Kadir Has Üniversitesi 2018 dış politika kamuoyu algıları araştırması

Kadir Has Üniversitesi’nin “Dış politika kamuoyu algıları araştırması 2018 sonuçları” açıklandı. Bulgulara göre; Suriye en önemli sorun. ABD temel tehdit, Avrupa Birliği üyeliğine ise vatandaşın desteği artıyor. Türkiye yüzde 56 için İslam Devleti, yüzde 19 için Avrupa ülkesi. Terörle mücadelenin dış politika sorunu olarak görülmesinde ise ciddi oranda azalış dikkat çekiyor. 

Kadir Has üniversitesi 2018 dış politika kamuoyu algıları araştırması

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Merkezi’nin her yıl gerçekleştirdiği “Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması”nın 2018 yılı sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, Türk kamuoyu Azerbaycan’ı Türkiye’nin en yakın dostu olarak görüyor; ABD ise Türkiye’ye tehdit oluşturan ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor. Son dönemde Türkiye’nin öncelikli gündeminde Suriye sorunu ve İsrail ile ilişkiler bulunuyor.

Türkiye’nin nüfus yapısını temsil eden 26 ilde 18 yaş üstü bin kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen ankette, Türkiye’nin başta Suriye, İsrail, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile ikili ilişkileri olmak üzere, Türk dış politikasına yön veren gelişmeler hakkında sorular soruldu.


Dış politikada en büyük sorun bu yıl Suriye oldu!

Kadir Has Üniversitesi’nin araştırma sonuçlarına göre; terörle mücadelenin dış politika sorunu olarak görülmesinde ciddi oranda azalış dikkat çekiyor. Suriye sorunu, bu sene Türk Dış Politikası’nın en önemli sorunu olarak algılanıyor. Filistin-İsrail arasında gerilimin yükselmesinin de etkisiyle, İsrail ile ilişkiler ciddi orandan bir artışla dış politika sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

Terörle mücadeleyi sorun olarak görenlerin oranı yüzde 30 azalarak yüzde 14,1’e gerilerken, Suriye sorunu Türk Dış Politikası’nın öncelikli gündemi olarak görenlerin oranı yüzde 26’ya yükseldi. İsrail ile ilişkilerin dış politika sorunu olarak görülmesinin oranı ise neredeyse 3 kat artarak yüzde 8,3’den yüzde 24,2’ye çıktı.

Bu yıl da en yakın dost Azerbaycan, en büyük tehdit ise ABD

‘Türkiye’nin en yakın dostu hangi ülkedir?’ sorusuna katılımcılar geçen yıla göre yüzde 12’lik düşüşle yine ‘Azerbaycan’ yanıtını verdi. Geçen yıl yüzde 71,3’lük kesim Azerbaycan’ı ‘en yakın dost ülke’ olarak nitelendirirken, bu yıl ankete katılanların yüzde 59’u en yakın dostumuzun Azerbaycan olduğunu ifade etti. ‘Türkiye’nin dostu yoktur’ diyenlerin oranı ise geçtiğimiz yılın oranı olan yüzde 17,2’den yüzde 22,5’a yükseldi. Bu durum, sosyolojik anlamda yalnızlığa, diğer bir deyişle “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” anlayışına işaret ediyor.

Türkiye için tehdit olarak görülen ülkeler seçeneğinde bu yıl da ABD yüzde 60,2’lik bir oran ile Türkiye için en büyük tehdit olarak karşımıza çıktı. İkinci en büyük tehdidi oluşturan ülke yüzde 54,4’lük kesim tarafından, geçen yıla kıyasla %17’lik bir artışla İsrail olarak belirtildi. AB ülkeleri, bu yıl yüzde 25,9’luk oranla Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturan ülkeler arasında üçüncü sırada yer alırken, Suriye’yi tehdit olarak görenlerin oranları yüzde 7,4 artarak yüzde 24,1’e yükseldi. Rusya’ya yönelik tehdit algısı ise düşüş eğilimini sürdürüyor.

Türkiye yüzde 56 için İslam Devleti, yüzde 19 için Avrupa ülkesi

Araştırmaya göre, ‘Türkiye İslam ülkesidir’ diyenlerin oranı yüzde 16,4 artarak yüzde 56,3 oldu. Türkiye’yi Avrupa ülkesi şeklinde tanımlayanların oranı ise bu yıl yüzde 13,3 azalarak yüzde 19,4’e, Orta Doğu ülkesi olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 4,1 azalarak yüzde 18,9’a geriledi.

Türk dış politikasının belirleyici kim?

Dış politikada temel belirleyici ve yürütücü kurum Cumhurbaşkanı olarak görülüyor. 2017 yılında yüzde 69,2’lik kesim ‘Sizce Türkiye’de dış politikayı hangi kurum yapar?’ sorusuna ‘Cumhurbaşkanı’ yanıtını verirken, bu yıl ankete katılanların yüzde 68,8’i Cumhurbaşkanı’nı temel belirleyici kurum olarak gördü. Dış politika yapımında Hükümet, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın etkisi ise azalıyor. Dışişleri Bakanlığı’nın etkisi artıyor.


ABD’nin güvenilmez ülke algısı devam ediyor!

Kamuoyu nezdinde, ABD’nin güvenilmez ülke algısı devam etmektedir. Fakat 2017’ye göre bu algıda yüzde 9,6 düşüş görülmektedir. ABD’nin düşman ülke algısının yaklaşık yüzde 10 arttığı ve yüzde 6,7’den yüzde 16,2’ye yükseldiği gözlemlenmektedir. Kamuoyunun oransal çoğunluğu, Türkiye ile olan ilişkileri açısından ABD’yi negatif değerlendirmektedir. ABD ile Türkiye arasında sorun görülme durumu ise 2015’ten bu yana artış eğilimini devam ettirerek en yüksek orana (%79,3) ulaşmıştır.

Rusya ile ilişkiler evriliyor

“Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl tanımlarsınız” sorusuna “işbirliği vardır” şeklinde yanıt verenlerin oranı yüzde 18,1 artarak yüzde 46,5’a yükselmiştir. Kamuoyu Türkiye ile Rusya arasında ‘enerji’ ve ‘turizm’ alanında işbirliği olduğunu ifade etmektedir. Türkiye ile Rusya arasında ilişkilerin düşmanca olduğunu düşünenlerin en önemli gerekçesi, Rusya’nın Suriye’de PYD/YPG güçlerine destek vermesidir.

Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları başarılı mı?

Anket sonuçları Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikaların başarılı bulunduğunu gösteriyor. Halkın yüzde 41,4’ü Suriye politikalarını genel olarak başarılı bulurken, Fırat Kalkanı operasyonu yüzde 53,5 ve Zeytin Dalı operasyonu yüzde 56 oranlarıyla halk tarafından desteklenmektedir.

Suriyeli sorunu

Suriye göçmenlerinden duyulan memnuniyetsizlik oranlarının 2017’ye göre artış gösterdiği gözlemlenmektedir. ‘Ülkeye gelecek göçmenlere sayı sınırı konulması’ politikasının geçen yıllara göre ivme kazandığı görülmektedir. Suriye göçmenlerinden duyulan memnuniyetsizlik geçen yıl yüzde 54,5 iken, bu yıl memnuniyetsizlik belirtenlerin oranı yüzde 61’e yükselmiştir.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine yönelik umutları artıyor!

Araştırmada dikkat çeken bir diğer unsur Türkiye halkının AB’ye üyelik sürecine verdiği destekte bu yıl artış yaşanması. Gelinen noktada Türkiye’nin AB üyeliğini destekleme oranı, yüzde 55,1 olarak belirlendi. Üniversite ve üzeri eğitim görenlerin AB sürecini destekleme oranı %60,4. “Türkiye AB’ye hiçbir zaman tam üye olamayacak” diyenlerin oranı 2015 yılında yüzde 47,6 idi. Bu oran geçen yıl yüzde 81,3’e yükselmişken bu yıl yüzde 71,5’e geriledi. Tüm olumsuz gelişmelere rağmen halk AB ile üyelik dışında alternatif bir modelde ilişki kurulmasını desteklemiyor ve AB ile müzakerelerin durdurulacağına inanmıyor.

Kamuoyunun yüzde 67’si Türkiye ile Yunanistan arasında sorun algılıyor

Yunanistan’ın siyasi açıklamalarının etkisi göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunun 2017’ye göre arttığı görülmektedir. ‘Sizce Türkiye ve Yunanistan arasında sorun var mı’ sorusuna evet cevap diye cevap verenlerin yüzdesi geçen yıla göre 13,3 artarak yüzde 67’ye yükselmiştir. Türkiye ve Yunanistan arasındaki en önemli sorun geçen sene Kıbrıs sorunu iken; bu sene Ege adalarının silahlandırılması olarak görülmektedir.

NATO üyeliği ve güvenlik konusu


Türk halkının %70’i Türkiye’nin NATO üyeliğini devam ettirmesi gerektiğini savunurken, Türkiye’nin uluslararası güvenliğini NATO desteği olmadan sağlayabileceğini düşünenlerin oranı %48’dir.

Türkiye’de en çok Suriyeli yaşayan şehirler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.