İstanbul için 2050 senaryosu: Kıyılar sular altında kalacak!

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, “2050 yılından itibaren İstanbul’da hava sıcaklıklarının 45 derecelere ulaşacağını, deniz seviyesinin Kadıköy’de metronun girişini aşacak şekilde yükseleceğini” söyledi.

istanbul için 2050 senaryosu: Kıyılar sular altında kalacak!

“Küresel ısınmanın turizme etkisine de dikkat çeken Prof. Kurnaz, “Bugünün kayak tesisleri, 20 yıl sonra yaz tatillerinin vazgeçilmezi olacak” dedi.

İklim değişikliklerinin ağır etkilerinin 2050’den sonra daha fazla hissedileceğini belirten Prof. Kurnaz, turizmle iklimin her geçen gün daha fazla iç içe girdiğine, turizme bakış açımızı değiştirmezsek önümüzdeki yıllarda çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağımıza dikkat çekti.


İstanbul için korkutan senaryo

Prof. Dr. Levent Kurnaz, “2050 yılından itibaren İstanbul’da hava sıcaklıklarının 45 derecelere ulaşacağını, deniz seviyesinin Kadıköy’de metronun girişini aşacak şekilde yükseleceğini” anlattı. Prof. Kurnaz’ın verdiği bilgilere göre, 2070 yılından itibaren Erzincan’ın batısında kalan bölgelerde kar görme olasılığı giderek ortadan kalkarken, 2100 yılından sonra ise Türkiye’nin güney yarısı çöl olacak.


istanbul deniz yükseldi sular altında kaldı

Bugün turizmcilerin bir kayak tesisi kurmaya karar verirken geçmişten gelen bilgi ve deneyimleri dikkate aldıklarını anlatan Prof. Dr. Levent Kurnaz, küresel ısınmayla birlikte hava sıcaklıklarının en az 6 derece arttığına dikkat çekerek, bugün kar ve kayak tesisi kurmak isteyen yatırımcıların sürdürülebilir olması için tesislerin aynı zamanda yaz aylarında da kullanılabilirliğini hesaba katmaları gerektiğini vurguladı.

20 ila 30 yıl sonra kayak tesislerinin ömrü bitecek

Prof. Kurnaz, “Türkiye’de 2070 yılından sonra Erzincan’ın batısında kalan bölgelerde kar görme olasılığımız ortadan kalkacak. Güney bölgelerimizde yaz aylarında bugün 38-40 derece olan sıcaklıklar, ilerleyen yıllarda 45-50 derecelere çıkacak. Bu durum, her şey dahil turizmini çok olumsuz etkileyecek. Bu nedenle şu an kış ve kayak turizmine yatırım yapanların, bundan 20 sene sonra aynı mekanda yaz turizmi yapılabileceğini hesaba katmaları gerekiyor. Eskiden insanlar yaz aylarında serinlemek için yaylalara giderlerdi.

istanbul sel


Bu örnekten yola çıkarak bugün yapacağımız kar ve kayak mekanlarını gelecekte insanların yaz aylarında ormanda yürüyüş yapma olanağı bulacağı serin ve keyifli tatil mekanları olarak planlamamız gerekiyor. Sadece bir kayak pisti ve buna özel tasarlanmış bir otel olarak bugüne yönelik planlama yapıldığında, 20-30 yıl sonra turizmciler için bu tesislerin ömrü de bitecek” diye konuştu. (Kaynak: Hürriyet)

2025 yılında su kıtlığı Dünya’yı tehdit edecek!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.