Bankacılık sektöründe tükenmişlik sendromu sebepleri araştırıldı

Bankacılık sektörü çalışanlarının çalışma koşulları ile duygusal tükenme seviyelerini etkileyen sebepler İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı’nda (İSGÜM) masaya yatırıldı.

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, İSGÜM ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı işbirliğinde ‘Ankara’da Özel Banka Çalışanlarının Çalışma Koşulları ve Tükenmişlik Sendromu’ raporu hazırlandı. Araştırmaya göre, fazla mesai yapılması, ekonomik sebepler, kişinin mesleği dışında bir uğraşının olmaması ile fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalmak çalışanın tükenmişlik seviyesini yükseltiyor. Ayrıca, sigara kullanan kişilerde de duygusal tükenmenin yüksek düzeyde olduğu görülüyor.

Çalışmanın önemine dikkati çeken İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Op. Dr. Orhan Koç, önümüzdeki süreçte bu araştırmanın çıktıları üzerinden alınabilecek tedbirleri kararlaştıracaklarını söyledi.


Yeni bakanlık bünyesindeki ilk etkinlik

Özel Banka Çalışanlarının Çalışma Koşulları ve Tükenmişlik Sendromu Semineri’nde söz konusu araştırma raporu sonuçları ilk kez kamuoyu ile paylaşıldı. Seminerde konuşan Genel Müdür Orhan Koç, bu seminerin yeni bakanlık bünyesinde gerçekleştirdikleri ilk etkinlik olması bakımından önem taşıdığını kaydetti.

Koç, “Her ne kadar özel bankalar ifadesi kullanılmış olsa da, buradaki çıktılar üzerinden bankacılık sektörüne benzer sektörlerin de hemen hemen aynı sorunları yaşadığını öngörebiliriz. Özellikle çalışma hayatındaki yoğunluk, mesainin uzaması, iş ortamındaki konfor gibi sosyoekonomik nedenler ile ücretler ve sorunlu iş hayatına devam gibi unsurların hepsi tükenmişliği tetikleyen sebepler aslında. Bunlar hemen hemen her sektörde oluşabilecek risklerdir” dedi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Naci Yıldız ise, çalışanın sağlığını koruma yükümlülüğünün işverende olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi:

“İş sağlığı ve güvenliğinin temelinde haklar ve bütünlükler var. Çalışanların sağlıklı ve güvenli ortamda çalışma hakkından hareket ederek kanunumuzun 44’üncü maddesi de çalışan sağlığını koruma yükümlülüğünü işverene veriyor. Ama Türkiye’nin öncelikli konularına baktığımızda toz, gürültü, kas iskelet sistemi derken psiko-sosyal etkenler biraz geri planda kalıyor. Bu anlamda ben İSGÜM’ü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’müzü kutluyorum. Rehberler, kitaplar hazırlamanın ötesinde araştırma boyutunda sonraki müdahalelere yönelik öneriler geliştirmek üzere bu çalışmaya ön ayak oldular. Araştırma sonucu taslak rapor olacak. Banka yetkililerini davet edelim onların da bu konuda görüşlerini alalım istiyoruz.”

Araştırmaya 17 özel bankadan 1183 kişi katıldı

Araştırma, bankacılık sektörü çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği ile psiko-sosyal durumunun fotoğrafını çekiyor. Ankara’da faaliyet gösteren 17 özel bankanın 138 şubesinden toplam bin 183 kişinin katıldığı araştırmanın sonuçlarından bazıları şöyle:

Fazla mesai yapanlarda tükenmişlik düzeyi daha yüksek

Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 48’i yani yaklaşık yarısı fazla mesai yaptığını söyledi. Raporda, fazla mesai yapanlarda tükenmişlik düzeyinin daha yüksek olduğu belirtildi.

Ekonomik sebepler de etkiliyor

Ayrıca, ailesinin aylık gelirini yetersiz bulanlarda da bu seviyenin daha yüksek olduğu kaydedilen raporda, “Banka çalışanlarının ücretlerinin ekonomik koşullar dikkate alınarak (yol, kreş yardımı, yemek ücretleri gibi) düzenlenebilmesi tükenmişlik düzeyinin düşmesine katkı sağlayabilir” diye belirtildi.


İş dışında bir uğraş ve hobi edinmek önemli

Meslek dışı uğraşı olmayanlarda kişisel başarı duygusunun daha düşük; duygusal tükenme seviyesinin ise daha yüksek olduğu kaydedildi. Çalışanların iş yaşamı dışındaki alanları geliştirmesi, hobi faaliyetlerinde bulunmaya özendirilmesi ve ek olarak kurum içi beraber yapılabilecek sosyal faaliyetlerin sağlanmasının tükenmişlik düzeyinin düşmesine katkı sağlayabileceği vurgulandı.

Fiziksel ve ruhsal şiddet mağdurları çok fazla etkileniyor

Tedavi gerektirecek düzeyde fiziksel veya ruhsal şiddete maruz kalanlarda tükenmişlik seviyesinin daha yüksek olduğuna değinilen raporda, şiddetin suç olduğu ve Türk yargısının sadece fiziksel şiddet için değil, psikolojik şiddet için de mağdurun lehine kararlar verdiği vurgulandı. Bu duruma karşı alınabilecek önlemler için şunlar ifade edildi:

“Fiziksel, sözel şiddet ve cinsel taciz gibi bildirim sistemi oluşturulması gerek. Yönetsel düzenlemeler, risk değerlendirmesi, çevresel ve güvenlik önlemlerini içeren teknik düzenlemeler, raporlama, olay sonrası destek gibi uygulamaların yapılması gerekiyor. Psikolojik danışmanlık hizmetleri verilebilir. Gerektiğinde grup psikoterapileri düzenlenebilir.”

Sigara kullananlar daha fazla tükeniyor

Halen çalışanların yüzde 41’inin sigara kullandığı ve bu kişilerde duygusal tükenmenin yüksek düzeyde saptandığı kaydedildi. Buna karşın raporda şu öneriler verildi:

“Sağlığı geliştirme müdahaleleri kapsamında sigarasız işyerleri modellerine ilişkin ulusal ve uluslararası örnekler değerlendirilerek benzer çalışmalar yapılabilir. Öncelikle sigarayı bırakmak isteyen çalışanlar olmak üzere sigara bırakma müdahaleleri, poliklinikleri ile işbirlikleri yapılabilir.Çalışanlar ve yöneticilere yönelik stresle baş etme yöntemleri gibi konularda eğitim programları düzenlenebilir.”

Mesleği isteyerek seçmek önemli

Bankacılık mesleğini kendi isteği ile seçmeyenlerde tükenmişlik düzeyinin daha yüksek olduğu belirtildi. “İşe başlamadan önce kişilere bankacılık mesleği ile ilgili bilgilendirme, farkındalık kazandırma amaçlı oryantasyon programına katılım ve süpervizyon sağlanması tükenmişlik düzeyinin düşmesine katkı sağlayabilir” denildi.

Düzenlemelerde ruh sağlığı sorunlarının tedavisine yer verilmeli

“Mevzuat gereği zorunlu olan risk değerlendirmelerinde psiko-sosyal risk etmenleri de (tükenmişlik sendromu vb.) dikkate alınmalı, ihmal edilmemelidir. Tükenmişlik ya da diğer psiko-sosyal etkenler nedeni ile başta ruh sağlığı sorunları olmak üzere sorun yaşayanlara destek sağlanacağı ve gerektiğinde tedavi olanaklarının planlanacağı düzenlemelere yer verilmelidir.


Bu kapsamda iş yerlerinin iş sağlığı ve güvenliği birimlerinde, durum saptama, risk değerlendirmesi ve müdahale çalışmalarını da içeren faaliyetler organize edilmelidir. Banka çalışanlarının psiko-sosyal sorunları, tükenmişlik düzeyleri konusunda nedensellik boyutları da olan ileri çalışmalar yapılmalıdır.

Bir banka çalışanı daha mobbing yüzünden hayatını kaybetti


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.