Fetret devri, Lale devri ve AKP devri

AKP’nin geçmiş yıllarına bakıldığında Osmanlı’nın bazı dönemlerini hatırlatıyor. Bunlardan biri de Fetret devri, Lale devri…

Fetret devri, Lale devri ve AKP devri

Fetret devri, Lale devri ve AKP devri

‘Tarih bugüne ayna tutuyor’ dersem yanlış olmaz herhalde…  Osmanlı’nın 600 yıllık tarihine bakıldığında Osmanlı Devleti de genç cumhuriyet ülkesi gibi zor günler geçirmiş; zaman zaman savrulmuş, zaman zaman Avrupa ülkeleri tarafından kıskaca alınmış ve hatta dağılmanın eşiğine gelmiş…

‘Dağılma’ dediğimiz dönemlerden biri de daha İstanbul’un fethedilmediği o güçlü Osmanlı Devleti’nin Fetret devri dediğimiz süreç…


Fetret Devri

1402 yılında Timur, ordusuyla Osmanlı üzerine yürümüş ve Yıldırım Bayezid‘i Ankara Savaşı’nda bozguna uğratmıştı…

Osmanlı, kurulmasından 100 yıl sonra yıkılmak üzereydi. 1402 yılından başlayıp 1413 yılına kadar geçen kargaşa dönemi, Osmanlı’yı yıkılmaya götürüyordu ki Çelebi Mehmet ortaya çıkıp devletin yıkılmasını engellemişti. Tam manasıyla devlet küllerinden yeniden doğmuştu…

1453 yılından sonra Osmanlı daha da güçlenmiş büyüyordu… Ancak, büyüme de bir yere kadardı. 1699 yılında Osmanlı, Karlofça Antlaşması ile toprak kaybedecek ve artık duraklama dönemine girecekti… Bir 100 yıl sonra 1718 yılına gelindiğinde “zevk ve sefa” denen o süreç başlıyordu. 1730 yılına kadar süren o 12 yılda Osmanlı israfın dibine vurmuştu! Devletin anası ağlıyor, halkın ne olduğunun ise bir önemi yoktu…

Timur da bir Türk’tü, Yıldırım da. Her ikisi de ayrı devletlerin lideriydi. Biri, diğerine “aksak, topal” diyordu; diğeri de öbürüne “kör” diyordu. İkisi de birbirini sevmedi…


Şimdi gelelim bugüne…

Bu dönemde de, devletin belli kısmı önce Fethullah Gülen‘e verildi. Gülen, paralel bir devlet oldu. Sonra ‘bir koltukta iki karpuz olmaz’ diyen Gülen, devletin tek sahibi olmak istedi. Sonra Gülen; AKP’yi, devletin rejimini yıkmak için savaş verdi. Ve kaybetti!.. Sonra AKP, FETÖ’yü “Haşhaşi” ilan etti… Ha, bu arada kimse Timur’u, FETÖ ile kıyasladığımı, benzettiğimi düşünmesin!..

AKP aynı zamanda bugün tam bir Lale devri yaşıyor, öyle böyle israf yapmıyor!

Devletin kaynakları heba olup gidiyor. Hollanda’da, Danimarka’da bakan olan herifler bisikletle işine gidiyor. Bizim AKP döneminde AKP’nin belediye başkanı çıkıyor, ‘ben neden Passat’a biniyorum, ben de Audi’ye bineceğim’ diyor. Makam aracının Avrupa ülkeleri kıyaslanamayacak kadar çok olduğunu görüyoruz. Akıl almaz köşke, saraya benzer devlet, kurum binaları yapılarak şaşanın en dip noktası yaşanıyor…

AKP, gerçekten de Osmanlı’ya olan hayranlığını teoride bırakmadı, aynı zamanda pratiğe de dönüştürdü…

Merak edilmesin, AKP devri de geçmiş Osmanlı döneminin bir dönemi gibi tarihte kalacak, tarihteki yerini alacak, bu unutulmasın! Hani Çetin Altan diyordu ya, ‘enseyi karartmayın’ diye; evet, gerçekten de öyle…


Enseyi karartmayın; gecenin en karanlık olduğu dönem, sabahın aydınlığına en yakın olduğu dönemdir aynı zamanda!..

CHP raporu: Eyüplü Halit’den Çiftlik Bank’a Türkiye’de dolandırıcılık


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…