Kadın hakları sorunu: Eşitsizlik, mücadele ve çözüme dair kısa anekdotlar

Sınıfın eşitliği, kadının eşitliğini sağlayacak olan önkoşuldur. Eşitlik meselesi ise öncelikle toplumsal ve sınıfsal bir meseledir. Kadınların rakibi erkekler değil, bütün “önemli rolleri erkeklere veren” sistemler, rejimler, anlayışlar ve kültürlerdir.

Kadın hakları sorunu: Eşitsizlik, mücadele ve çözüme dair kısa anekdotlar

Kadın hakları sorunu

1

Kadını babaya, kocaya, kardeşe veya herhangi birisine ve son aşamada devlete muhtaç olma halinden kurtarmadıkça, kadın sorununun nedenselliğini ve çözümünü öncelikle sınıfsal eşitlik mücadelesi temelinden hareket eden bir bakışla inşa etmedikçe, kadın hakları mücadelesi, genel olarak tüm kadınların kurtuluşu için verilen bir mücadele olamayacaktır.

2

Kadın sorunu öncelikle eşitsizlik sorunudur. Eşitsizlik sorunu ise öncelikle sınıf sorunudur. Birisi çözülmeden diğerinin çözümü geçici, göreceli ve köksüzdür.


İnsanlar kendilerine muhtaç olunduğu sürece diğer insanları önemsizleştirir ve değersizleştirirler.
Buradan hareketle erkekler de kendilerine muhtaç konumda olan önemsizleştirir ve değersizleştirirler.

Mesele kadının muhtaç olma konumundan çıkması-çıkarılması meselesidir.

Bu bağlamda “kadın sorununun” temeli öncelikle sınıfsal içerikli bir eşitlik sorunu olup önce sınıf olarak muhtaç olmaktan çıkılmasına dayanır. Kadına özgü diğer eşitlik sorunları ise buna bağlı olarak kalıcı olarak çözümlenebilecektir.

3

Kadın erkeğin değerlisi değil, eşiti olacak.
İlla değerlisi olunması gerekse birbirlerinin değerlisi olacaklar.

4

Kadının kurtuluşu cinsiyet kimliği ile ilgilidir fakat cinsiyet kimliği üzerinden yürüyen sömürü, taciz diğer haksızlıklar ve kötülükler öncelikle toplumsal sınıfın sömürülmesine uygunluğu ve gerçekliği ile ilgili bir meseledir.

Sınıfın eşitliği, kadının eşitliğini sağlayacak olan önkoşuldur.

Eşitlik meselesi ise öncelikle toplumsal ve sınıfsal bir meseledir.

Kadınların rakibi erkekler değil, bütün “önemli rolleri erkeklere veren” sistemler, rejimler, anlayışlar ve kültürlerdir.

5

Kadının mutluluğu, erkeğin “adamlığı”, “insanlığı” ya da “iyiliğine’ bağlanamaz.. Erkeğin kadına lütfedecek durumda olması ve kadının erkeğin bu lütfedişi ile mutlu olması gerçekliği problemin ta kendisidir.

Kadının kurtuluşu öncelikle yoksulluğun ve sömürünün yok edilmesi ile mümkündür. Bunun içinse laiklik ve eşitlik mücadelesi vazgeçilmezdir.

Kadının erkeğin eşiti olabilmesinin başka yolu yoktur.

6


Laiklik ve eşitlik olmadan kadının (ve elbette emekçi kadının) erkeğin eşiti olması mümkün değildir.

Kadının kurtuluşu öncelikle sınıfsal bir mücadele ve kazanımdan ve buna bağlı olarak kadınlığa özgü özel haklara ve ayrıcalıklara kavuşmasından geçer.

7

Dinin araçsallaştırıldığı hiç bir toplumda ve ülkede “kadının adı yoktur”…

8

Laiklik sadece dinin araçsallaştırılmasına engel değildir.

Laiklik aynı zamanda üretim mülkiyetini ve üretim ilişkilerini dini kurallar ile düzenlenmesini engelleyerek kadının toplumsal yaşamda rol almasının da önünü açan biricik ön koşuldur.

9

Dünyayı kadınlar için daha yaşanılır kılmak için erkeklerin “iyi” insanlar olmasını beklemek kadar aptalca bir şey olabilir mi?

10

Kadının mağduriyeti, başka bir erkeğin mağduriyetidir aynı zamanda.

Bir toplumda kadınlar ne kadar mağdursa erkekler de o kadar mağdurdur. Erkekler farkında değillerdir. Ama bu durum onların mağdur oldukları gerçeğini değiştirmez.

Mağdur kadının erkek evladı kesinlikle mağdurdur.
Çünkü çocukken silik, sinik, ürkek ve bezgin olur. Sonra büyüdükçe zalimleşir ve en sonunda da karşı cinsine kaba ve saygısız davranan bir insan olur çıkar.
Annesinin mağduriyetinin nedeni olan babası onun nedenselliğidir.

Bundan daha büyük mağduriyet mi olur?
Zalimlik mağduriyetin ta kendisidir.


Onun için kadınlar için kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.

Kadının kurtuluşu erkeğin de kurtuluşudur