İnşaat ve altyapı sektöründe gelişen trendler nelerdir?

Akıllı altyapı projeleri dünyayı birbirine bağlayacak. KPMG Türkiye, inşaat ve altyapı sektöründeki trendlere ilişkin değişim ve gelişmeleri inceleyen ‘2018 Altyapı Sektöründe Gelişen Trendler’ raporunu yayımladı.

Önümüzdeki yıl altyapı projelerini bekleyen zorluklara ve yeni fırsatlara ilişkin eğilimleri ortaya koyan raporu yorumlayan KPMG İnşaat Sektör Lideri İsmail Önder Ünal, “Sektör küresel olarak hızlanmaya devam ediyor, altyapıya olan talep artıyor. Süregelen veya planlanan altyapı ve inşaat projeleri tamamlandıkça dünya birbirine daha sıkı bağlarla bağlanacak, jeopolitik ve yerel politik belirsizliklere karşı direnç daha da artacak” dedi.

KPMG’nin ‘2018 Altyapı Sektöründe Gelişen Trendler’ raporu, inşaat ve altyapı sektörünün küresel ekonominin hala büyüme motoru olduğunu, hükümetlerin yeni teknolojiler ve inovasyonun da katkısıyla yatırım iştahının yüksek olduğunu ancak dünya genelinde yaşanan sosyal, finansal ve politik ayrışmaların büyük altyapı projelerini yavaşlatma ve durdurma riski taşıdığını ortaya koydu. Ancak vizyon sahibi ve değişen koşullara uyum becerisi yüksek kuruluşlara sahip ülke ve yatırımcılar, çatışan çıkar ve ihtiyaçlar arasında fırsatları yakalamayı sürdürecek.


Sektördeki yeni fırsatlara da değinilen raporda enerji, ulaşım ve teknolojinin bütünleşmesiyle hükümetlerin bu birleşmeyi destekleyecek yatırımlar yapacağı belirtildi. KPMG Türkiye İnşaat Sektör Lideri İsmail Önder Ünal, “Altyapı projeleri arttıkça dünya daha çok birbirine bağlanacak ve politik riske karşı direnç daha da artacak. Raporda altyapının çevresel, sosyal ve teknolojik sürdürülebilirliği konusunun sadece kullanıcılar ve planlayıcılar için değil aynı zamanda yatırımcılar ve varlık sahipleri için her zamankinden daha kritik olacağını görüyoruz” dedi.Ünal, bu yılın trendlerini şöyle özetledi:

Popülizme panzehir olarak altyapı yatırımları

Teknoloji fırtınasının dünya genelinde engelleri yıkacağı ve pazarlar arasındaki mesafeyi kısaltacağı beklentisi ne yazık ki gerçekleşmedi. Aksine karşıt görüşlü aktörler arasındaki uçurum derinleşti. Bu nedenle sektörün önündeki öncelikli gündem maddesi, akıllı yatırım kararları ile dünya genelinde ortak bir gelecek hayalinin yeniden yaratılmasına önayak olmak olarak ortaya çıkıyor. Uluslararası kuruluşlar ve devletler altyapı yatırımlarındaki artışın, içe kapanmacı ve korumacı politikaların getirmeye başladığı zorlukların çözümüne katkı sağlayacağında hemfikir.

Asya bu yönde bölgesel ve uluslararası bağlantıları artırıcı büyük altyapı projelerini hızla sürdürürken, Avrupa ve Amerika’da politik belirsizlikler ve sosyal ve yerel engeller nedeniyle proje gelişimi yavaşladı. 2018’de hükümetlerin, altyapı inşaat projeleri geliştirirken birbirine zıt ihtiyaçları ve çıkarları olan toplum kesimleri, çıkar grupları ve bölgesel aktörleri uzlaştırarak ve büyük veriyi kullanarak geliştirecekleri sofistike analizler ve güvenilir projeksiyonlarla akıllı altyapı kararları vermeleri gerecek.

Esnek projeler öne çıkacak

Altyapı sektörü 50 ile 100 yıl arası kullanım ömrü vizyonuyla proje geliştirmeye alışık. Öyle olsa da 2018’de daha ‘esnek’ ve ihtiyaç duyulduğunda kapasite eklenebilen projeler öne çıkacak. Projelerin tasarlanması ve geliştirilmesi için planlayıcıların çok sayıda farklı senaryoyu dikkate almaları, en olası olanları belirlemeleri gerekecek. Ve buna göre projelendirme yapmaları gerekecek. Örneğin yeni elektrik altyapı yatırımları muhtemel elektrikli araç gelişimini, havalimanı yatırımları otonom araç teknolojisiyle değişebilecek. İnsan seyahat tercihlerini göz önünde bulundurmak zorunda kalacak.

Altyapı projelerinin uzun vadeli değer yaratması ve projelerin sosyal yaşama uyum sağlaması için 2018’de aşağıdaki başlıklarda sürdürülebilirlik stratejisi önem kazanacak:

– Mali sürdürülebilirlik (proje finansmanında ve mali kaynaklarda sürdürülebilirlik)

– Operasyonel sürdürülebilirlik (proje performanslarını optimize etmek için doğru teknolojilere ve verimliliklere sahip olunması)

– Sürdürülebilirliğin finansmanı (proje nakit akışında sürdürülebilirlik)


– Teknolojik sürdürülebilirlik (kullanılan teknolojilerin ömrünün ve potansiyel eskimenin değerlendirilmesi)

– Sosyal sürdürülebilirlik (proje faydalarının toplumun her katına yayılması)

Bu başlıklar altında şekillenen sürdürülebilirlik yaklaşımı ile proje geliştiricileri ve hükümetler yatırımlarına çok daha yüksek değer yaratacak.

Toplumsal katılımla proje süreçleri hızlandırılacak

2018 yılı boyunca ülkeler altyapı planlaması ve inşaatı hızını artırma yolları arayacak. Öte yandan hükümetler, yatırımlardan maksimum fayda elde etmek için daha bütünsel bir görüş açısıyla bakarak yeni altyapı proje geliştirme aşamasında demokratik süreçlerin hızlanmasına yardımcı olmalı. Sosyal katılım, yatırımcıların, planlamacıların ve inşaat şirketlerinin proje geliştirme aşamasında risklerini azaltmalarını sağlayacak, toplumsal kabul ile başlayan projelerin geliştirilme aşamasında yaşanacak gelişmelerin önüne geçilecek.

Altyapı güvenliği önemini koruyor

2017 yılında altyapı projeleri (hastaneler, havalimanları gibi kritik altyapılar) sürekli siber saldırı altındaydıç Tehdidin 2018’de de devam etmesi muhtemel görünüyor. Hükümetler, altyapı yatırımcıları ve inşaat şirketleri, hem siber hem de geleneksel güvenlik konusuna dikkatle odaklanmalı. Altyapı yönetim süreçleri de dijital döneme girdiğinden, güvenlik protokolleri de (hem fiziksel hem de sanal) daha sofistike hale geldi. Bu yıl altyapı şirketleri, mevcut altyapı projelerinde değişen iklim koşulları ve afetler, uluslararası terörizm gibi tehditlere karşı güvenliğini artırmaya ve yeni altyapı projelerine güvenliği yerleştirmeye odaklanmalılar.

Altyapıyı kullanan ile finanse eden arasında denge oluşturulacak

Dünya genelinde kullanıcılar fayda gördüğünde altyapıya para ödemeye sıcak bakıyor. Ancak para ödeyen altyapı yatırımını kullananlar olmadığı zaman hem ülkemizden hem dünyadan örnekler ciddi eleştiriler yarattığını gösteriyor. Bu nedenle 2018 yılında hükümetler ve proje geliştiriciler yatırım kullanıcıları ve yatırımları finansa edenler arasında bir denge kurma ihtiyacı hissederek proje gelişim faaliyetlerine bu maddeyi ekleyecek. Bunun yanında yeni teknolojiler ve analitik yaklaşımlar şüphesiz karar vericilere ekonomik fayda ve sosyal hareketlilik arasındaki denge kurmak için yardımcı olacak.

Yeni fiyatlandırma modelleri uygulanacak

Altyapı yatırımları için yeni dinamik fiyatlandırma modelleri uygulanması verimliliği ve etkinliği artıracak. Altyapı ve inşaat sektörü firmalarının dinamik fiyatlamanın gerekliliğini, değerini ve etkinliğini anlamaya daha fazla önem göstermeleri gerekiyor.

Veri paylaşımı şeffaf yapılacak


Altyapı projelerinin gelişimde artık anlık kullanıcı verileri hayati öneme sahip. Yatırımcılar kullanıcı taleplerini ve deneyimini veri analitiği yoluyla fizibilite süreçlerine entegre ediyor. Altyapı yatırımlarında verimliliği artıracak bir gelişme olarak, uzun vadede veri sahipliği daha az önemli olacak. Kullanıcı gizliliği korunurken veri paylaşımı birden çok platformda açık ve şeffaf bir şekilde yapılacak. Bu amaçla devletler, yeni teknolojilerin avantajlarından yararlanmak için veri paylaşımı politikaları ile ilgili daha esnek çerçeveler çizecek.

İnşaat sektörüne damga vuracak 10 yeni küresel trend


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.