10 dakikalık seçim konuşmaları artık neden yok?

Neredeyse tüm yazılı ve görsel medya öyle veya böyle teslim alınmış bir ülkeyiz. Tek taraflı, aynı bakış açısı ile yayın yapan kocaman bir medya gücü yönetenlerin neredeyse lavaboya gidiş ve gelişlerini dahi yayınlamak üzere konuşlanmış durumdadırlar.

trt 10 dakikalık seçim konuşmaları artık neden yok?

Yaşı ilerlemiş olanlar daha iyi bilirler. Yakın tarihlere kadar süren bir geleneğimiz vardı; “Seçim Konuşmaları”…

30, 40 hatta 50 yıl öncesi merakla izlediğimiz veya dinlediğimiz “partilerin seçim konuşmaları” artık yok… Bir hafta ya da bir ay, günde 10 dakikalık konuşmaya ve halkın farklı şeyler duymasına dahi tahammül ve izin yok!

Çünkü yönetenlerin 10 dakikalık seçim propaganda konuşmalarına ihtiyacı yok.

Bu basit gibi görünen ve esasen de seçmen üzerinde tercih yönünden pek etkisi olmayan uygulama “demokrasi kültürü” açısından son derece önemliydi.


Hiç bir yayın organında sesini duyuramayan, evlere ulaşma şansı olmayan ve farklı şeyler söyleyen kişi ve partiler için bu son derece insani ve demokratik bir uygulamaydı.

Dünya ve Türkiye ekonomik sisteminin bağlı olduğu üst ekonomik oluşum yani “finans-kapital”, yani “emperyalim oligarşisi” iletişim teknolojilerinin son derece geliştiği bu dönemde dahi farklı görünen ama aynı iki kutuplu/seçenekli bir düzenden yana. Bunun dışında kendisini zorda bırakacak ekonomik farklı hiçbir reçete, öneri ve seçeneğe izin vermediği gibi, bunların seslendirilmesine dahi sıcak bakmıyor.


Her alanda ve her şeyde farklılıklar sürekli pompalanırken, üretim, tüketim ve mülkiyet ilişkilerinde farklı gelişmelere asla izin yok. Düşünebilir ve hatta ifade edebilirsin. Yazarak ve konuşarak kendi dar grubun içinde çalışabilirsin. Ama geniş halk kitlelerine ve özellikle toplumsal sınıfa bunları ulaştıramaz, onları etkileyemez ve düzeni bozma yönünde etkili olamazsın. Böyle olduğu sürece parti dahi kurabilirsin. Ama “marjinal” olmayı kabul etmek koşulu ile.

Gelişmiş tüm batı ülkeleri ve ABD’de durum bundan ibarettir. Siyasetin para ve güç ile yapılabildiği bir demokrasi, geniş halk kitlelerinin, ikisinden birini seçmesi gerektiği üzerine kurulu bir demokrasi anlayışını yerleştirmiştir.

İş bize gelince bu anlayışın bize sirayet edişi, sömürge ve pazar ülkelerine sirayet edişinde olduğu gibidir. Yerelliğin etnik kültürünü, iktidar olma amacına, yine yerelliğin inanç kültürünü iktidar olma aracına çeviren bir “demokratik toplumsallık” ile taçlandırarak, sözde gelişmişliğimizi siyaset ve politika kültürü açısından 30, 40, hatta 50 yılın gerisine düşürmüş durumdadır.


Sınıf partileri kurabilirsiniz. Ama sınıfın partisi olamazsınız. Hele hele sınıfın iktidarı asla olamazsınız.

Ana akım haber siteleri TAMAM trendini görmedi!