Erken teşhis edilen kanser, kanser değildir!

Erken evrede teşhis edilen kanserin tedavi edildiğini belirten uzmanlar, risk faktörlerinden uzak durulması, gerekli kontrol ve taramaların yapılmasının son yıllarda kanser ölüm oranlarında azalmalar sağladığına dikkat çekiyor.

Kanserlerin % 60-90’ının çevresel faktörden kaynaklandığının düşünüldüğünü belirten uzmanlar, sigara ve alkolden uzak durulmasını, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi ve rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biri olan kanser hastalığına dikkat çekmek amacıyla Türkiye’de her yıl Nisan ayının ilk haftası Kanserle Savaş Haftası olarak kabul ediliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şerafettin Özer, kanserde erken tanının önemine işaret etti.


Erken teşhis ile kontrol edilebilir

Op. Dr. Şerafettin Özer, bir kanserde ilk ya da tamamlayıcı cerrahi tedavinin, gerektiğinde normal dokuların ve bölgesel lenf bezlerinin yeterli mesafe bırakılarak birlikte tümörün bütünü ile çıkarılmasını kapsadığını belirterek “Tedavinin birincil hedefi lokal ve bölgesel kontroldür. En basit anlaşılır tanımı ile büyümeden, yayılmadan, sisteme katılmadan, uzak organlara ulaşmadan ortadan kaldırılmasıdır. Sonrasında ise hastalığın tedavisi kişiselleştirilerek tümörün yapısı, vücudun immün tepkileri ve tümör mikroçevresi ile ilgili bilgilere göre yürütülmesidir. O nedenle erken teşhis edilerek kontrol edilebilir, çıkarılabilir, temizlenebilir zamanda ortadan kaldırılması çok önemlidir” diye konuştu.

100’den fazla türü var

Her ne kadar 100’den fazla kanser çeşidi olsa da oluşması ve çoğalmasını sağlayan sekiz temel değişim ortaya konulmuştur” diyen Op. Dr. Şerafettin Özer, bu değişimleri şöyle sıraladı:

– Normalde herhangi bir yara iyileşmesi, onarım gibi durumlarda o hücrelerde kontrollü bir çoğalma oluşarak yeteri kadar doku yapılır. Bu çoğalma sinyallerinin kendi kendine oluşması, özerklik göstermesi.

– Bu çoğalma yeterli seviyeye ulaştığında bu büyümeyi engelleyen sinyaller yolu ile büyüme durdurulur. Büyümeyi engelleyen sinyallere duyarsızlık oluşması.

– Dokulardaki hastalıklı hücrelerin yok edilmesi için olan planlı hücre ölümünden kaçış.

– Sınırsız çoğalma potansiyeli.

– Damarlanma ve yayılım.

– Uzak organlara gitme.

– Beslenmesinin enerji metabolizmasının yeniden programlanması.

– İmmün yıkımından kaçış.


Erken teşhis ilerlemeyi durduruyor

Op. Dr. Şerafettin Özer, “Bu özellikleri bulunan kanser için erken teşhis dördüncü aşama sırasında iken sisteme ulaşmadan ortadan kaldırılabilecek, kanserin diğer özelliklerini kazanamadan durdurulmasını sağlayacak en uygun tedavi imkanı sağlar” diye konuştu. Hastalığın oluşumuna genetik ve çevresel faktörlerin etkisi olduğunu ifade eden Op. Dr. Şerafettin Özer, şunları söyledi: “Kanserlerin % 5-20’si genetik faktörlerden kaynaklı olarak genetik kanserin varlığına işaret eden faktörler olarak düşünülmektedir.”

1.Normalden genç yaşta gelişimi

2.Birden fazla yerde başlamış olması

3.Daha az etkilenen cinsiyette görülmesi

4.Aynı kanser türünün akrabalarda kümelenmesi.

5.Kanserin mental retardasyonla beraber olması.

İnşaat yıkım alanları kanserojen etki yapıyor

Şu an kanserlerin %60-90’ının çevresel faktörden kaynaklandığının düşünüldüğünü belirten Op. Dr. Şerafettin Özer, çevresel etkenleri şöyle sıraladı:

“Benzidin, benzopiren, kömür katmanı sahası, benzen, etilen, oksit, formaldehit, silgi üreten sanayi, ressam gibi mesleki meziyet, sülfür gibi kimyasallar, yabancı maddeler nedeniyle sürekli irritasyon, insanlarda uzun süre iyileşmeyen yaralar, yanıklar, inflamatuar barsak hastalıkları, Helicobacter pilori, gastrit, asbestos lifleri, silika (inşaat yıkım alanları), sigara dumanı, radyasyon, hepatit B-C, HIV, Epstein-Bar gibi virüsler, aflatoksin ile kontamine yiyecekler. Genetiği ile oynanmış gıdalar, varoluş özellikleri değiştirilmiş yiyecekler kanserojen etkilere sahiptir.” Op. Dr. Şerafettin Özer, kadınlarda menopozda hormon replasman tedavisi gibi fizyolojik denge bozucu uygulamaların da çevresel risk faktörleri içerisinde yer aldığını söyledi.

Kanser türleri kadın ve erkekte farklılık gösteriyor

Kanser türlerinin kadın ve erkekte görülme oranlarının farklılık gösterdiğini kaydeden Op. Dr. Şerafettin Özer, “Erkeklerde en fazla görülen 5 kanser türü; %28 prostat, %14 akciğer, solunum yolları, %9 kolon rektum, %7,8 mide, %6 üriner mesanedir. Kadınlarda en fazla görülen 5 kanser türü ise %29 meme, %14 akciğer, solunum yolları, %9 kolon rektum, %6 uterus korpus, %6 tiroid olarak görülmektedir” diye konuştu.

Ölümcüllük oranları farklılık gösteriyor

Op. Dr. Şerafettin Özer, “Cinsiyete göre belirli farklılık bulunmaktadır. Bu kanserlerin ölümcüllük oranları, görülme oranlarından farklıdır. Organın yeri erken teşhisi etkilemektedir. En fazla ölümcül olan kanserler her iki cinste de akciğerler ve solunum yolları kanserleri birinci sıradadır. İkinci sırada erkeklerde prostat, kadınlarda meme, üçüncü sırada erkeklerde karaciğer kadınlarda kolon-rektum kanserleri gelmektedir” şeklinde konuştu.

Erken evrede teşhis edilen kanser tedavi edilebilir

Önlenebilir kanser sebeplerinin birinci sırasında sigara, ikinci sırada ise obezite geldiğini vurgulayan Op. Dr. Şerafettin Özer, “Erken evrede teşhis edilen kanser tedavi edilmektedir. Risk faktörlerinden uzak durulması, gerekli kontrol ve taramaların yapılması, son yıllarda kanser ölüm oranlarında azalmalar sağlamıştır. 2005 yılından beri her yıl % 1.5 oranında kanser ölüm oranlarında azalma kaydedilmiştir. Son 20 yılda ölüm oranları kolektreral kanser, kadın meme kanseri, erkek akciğer kanseri için %30’dan fazla ve prostat kanseri için %40’tan fazla düşüş görülmüştür. Bu düşüşler erken teşhis ve tedavideki ilerlemeleri yansıtmaktadır” diye konuştu.

Erken teşhis kanseri kanserlikten çıkarır


Op. Dr. Şerafettin Özer, uyarılarını ve önerilerini şöyle sıraladı:”Kanserin azalmasını sağlamak, risk faktörlerini bilmek, uzak durmak ve gerekli kontrol ve taramaları yapma bilincine ulaşmak, belirtiler görüldüğünde, şüphelenildiğinde en kısa zamanda hekime müracaat etmek ve varsa gerekli işlemi yapmakla mümkündür. Kolorektal kanser insidansındaki düşüşler temelde kanser öncüsü poliplerin çıkarılmasına olanak tanıyan taramalardaki kolonoskopik tetkiklerle olmuştur. Sigara, tütün kullanmamak, obeziteyi önlemek, kanser görülme oranını en fazla azaltacak uygulamalardır. Bu nedenlerle erken teşhis kanseri kanserlikten çıkartır diyoruz.”

Kanserlerin tedavisinde İnterstisyum ve insan vücudunda 3 büyük keşif


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.