Tarihi suikastin kaybolan kurşunu

22 Kasım Cuma günü öğlen saatlerinde Dallas’daki bir hastanenin acil servisine başındaki kurşun yarasıyla 45 yaşlarında bir erkek getirilir. Kapıları çarpa çarpa açan sedyeyle birlikte kim olduklarını kimsenin bilmediği siyah takımlı insanlar, yeşil giyenlerin dünyasına dalarlar.

Tarihi suikastin kaybolan kurşunu jfk kennedy suikasti

Yaralının film yıldızlarını aratmayan, güzel ve zarif eşi pembe tayyörünün içinde kana bulanmış elleriyle kocasının başını tutmaktadır. Her halinden acil olduğu anlaşılan yaralı içeri girer girmez, eşlik edenlerin hepsi dışarı çıkarılır ve kapılar kapanır.

Sıradan bir uzmanlık öğrencisi olan, 28 yaşındaki doktor Charles Carrico, bir hemşireyle birlikte yaralıyla baş başa kalmıştır. Carrico, yüzü kanlı, şuuru kapanmış ve nefes alamaz vaziyetteki hastayı hemen tanır. Bu, Başkan Kennedy’dir.


Carrico, hemen yaralının soluk borusuna; 1 cm çapında, 30 cm uzunluğunda, eğri bir plastik boru olan entübasyon tüpünü yerleştirir. O sırada içeriye nöbetçi cerrah Dr. Perry girer. Perry’nin gözü bir an için hastanın göğüs kafesine takılır ve boğazındaki solunum tüpüne rağmen yaralının göğüs kafesinin inip kalkmadığını görür. Bu bir şeylerin yolunda gitmediğinin kanıtıdır.

Bunun çok sebebi olabilir ancak sebebi bulmak için zaman yoktur. Hemen hastaya soluk aldırmak için daha garantili bir yol olan trakeotomiyi tercih eder. Yaralının boyun orta hattında bir kurşun yarası vardır. Perry eline bistüriyi alır; bu kurşun yarasını sağa ve sola hızlı bir şekilde genişleterek nefes borusuna ulaşır. Kıkırdağı keserek plastik boruyu nefes borusundan içeri sokar. Bu arada başka doktor ve hemşireler de acil servisi doldurmuşlardır.

Azrailin soğuk fayanslar ardına gizlendiği odada yaralıya dokunmayan yoktur. Ancak bütün müdahalelere rağmen bir süre sonra makinelerden gelen sinyal sesi önce yavaşlar, sonra kesintisiz bir hal alır. Üst üste birkaç elektroşok denemesi yapılsa da yanıt alınamaz. Umutlar kalmayınca sorumlu cerrah Perry müdahalenin sonlandırılması talimatını verir.

kennedy suikasti acil servis dallas

Bitti zannedilen uzun gün henüz yeni başlamıştır

Başkanın cenazesi Dallas’daki hastaneden alelacele uçakla başkente gönderilir. Aynı günün akşamında Washington Bethesda Deniz Hastanesi’nde asker patolog Dr. Humes, Dallas’tan getirilen, altın sarısı saçları kana bulanmış soğuk bedeni bu hale sokan kurşunları aramaktadır. Cesedin doktorlar arasında devir teslimi yapılmamıştır. Sadece Dr. Perry’nin tuttuğu bir rapor vardır Humes’in elinde.


Patolog, ilk dakikalardan itibaren büyük bir sorunla karşılaşır. Sırtında ve başın arkasında olmak üzere iki giriş, başın ön tarafında ise bir çıkış deliği olmak üzere cesette toplam üç kurşun deliği vardır. O halde bir kurşun içeride kalmış olmalıdır. Çekilen röntgen filmlerinde ise içeride kurşuna rastlanmamıştır. O halde bütün kurşunlar vücudu delip çıktıysa bir çıkış deliği neden eksiktir; eğer çıkmadıysa kurşun nerededir?

Humes üzerinde büyük bir baskı hisseder. Kapıda gizli servis ajanları ve devlet görevlilerinin olduğu bir ortamda kaybolan mermiyi bulmak zorundadır. Ne yapacağını bilemez bir halde zorlu bir gece geçirir.

Kaybolan mermi nerededir?

Humes, gerçeği ancak ertesi günü, Perry’i aramayı akıl ettiğinde öğrenir. Perry ona, trakeotomiyi boynun ortasında bulunan mermi çıkış deliğini genişleterek açtığını ve aradığı deliğin orası olduğunu söyler. Olayın telaşı ile raporda mermi çıkış deliğini kullanarak trakeotomi açtığından bahsetmeyi unutmuştur. Bu durum, Kennedy Suikasti üzerinde yıllarca süren komplo teorilerinin önünü açmıştır.

Zihinleri sağlıklı kılan unutkanlık, komplo teorilerinin önünü açan bir koçbaşına dönüşmüştür.


Perry olay olduğunda henüz iki aylık cerrahtır. Bu olaydan sadece iki gün sonra bu kez kendini ameliyathanede Kennedy’nin katili Lee Harvey Oswald‘ın karın atardamarına parmağını bastırırken bulur. Aynı parmakların iki gün arayla başkanın boynuna ve katilinin karnına dokunması Hipokrat yemininde ettiği çaba gösterme taahhüdünün kanıtıdır.

Gerçekliği kanıtlanmış komplo teorileri


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.