Bebeklerde ek gıdaya ne zaman geçilmeli?

Ek gıda yiyeceklere geçiş bebekler için olduğu kadar ebeveynler için de önemli bir dönem. Peki bebekler için ek gıda besinlere ne zaman geçilmeli? Hangi yiyecekler ile başlanmalı?

Bebeklerde ek gıdaya ne zaman geçilmeli?

Bebeklerde ek gıdaya ne zaman geçilmeli?

Bebekler ilk altı ay boyunca D Vitamini hariç, ihtiyaçları olan her şeyi anne sütünden karşılayabiliyorlar. Ancak altıncı aydan itibaren hem dış dünya ile tanışmaları, hem gelişmiş sindirim sistemlerinin yeni gıdaları kaldırabilmesi, hem de belki de en önemlisi, beyin gelişimlerinin olması gerektiği ivmede devam edebilmesi için ek gıdaya yumuşak bir geçiş yapılması gerekiyor.


Makarna Lütfen! Kurucusu ve Gıda Mühendisi Tuğba Bayburtluoğlu ek gıdaya geçişte panik olunmaması gerektiğini söylüyor. “Ek gıdaya geçişte anne babalara önerimiz sakin olmaları. Önlerinde 3-5 ay civarı ek gıdaya alıştırmak için bir süre var. Ek gıdaya geçiş zamanını doktorunuz bebeğinizin gelişimi açısından değerlendirip size uygun zamanı söyleyecektir. Acele etmenize gerek yok” diyor.

Ek Gıdaya Geçişte 5 Altın Kural:

Bayburtluoğlu; ek gıdaya geçişte ebeveynlere şu uyarılarda bulunuyor;

1. Panik yapmayın. Bebeğiniz sonsuza kadar anne sütü ya da mama almayacak; zamanı geldiğinde ek gıdalara geçiş yapacak.

2. Bilinçli birer anne baba olarak mutlaka okuyun araştırın, internette birçok kaynak var ama sadece güvenilir olanlara, bir uzmanın elinden çıkmış yazılara bakın. Çocuğunuza özel bilgileri, teşhis ve tedaviyi kendi çocuk doktorunuzdan edinin. Aklınızdakileri, sorularınızı bir kağıda dökerek görüşmeye gitmek faydalı olacaktır. Ek gıdaya geçiş ile ilgili doktorunuza soru sormaktan çekinmeyin.

3. Ek gıda bir süreçtir ve kesinlikle zaman alacaktır. Bebeğinizi en iyi siz tanırsınız, ailenizin ihtiyaç ve isteklerini en iyi siz bilirsiniz. Birçok bebek ek gıdaya geçiş sinyallerini verir. Örneğin sizin yemeğiniz ile ilgilenir, ağzını şapırdatır, yiyeceklere uzanmaya çalışır, bu sinyalleri takip edin.

4. Abartmayın. Bebeğinizin midesi küçük. Ana besini doktorunuzun yönlendirmesi ile hâlâ anne sütü ve/veya formül mamadır.

5. Ek gıdaya geçiş sürecine önceden hazırlıklı olun. Geçiş süreci başladığında ne yapacağınızı biliyor olmak önemlidir.

Ek Gıdaya Hangi Besinlerle Başlamalı?

Bayburtluoğlu; “İlk etapta bebeğinizi tanıştıracağınız yiyecekler sebze ve meyve püreleri olabilir. Muhallebiler de verebilirsiniz. Glüten yani buğday ürünlerine karşı hassasiyeti olma ihtimali yüzünden birçok ülkede ilk muhallebiler pirinç unu ile yapılır. Bebeğinizin glüten hassasiyeti yoksa irmikli muhallebilere 8. aydan sonra geçebilirsiniz.” diyor.

İrmik Mi Pirinç Unu mu, Sebze mi, Meyve mi?

Bayburtluoğlu; “İrmik, pirinç unundan daha besleyicidir.” diyor. Sıklıkla pirinç unu ile ek gıdaya geçişe başlayan annelere glüten hassasiyeti olmadığı tespit edilen bebeklere daha besleyici olduğunu için irmikli gıdalar öneriyor.

Bayburtluoğlu; “Sebze ve meyvelerde de mevsim ürünlerini seçmeye ve çok çok iyi yıkamaya ve temizlemeye dikkat edin. Sebze ve meyvelerinizi ilk etapta sirkeli suda bekletmek bir çözüm olabilir; ardından iyice duruladıktan sonra kullanabilirsiniz. Sebze püresi ek gıdaya geçişte iyi bir alternatiftir. Meyveler konusunda dikkat edilecek bir husus da çok tatlı olmamaları gerektiğidir.” şeklinde konuşuyor.

Dünya Sağlık Örgütü 2 Yaşa Kadar Tuz ve Şekeri Önermiyor.

Türkiye’de de birçok doktor bir yaşa kadar tuz ve şekerin özellikle böbreklere yük bindirebilme ihtimaline karşı kullanılmaması gerektiğini söylüyor. Kabartma tozu ve karbonat gibi kabartıcıların da bir çeşit tuz olduğunu ve bebekler tarafından tüketilmemesi gerektiğini ayrıca vurguluyor. Tuz ve şekerin zararları artık biliniyor.


Bu durumda ek gıdaya geçişte hem tuzdan uzak durmalı hem de meyvelerde ciddi oranda şeker olduğu için meyveleri de dikkatle seçmek gerekiyor. Bebeğin hem şeker ve kalori alımını arttırmamak, hem de tat algısını yüksek tatlı eşiğinden başlatmamak için meyveleri özenle seçmek şart.

Ek Gıdaya Geçişte Yoğurt Harika Bir Çözüm

Bayburtluoğlu, “Yoğurt ve kefir iyi birer ek gıdadır. İlk günlerden itibaren verilebilir. Kendiniz mayalamayı tercih ederseniz mayalama ortamının ve aletlerinin son derece temiz ve kalıntısız olmasına dikkat etmelisiniz.

Çok kaynamış sütten daha koyu yoğurt çıksa da sütün fazla kaynaması besin öğelerini azaltacağı için eğer çiğ süt kullanıyorsanız bir taşım kaynatıp hemen mayalamak, eğer pastörize süt kullanıyorsanız sadece mayalama sıcaklığına (yaklaşık elinizin dayanacağı sıcaklıklar) kadar getirip mayalamanız yeterli olacaktır.” diyerek evde kendi yoğurdunu yapan anneleri uyarıyor.

Ek Gıdaya Geçişte Alerji Riski ve 3 gün Kuralı

Makarna Lütfen! Kurucusu ve Gıda Mühendisi Bayburtluoğlu; “Alerji riski düşük elma gibi meyveler, kabak ve havuç gibi sebzelerle başlayacağınız ek gıdaya geçişte her bir gıda için başlangıçta ayrı bir zaman belirlemeniz önemlidir. Burada 3 gün bekleme kuralı bebeğinizin alerji gösterip göstermeyeceğini anlamanız için düşünülmüş bir olgu.

Örneğin kabaklı ve pirinç unlu sebze çorbası ile başladığınızı var sayalım. 3 gün sonra bu çorbaya patates, 3 gün sonra havuç ekleyebilirsiniz. 3 gün içerisinde bebeğinizde herhangi bir alerjik reaksiyon, bir rahatsızlık ve bir anormallik olmazsa eklediğiniz sebzeyi artık rahatlıkla verebileceğiniz anlamına gelir. Ani gelişebilecek şiddetli ya da değil; herhangi bir değişiklikte hemen çocuk doktorunuzu arayın ve danışın.” diyor.

Hangi Ayda Bebeklere Hangi Besinler Verilmeli?

Gıdaların çoğu bir yaşından sonra tüketilmektedir. Öncesinde hangi sebzenin, hangi meyvenin bebeğin hangi ayda verilebileceğini öğrenmeniz iyi olacaktır. Örneğin domates ülkemizde çok sevilen bir sebze/meyve olsa da alerji yaratabilmesi sebebiyle 8. aydan sonra verilmesi tavsiye edilmektedir. Kimi doktorlar alerjik bebekler için 1 yaşa kadar domatesi önermezler.

Bir yaşından küçük bebeklerin bal tüketmesi son derece tehlikelidir. Balda çok az miktarlarda bile olsa bulunabilecek bir bakteri, bir yaşından küçük bebeklerin sindirim sistemlerinin kaldıramayacağı bir bakteridir. Aksini çevrenizden duysanız da bal bir yaşından önce çocuklar için güvenli değildir.

Bir yaşından küçük bebeklere kepekli ürünler verilmemelidir. Tahıllardaki kepek, gıdalarla beraber alındığında demir emilimini olumsuz etkilediği için bebek beslenmesinde kepeğin yeri yoktur. Tam tahıllar, unlar ve tam tahıllı ürünler ortalama %10-15 civarında kepek içerirler. Bebeğinizin ilk tahılları pirinç unu, yulaf unu, irmik ve bunların karışımları olabilir.

Bebeğinize 8. aydan sonra ruşeym yani buğday özü verebilirsiniz. Son derece besleyicidir. Bir yaşından önce her şey pişirilerek verileceği için muhallebileri, çorbaları koyulaştırmak için irmik yerine rüşeym kullanabilirsiniz. Bebeğinizde bir demir eksikliği, kansızlık ya da anemik bir durum yoksa 8. aydan sonra tam tahıllı mamalara, çorba ve ekmeklere başlayabilirsiniz.

Beyaz undan, pirinç unundan ya da sadece irmikten yapılan gıdalar bebeğinizin tat algısını ileride rafine ürünlere daha kolay kaydırabileceğinden dolayı tam tahıllı ürünlerle çocuğunuzu erken tanıştırmanız hayatının geri kalanı için önem arz etmektedir.

Bebeğinize Ek Gıda Verirken Bu Listeden Faydalanabilirsiniz

Makarna Lütfen! Kurucusu ve Gıda Mühendisi Tuğba Bayburtluoğlu; www.makarnalutfen.com’da “Ek Gıda” kategorisinde;


“Organik mercimek, nohutlu sebze çorbası, karışık otlu erişte, karışık sebzeli makarna, karışık sebzeli arpa şehriye, bebek tarhanası, bebek ekmeği karışımı, bebek muhallebisi karışımı, kendinden tavuklu tel şehriye, havuçlu bebek çorbası, pancarlı erişte, brokoli ve ıspanaklı makarna, keçiboynuzlu bebek bisküvisi, siyez tarhanası, tuzsuz anne köftesi karışımı” gibi titizlikle hazırladıkları ve annelerin güvenle kullandıkları gıdalar olduğunu belirterek tüm yeni annelere ek gıdaya geçiş sürecini sağlıklı, temiz, kolay hazırlanan ürünlerle kolaylaştırmaya çalıştıklarını ifade etti.

Bebek bakımı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.