kültür projeleri ile yeni turizm hedeflerini Antalya’da bir araya geldiği gazetecilere anlattı.
Hürriyet’ten Deniz Zeyrek’in haberine göre, “İstanbullu olmaya direnen birisi olarak söylüyorum, durum çok iç açıcı değil, İstanbul’un yeniden diriltilmesi gerekiyor” diyen Kurtulmuş, Ayasofya’nın ibadete açılmasından öte bu abidevi esere şu haliyle bile yeterince sahip çıkılamadığını ifade etti.
“Çaykovski dinletirsek adam oluruz zannedildi”
Kurtulmuş, “Tanzimat elitleri, Meşrutiyet elitleri, Cumhuriyet elitleri kültür-sanat alanını milletten kaçırdılar, milleti dönüştürmenin bir aracı olarak kullandılar. Çaykovski vesaire dinletirsek millet adam oluruz zannedildi. Bizim Anadolu türküleri, ezgileri, Türk sanat musikisi, Münir Nurettin’ler, Safiye Ayla’lar çalınmadı, icra edilmedi. Ama şöyle bir şey yok: Biz devlet olarak bir karar alacağız ve insanların kültür-sanat alanındaki birikimlerini hemen bir kararnameyle, bir yasayla, bilmem genelgeyle değiştireceğiz, şunu yapın-bunu yapın diyeceğiz ve millet böyle düşünmeye başlayacak. Bu bir seferberlik ruhuyla olacak olan bir şey, iki asrın yanlışlıklarını düzeltmemiz gerekiyor” dedi.
Çaykovski kimdir?
Pyotr İlyiç Çaykovski, (1840 – 1893) Romantik Dönem Rus klasik müzik bestecisidir. Senfoni, opera, bale, enstrümantal ve oda müziği ile şarkı gibi birçok tarzda eser vermiştir. Günümüz klasik müzik repertuarında yer alan en popüler konser ve gösteri müziklerini yazmıştır. Bunların arasında Kuğu Gölü, Uyuyan Güzel, Fındıkkıran bale müzikleri, 1812 Uvertürü, ilk Piyano Konçertosu, son üç senfonisi ve Yevgeni Onegin opera müziği sayılabilir.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un açıklamalarından satır başları:
“Elimde olsa imar ruhsatlarını vermem”
“Hâlâ Fatih’te oturan birisi olarak, İstanbullu olmaya direnen birisi olarak söylüyorum, durum çok iç açıcı değil, yani İstanbul’un yeniden diriltilmesi gerekiyor. Sadece oradaki tarihi eserleri restore etmek, çevreyi ışıklandırmak vesaire, bunlarla olacak şey değil. Bununla ilgili bir İstanbul Çalıştayı yapacağız. (İmar ruhsatlarını) Benim elimde olsa vermem, ben söyleyeyim. Burada bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç var.”
Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı’nda 27 ayrı restorasyon çalışması olduğunu ve bitirildiğinde muazzam bir alan ortaya çıkacağını söyleyen Kurtulmuş, “Yine Topkapı’yla ilgili ciddi bir projemiz de Sur-i Sultani etrafındaki bütün alanları almak, hatta Fransız Hapishanesi’nden Yeşilay’ın bulunduğu Sepetçiler Kasrı’na kadar olan alanın tamamının trafikten arındırarak tamamiyle Osmanlı Kültür Sanat Alanı haline dönüştürmek. Bugün başlasak belki 10 sene sürecek olan bir şeydir, Orada, şu anda yok olmuş 5-6 tane kasır var; hepsinin rölöveleri, resimleri elimizde, bunların ortaya çıkarılması. Orada problem, denize yakın olduğu için tren yolu yer altına nasıl alınabilir, onları çalışacağız. Bunu büyük bir proje olarak ortaya koymayı düşünüyoruz” dedi.
“Göbeklitepe Nisan ayında açılacak”
Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Göbeklitepe‘de çalışmalar devam ediyor. Yeterince hızlıdır. Ortaya çıkan şeylerin korunması sağlanılıyor, sonra devam ediliyor. Göbeklitepe nisan ayında ziyarete açılacak. Karya dönemine ilişkin altın tacın Edinburgh’tan Türkiye’ye getirilmesi planlanıyor. Ocak sonuna kadar getirmeyi planlıyoruz, ama şubata da kalabilir. Kuleli Askeri Lisesi’ni bir prestij müzesi haline getireceğiz. Birkaç saat İstanbul’da vakti olan birisinin Anadolu topraklarındaki bütün kültürel birikimi, zenginliği görmek için ziyaret edeceği bir müze haline getireceğiz.”
“Ayasofya camiden ibaret değil”
Numan Kurtulmuş, Ayasofya meselesinin bir siyaset meselesi, dengesi olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Şunu söyleyeyim yalnız: Ayasofya sadece camiden ibaret değil, yanıldığımız, ben de işin içine girdikçe daha net gördüm. Ayasofya, o bildiğimiz muhteşem şaheser eserden ibaret değil. Ayasofya’nın etrafındaki külliye maalesef bugün fonksiyonlarını göremiyor. İmarethane 5 bin-10 bin kişiye yemek verebilecek bir imarethane. Ayasofya Vakfı canlandırılabilir.”