Bebek bakımı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar

Doğum sonrası bebeğini kucağına alan anne ve babaların kafasında pek çok soru dolaşır. Geçmişten günümüze aktarılan birçok bilgi, çevre yönlendirmeleri de bebek bakımı sırasında ebeveynleri zor duruma düşürebilir.

Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ bebek bakımıyla ilgili doğru bilinen yanlışları anlattı.

Bebek 40 günlük olana kadar dışarı çıkılmaz

Bebeğin ve annenin kırk gün dışarı çıkmaması geleneksel bir uygulamadır. Çok eski çağlarda anne ve bebeğin en hassas olduğu dönemde muhtemelen hastalıklardan korumak için uygulanmış. Bebek ve anne kendini toparlayıp, emme aralıkları düzene girdikten sonra, dışarıya çıkabilirler. Öncelikle hava koşulları göz önüne alınarak giydirilmelidir. Açık havada gezinmek her zaman daha iyidir.


Alışveriş merkezleri gibi kapalı, kalabalık ortamlardan kaçınılmalıdır. Rüzgarda kalmamalı, aşırı sıcak havada ise dışarıda kalma süresi kısaltılmalıdır. Güneşli havalarda 10-15 dakika ile başlanarak, süre artırılarak bir saate kadar çıkılabilir. Ancak yeni doğmuş bir bebeği uzun saatler dışarıda tutmak, kalabalık içinde uzun süreler bekletmek, diğer insanlarla yakın temasta bulunmak hasta edebilir. Çünkü yeni doğan bebekler oldukça hassastır. Bebeğin diğer insanlarla temas edeceği durumda bebeği kucağına alacak kişinin hasta olmaması, ellerini yıkaması, temiz olması gerekir.

Göbek düşene kadar banyo yapılmaz

Yenidoğan bebeğin göbeği 5 ile 10 gün arasında kendiliğinden düşer. Göbek ıslak kalmazsa kendiliğinden daha çabuk düşer. Bu nedenle sık pansuman yapmaya gerek yoktur.Banyoda ıslatılması hem göbeğin düşmesini geciktirir hem de uygun olmayan koşullarda banyo yaptırılırsa mikrop kapabilir. Bu nedenle göbek düşene kadar banyo önerilmez. Ancak koşullar uygun ise yaptırılmasında sakınca yoktur.

Banyo sonrası göbek steril gazlı bezle silinmeli ve açık bırakılarak kuru kalması sağlanmalıdır. Eğer yıkama konusunda çok kuşkuda kalınırsa silme tarzında banyo yaptırılabilir. Veya başını ve poposu yıkar, gövdesini silinebilir. Göbek çevresinde kızarıklık, akıntı, kötü koku veya kanama gözlenirse mutlaka doktorla görüşülmelidir.


Şekerli su sarılığa iyi gelir

Yaklaşık 50 yıl önce bebeklere şekerli su verildiğinde sarılığı olmayacağı veya daha hafif geçeceği inancı vardı.Daha sonra yapılan çalışmalarda hiçbir faydası olmadığı hatta zararlı olduğu gösterilmiştir. Anne sütü ile beslenen bebeğe dışarıdan su verilmesi anne sütünün yararlılığını azaltır.Bu nedenle anne sütü alan bebeğe su bile verilmesi doğru değildir. Hele yetişkinler için zararlı olan bir maddenin bebeğe verilmesi hiç düşünülmemelidir.

Sarı giydirirsen sarılık olmaz

Sarılığın nedeninin belli olmadığı dönemlerdeki batıl inançlardan biri. Kandaki alyuvarların parçalanması ile oluşan sarılığa neden olan bilirubin maddesinin ortaya çıkmasına veya vücuttan atılmasına bebeklere giydirilen giysi veya üzerine, yüzüne örtülen sarı örtülerin hiçbir etkisi olamaz. Ancak, sarı örtü veya giysi bizim gözümüzü yanıltabilir. Bebeğin vücudu veya yüzü daha sarı görülür.

Formül mama ile beslenen bebeğe su verilir

Formül mamalar ilk kullanılmaya başlandığında yoğunlukları anne sütüne göre daha yoğundu. Formül mama alan bebeklere su verilmesi de önerilirdi. Ancak, son yıllarda formül mamalar çok geliştirilmiş, içerik ve yoğunlukları anne sütüne çok yaklaşmıştır. Bu nedenle, mama ile beslenen bebeklere diğer ek gıdalara geçilmediyse su verilmesine gerek yoktur. Ancak çok sıcak aylarda ishal gibi hastalık varsa verilebilir, almıyorsa zorlanmaz.

Bebeğe gece mama verelim, hep beraber rahat uyuyalım

Anne sütü mideyi daha erken terk ettiği için bebekler daha sık acıkır, daha sık aralıklarla emmek ister. İlk aylarda geceleri de sık uyanır emerler. Bebek sık uyanıyor diyerek mama verilmesi doğru değildir. Anne sütü dışında bebeğe her verdiğimiz gıda bebeğin anne sütünden yararlanmasını azaltır. Veya dışkılama düzeni değişir, kabızlık olur. Biberon ile emmek daha kolay olduğundan annesini emmeyi bırakabilir. Varsın sık uyanalım ama bebeğimiz sağlıklı beslensin, sağlıklı büyüsün.

Hıçkırık tutan bebeğe limonlu su verilir


Hıçkırık, diyafram denilen, göğüs kafesiyle karnı ayıran zarın irritasyonuyla oluşur. Yenidoğan bebeklerin mide kapasitesi küçüktür. Emme sırasında mide dolup gerilmeye başlayınca diyafram uyarılır ve hıçkırık başlayabilir. Hıçkırık zararlı değildir, özellikle yeni doğanlarda normal bir durumdur. Tekrar emzirilmesi veya kaşıkla anne sütü verilmesi iyi gelir. Bir iki damla da olsa bebeği kusturabilir.

Sarılmak bebeklerin DNA’sını değiştiriyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.