Birçok genç bu hafta sonu ilk defa sandık başına giderek 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde oy kullanacak. Peki, seçim yapmaya çalışmak, adayların seçim stratejileri ve ülkeye hâkim olan seçimin havası, ruh halimizi nasıl etkiliyor?
Hepimiz hayatımız boyunca birçok kez ve birçok konuda seçimler yapmak zorunda kaldık. Daha çocukluktan itibaren ‘Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı? Hangi takımı tutuyorsun?’ vb. gibi sorularla seçimler yapmaya yönlendirildik.
Çocukluğumuzdan bugüne kadar; iki takım maç yaparken bir tarafı seçtik, okulda, sınıfta, ya da kulüpte başkan seçtik, apartmanda, sitede yönetici seçtik, oturduğumuz mahallede, köyde muhtar seçtik, ilimiz, ilçemiz için belediye başkanı seçtik, ülkemizi yönetecek kişiyi seçtik.
Seçim yapanların yüzde otuzu kendi ideolojisi dışındaki adayı seçiyor
Uzman Klinik Psikolog Merve Saraçoğlu, seçim havasının ruh halimizi nasıl etkilediğini ve karar verme nedenlerimizi şöyle anlattı:
Genellikle insanlar, kendilerini yönetecek insanı seçerken, vaatleri ne olursa olsun büyük oranda kendileriyle aynı ideolojik yapıda olan adayı tercih ediyorlar.
Adayların seçim vaatlerinin yanı sıra diğer adayı kötülemeleri, seçmenlerin kafasında ‘iyi’ ve ‘kötü’ olarak iki seçenek oluşturuyor ve seçmenler kendilerine göre ‘iyi’ olanı tercih ediyorlar.
Boston Üniversitesi Psikoloji Laboratuvarı’nın yaptığı ‘seçmen kararları ve değişim’ çalışmasına göre; seçmenlerin %28’i kendileriyle aynı ideolojide olan aday yerine diğer adayı seçiyorlar.
Bunun nedeni olarak adayın; güven veren dış görünüşü ve abartılı olmayan mantıklı vaatler içermesi olarak belirtmişler. Bu çalışma doğru bir stratejiyle farklı görüşten seçmenlerin de ikna edilebileceğini gösteriyor.
Sosyal medya seçim hakkında bıkkınlık yaratıyor
Seçim hakkındaki haberleri eskiden, sadece televizyondan ve gazeteden öğrenirdik ve merakla, heyecanla süreci takip ederdik. Günümüzde sosyal medya ruh halimizi olumsuz etkileyebiliyor.
Sosyal medyanın çok etkin kullanılmasıyla birlikte doğru haberlerin yanında yanlış/eksik haberlerin de çok yaygın olması, seçimler konusunda ‘bıkkınlık, çok yoğun umut ya da umutsuzluk, endişe, öfke, değişim ihtiyacı’ gibi duyguların yoğunlaşmasına neden oluyor.
Soğukkanlılığı korumaya çalışmak, gerekirse gündemden biraz uzaklaşmak, sonuç her ne olursa olsun sakin kalıp karşı fikirlere de saygılı olmak bu süreçte yapılması gerekenlerdendir.