Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kendisinin aday gösterilmesi ile ilgili sözlerine sert tepki gösterdi: “Söyleyecek sözün varsa mikrofonu babana ver.”
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın “Bu ülkenin değerleriyle kavgalı birisini aday yaptılar. İşte Demirtaş’ın özgürlüğünden bahseden, hiçbir hayatta başarısı olmayan, ekonomiden falan zerre kadar anlamayan biri oldu. Böyle bir muhalefetle de baş başa olduğumuz için de ben ayrıca çok üzgünüm.” sözlerine yanıt verdi.
Muharrem İnce Twitter’dan şunları söyledi:
“Bilal Erdoğan otur oturduğun yerde. Türkiye bir hanedanlık devleti değildir! Söyleyecek sözün varsa mikrofonu babana ver, o söylesin! Hem çoluğu çocuğu siyasete karıştırmayın diyorlar, hem de çoluğa çocuğa açıklama yaptırıyorlar.”
Bilal Erdoğan otur oturduğun yerde. Türkiye bir hanedanlık devleti değildir! Söyleyecek sözün varsa mikrofonu babana ver, o söylesin! Hem çoluğu çocuğu siyasete karıştırmayın diyorlar, hem de çoluğa çocuğa açıklama yaptırıyorlar.
— Muharrem İNCE (@vekilince) 7 Mayıs 2018
Bilal Erdoğan ne demişti?
Bilal Erdoğan, “Yeni Sistemin Getirdikleri; Neden Böyle bir Sisteme İhtiyaç Duyuldu” isimli konferansta; “Böyle bir muhalefetle de baş başa olduğumuz için de ben ayrıca çok üzgünüm. Bu sistem inşallah muhalefeti de dönüştürür” diye konuşmuştu.
Bilal Erdoğan, konferansta yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
“Biz şu 16 Nisan’ı başardık ya Allah’ın izniyle Türkiye’nin önünde çok daha ön görülebilir bir dönem var. Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkan rakibin yani 15 yıldır devamlı seçim kaybeden partinin devamlı seçim kaybeden genel başkan adayı olmasından bunu anlıyoruz. Gel bakalım ‘Muharrem’ diyen. Böyle bir aday yani. Bunlar çok trajikomik. Böyle siyaseten atışma olsun diye söylenince çok şık olmuyor ama dayanılmaz bir durum bu. İnanın Abdullah Gül üzerinde anlaşsalardı bile çok trajikomikti. Çok acıklıydı durum”
Bilal Erdoğan: Bu sistem inşallah muhalefeti de dönüştürür
“Muhalefet işi ayağa düşürmüş durumda. Aslına bakarsanız hükümet sistemine inanmadıkları için kazanamayacaklarını bildikleri için de çıkamıyorlar, mertçe bir mücadele ortaya koyamıyorlar. ‘Yok efendim Cumhurbaşkanının 100, 500 yardımcısı olacak’, böyle şeylere de giriştiler. ‘Cumhurbaşkanı partili olacak. Ben cumhurbaşkanının partili birisi olmamasını tercih ederim. Çünkü o bütün milletin cumhurbaşkanı olacak.’ Yani var ya sen ülkenin başına gelemiyorsun diye anlamıyorsun ama gelsen sadece CHP’nin mi başbakanı, cumhurbaşkanı olacaksın? Bunu mu demek istiyorsun.
Bunu demek istiyor, zaten onun için sapına kadar CHP’li, sapına kadar maalesef bu ülkenin değerleriyle kavgalı birisini aday yaptılar. İşte Demirtaş’ın özgürlüğünden bahseden, hiçbir hayatta başarısı olmayan, ekonomiden falan zerre kadar anlamayan biri oldu. Böyle bir muhalefetle de baş başa olduğumuz için de ben ayrıca çok üzgünüm. Bu sistem inşallah muhalefeti de dönüştürür. Yavaş yavaş mesela, cumayı kılarken CHP’liler dışarıda beklemiş falan, böyle bir halkının değerleriyle barışma görüntüsü oluşturmaya çalışıyorlar. Bu işte bu sistemin getirdikleri. Sen milletin bayram namazını dahi iştirak edemeyen bir zihniyetle bu ülkenin değerleriyle buluşamazsın be kardeşim. Bazen dincilik, gericilik, yobazlık diyorlar ama artık cuma namazı kılmak bu milletin geleneği. Cuma kılmak ne dincilik, ne gericilik. Eskiden kalkıp şehidin cenazesinde bile saf tutamayanlar vardı. Nerelerden nerelere geldik. Bir milletin değerleri, geleneği inancıyla şekillenir mi, şekillenir. Bugün Rum Ortodoks Patriği bile ‘Selamün aleyküm, aleyküm selam’, inşallah, maşallah diye konuşuyor ya. Müslüman mı yani? Dolayısıyla bu milletin değerleriyle kavgalı olanlara bu siyasette millet alan açmayacak, bu yeni sistemin özeti bu.”