Babalar Günü: 8 madde ile babalara altın öneriler

Her yıl, Haziran ayının üçüncü Pazar günü, Babalar Günü olarak kutlanıyor. Bu özel günde babaların çocukları ile olan iletişimlerini geliştirmeleri için altın değerinde 8 madde sunduk.

Babalar Günü

Babalar Günü: 8 madde ile babalara altın öneriler

Uzmanlara göre “baba” figürü, çocuğun ruh halinin şekillenmesinde en önemli faktör. Şiddet gösteren bir baba, çocuklarının da şiddete eğimli bir şekilde yetişmesine neden olurken, gücünü sevgisi ile gösteren baba ise çocuklarının sevgi dolu ve özgüvenli bireyler olarak yetişmesini sağlıyor.


Babalar Günü’nde 8 madde ile babalara altın öneriler

Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, babanın ailedeki rolünü ve çocuğun gelişimi üzerindeki önemini anlattı.

1- Çocuğun ilk modeli: Anne ve baba

Çocuğun hayatında ilk örnek aldığı kişiler anne ve babasıdır. Çocuklar ebeveynlerini taklit ederler ve onlar gibi olmaya gayret gösterirler.

Evde sorunlar karşısında şiddete uğrayan bir anne varsa eğer, erkek çocuk da sorun çözme yönteminin bu şekilde olduğunu öğrenir ve kendi kurmuş olduğu ailesinde de benzer şekilde davranışlar sergileyebilir. Kız çocuk için ise erkeklerin güvenilmez, zarar verici bir cinsiyet olarak algılanabilir, adil dünyaya karşı olan temel güvenini yitirmesine neden olabilir.

2- Sevgi ile bağ kurmak

Babadan göremediği sevgi ve şefkati görmek için, kendinden yaşça büyük kişilerle duygusal ilişki kurarak sağlamaya yönelebilir. Koruyan, kollayan, gücünü şiddet ile gösteren değil de, sevgi ile perçinleyen bir babanın evlatları da kendi kuracakları yuvada benzerlerini gösterecektir. Bu da aslında dünyanın daha yaşanılabilir olmasında biz ebeveynlerin rolünün ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.

3- Çocuk, dış dünyayı ilk kez babası ile fark ediyor

Bebeğin dünyada bir başkasının da olduğunu fark ettiği ilk kişi “baba” figürüdür. Çoğunlukla bu anne olarak bilinir fakat bebek kendisi ile annesini bir ‘bütün’ olarak görür. Dolayısıyla babanın aktif varlığı, dış dünyaya karşı ilk tanışmayı, haliyle dünyanın güvenilecek bir yer olduğunu ona gösterir. Diğer insanların varlığı, babadan almış olduğu sevgi, olumlu iletişim ve koşulsuz kabulle paraleldir.


4- Baba ile iletişimi olmayan çocuk, paylaşmayı öğrenmekte güçlük çekiyor

Aile içinde tek iletişimi anne ile olan çocuk, paylaşmayı öğrenmekte güçlük çekecektir. Kendisini anneden ayrı bir birey olarak görmeye başladığında, ilk paylaşım baba ile birlikte anneyi paylaşmaktır. Kardeş olduğu zaman paylaşım öğrenilmekten ziyade, olumlu aile ilişkilerinin kurulduğu, sevgi haritalarının oluşturduğu bir aile de pek tabii paylaşımı öğretecektir.

5- Çocuk psikolojisini ve gelişimini anlamak

Freud’a göre cinsel kimliğin gelişimi 6 yaşa kadar tamamlanmaktadır. Bu yaşlar içerisinde erkek çocuk babayı, anneyi elde etmek için rakip olarak gördüğünü ifade eder. Fakat babaya olan sevgisi ve onu daha güçlü bir figür olduğunu düşünmesiyle birlikte ‘özdeşim’ kurma başlar ve rekabet yerini hakikatle doldurur.

Yine aynı kuram, anneden güveni, babadan güç ve kontrolü öğrendiğini iddia eder. Bu kontrolün sağlayacağı ilk figürün yani babanın tutarsız davranışları, gelecekte kuracağı ilişkileri de zedeleyecektir” şeklinde konuştu.

6- Baba ile kurulan sağlıklı ilişki, ruh halini iyileştiriyor

Baba ile kurulan sağlıklı ilişki ile sağlıklı bir ruh hali meydana gelmektedir. Sadece çocukluk dönemi değil, yetişkinlikte de iletişimin kuvvetli olması birçok sorunun üstesinden gelmeye yardımcı olmaktadır. Her zaman desteğini, varlığını hissettiren, koşulsuz sizi kabul edecek birinin olduğunu bilmek, olumsuzluklar içerisinde de babadan duyulacak olan ‘yanındayım’ kelimesinin ne kadar büyük anlam taşıdığını unutmamak gerek.

7- Babadan takdir görmek, çocuğun özgüvenini artırıyor

Her çocuğun gözünde baba güçlü, her işin üstesinden gelen, dünyanın en zeki insanıdır. Babayı bu kadar kutsallaştırmış biri, ondan takdir gördüğü zaman girmiş olduğu her işinde ‘üstesinden gelebileceği’ mesajını alır. Bu çocuğun kendine olan güvenini artıracağı gibi hem sosyal hem de akademik yaşantısında faydalarını görecektir.

8- Özgüveni düşük olan kişi, mutlu olamıyor


Özgüven ve mutluluk birbiriyle paralel kavramlar. Özgüveni düşük olan birinin mutlu olması pek mümkün değildir. İnsanı nelerin mutlu ettiğini bir düşünelim; mesleki veya akademik başarılar, olumlu sosyal, duygusal ilişkiler en temelleridir. Haliyle özgüven sahibi olan kişi, mutluluğun da anahtarını edinmiştir.

Anne babalar çocuklarını kendileri arasında taraf seçmeye zorlamamalı!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik hiçbir oluşumun parçası değildir.