Samsun’un Çarşamba ilçesinde özel bir kreşte çocuklara yönelik dayak, güvenlik kameralarına yansıdı. Öğretmenlerin dans ederken çocukları dövdüğü ortaya çıktı. İşte o akıl almaz görüntüler:
Çarşamba ilçesi Sungurlu Mahallesi’ndeki özel bir kreşte öğrenim gören yaklaşık 35 minik öğrenciden bazıları, kreşte görevli öğretmenler tarafından terlik ve tekmeyle şiddete maruz kaldı.
Bir çocuğun ailesine ‘Öğretmen bizi dövüyor’ demesinin ardından, ailenin polise bildirdiği ihbar üzerine kreşle ilgili soruşturma açıldı.
Çarşamba İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği ekiplerince yürütülen soruşturma kapsamında, kreşe ait güvenlik kameraları inceleme altına alındı. Polis güvenlik kameralarını incelediğinde isyan ettiren görüntüler buldu.
Görüntülerde görevlilerin, yaşları 4 ila 6 arasında olan küçük çocuklara şiddet uyguladığını tespit eden ekipler, M.K.K., S.Ö., G.Ş. ve S.K. isimli öğretmenleri gözaltına aldı.
Şiddetin uygulandığı kreş ise belediye yetkilileri tarafından evrak eksikliği tespit edilerek süresiz olarak kapatıldı. Gözaltına alınan ve işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen öğretmenlerden G.Ş. ve S.Ö. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer 2 öğretmen ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Okulda öğrenciye dayak suç mu?
Okulda dayak yani öğrencilerin okulda öğretmen tarafından fiziksel olarak cezalandırılması, yasa ve yönetmeliklerimizle de engellenmeye çalışılmaktadır. Ancak yetersizdir. Öğrenciye dayak atan, fiziksel zarar veren öğretmenin maaş kesilme, uyarı gibi cezalar alabileceği 4357 sayılı yasanın, 6. maddesinin b bendinde, 1702 sayılı yasanın 20 ve 22. maddelerinde de açıkça belirtilmektedir.
Aynı yasanın 27. maddesi gereğince öğrenciye cinsel tacizde bulunan öğretmen meslekten çıkarılma ile cezalandırılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliğinde de öğrencilerin bir başkasının iffet ve namusuna tecavüz etmeleri, kişilere eziyet etmeleri ve işkence yapmaları örgün eğitim dışına çıkmayı gerektiren davranışlardan biri olarak belirtilmektedir.
Dayak cezası konusunda yasa ve yönetmelikler yetersiz!
Bütün bunlara karşın, yapılan çalışmalar çocuğa karşı şiddetin engellenmesinde yasa ve yönetmeliklerin yetmediğini, önemli olanın toplumun bu konudaki düşünce ve tutumları olduğunu göstermiştir.
Ülkemizde okullarda uygulanan fiziksel cezanın boyutları kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan az sayıda çalışmada okullardaki çocukların % 50-75’inin değişen derecelerde fiziksel cezaya uğradıkları gösterilmiştir.
Okullardaki şiddetin bir diğer boyutu ise çocukların diğer çocuklara uyguladığı şiddettir. Çocuklar arası şiddette hazırlayıcı etmenler daha önce kendisinin şiddetle karşılaşmış olması, gerçekleşmeyen umutlar, düş kırıklıkları, öç alma duyguları, paylaşılamayan öfke, antisosyal kişilik ve madde bağımlılığıdır.
Bu tip şiddet tek bir öğrencinin bireysel şiddeti olabileceği gibi, bu kişilik özelliklerine sahip birden fazla öğrencinin bir araya gelerek çeteler oluşturması ile de ortaya çıkabilir. Bu çocuklar bu yolla kendilerini daha güçlü hissedebilir, yaptıklarından zevk alabilir ya da diğerlerinin bunu hak ettiğini düşünebilirler.
Duygularını ifade edebilen, insan ilişkilerinde başarılı, uyumlu, yaşama umutla bakan çocuklarda ise şiddet eğilimi düşüktür. Bir çocuğun şiddete yatkınlığı değerlendirilirken olumsuz özelliklerine ek olarak olumlu yanları da gözönüne alınmalı; olumsuz yanları ağır basıyorsa psikolojik destek sağlanmalıdır.
Okulda öğrencilere yönelik şiddet
Çocuklar kreşler, yuvalar, bakım evleri ve okullar gibi eğitim kurumlarında şiddete uğrayabilirler. Bu şiddet diğer yerlerdekilerine benzer olarak duygusal, fiziksel ya da cinsel istismar biçiminde olabilir. Duygusal istismarın sıklığı konusunda kesin veri bulunmamaktadır, fiziksel ya da cinsel istismarda olduğu gibi nesnel bulguların olmayışı tanıyı güçleştirmektedir.
Fiziksel istismar okullarda cezalandırma yöntemi olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Fiziksel istismar tanımın içine dayağa ek olarak, sarsma, çimdikleme, kulak çekme, iğne batırma, rahatsızlık verecek pozisyonda uzun süre durmaya zorlama, ceza olarak aşırı egzersiz yaptırma vb. davranışlar da girmektedir.
Fiziksel istismara erkek çocuklar daha fazla maruz kalmaktadırlar. Erkek öğretmenlerin de fiziksel cezalandırmaya daha sık başvurduğu görülmektedir. Bu, geleneksel kültürde babanın evdeki otoriter tutumunun okula taşınması olarak yorumlanabilir.
Fiziksel ceza başarılı olmadığı gibi çocukta olumsuz davranışları artırıyor
Toplumdaki yaygın kanının aksine araştırmalar eğitimde fiziksel cezanın başarılı olmadığını; övgü, ödüllendirme gibi olumlu güdülemelerin daha etkili olduğunu göstermektedir. Fiziksel ceza öğrencinin okuldan korkmasına, özgüvenini yitirmesine neden olurken, davranışı daha kötüleştirmekte, saldırgan ve yıkıcı tutumları artırmaksa, sınıf düzenini bozma, eşyalara zarar verme, öğretmenlere karşılık verme, yalan söyleme gibi olumsuz davranışları artırmaktadır. İstenmeyen davranışı değiştirme konusunda fiziksel cezanın etkisi geçicidir. Bir süre sonra yinelenen olumsuz davranışta sonuç alabilmek için giderek cezanın şiddetinin artırılması gerekir.