Kandilli’den Türkiye için korkutan deprem uyarısı!

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 7 saniye önce uyarı alabildiklerini, yalnızca Marmara’da değil, Türkiye’nin başka bir yerinde de 7 ve üzerinde büyüklükte deprem olabileceğini söyledi. Özener, Marmara Denizi’nde kaç metre tsunami olacağını da açıkladı.

kandilli korkutan deprem açıklaması

5-7 saniye önce deprem erken uyarı sistemi

Prof. Dr. Özener, yaptığı açıklamada, depremlerin iki dalgası arasında hız farkı bulunduğunu belirtti. Deprem yaşandıktan sonra yıkıcı dalganın arkadan geldiğini dile getiren Özener, “Yıkıcı dalga yerleşim yerlerine ulaşmadan deprem geleceği haberini alıyoruz. Bu bilgisayardan bilgisayara yapılan bir bağlantıdır. Marmara için 5-7 saniye önce uyarı alabiliyoruz.” dedi.

“Marmaray’ı durdurabiliyor, İGDAŞ’ın gazını kesebiliyorsunuz”

Haluk Özener, Marmara Denizi’ndeki Kuzey Anadolu Fayı’nın kıyıya çok yakın olduğu için uyarı zamanının da kısa kaldığını belirterek, “Aynı sistemi Japonya da işletiyor, orada belki 1-1,5 dakika süremiz var.


Kırılacak yer belki 300 kilometre uzakta. Marmara’da ise kıyıya 15-20 kilometre uzakta. Yeteri kadar vatandaşın aksiyon alacak hareketi yok. Bu sistemle Marmaray’ı durdurabiliyorsunuz, İGDAŞ’ın gazını kesebiliyorsunuz.” şeklinde konuştu.

Türkiye’deki sismik ağlar sayesinde erken uyarı sinyalini üreten rasathanenin bu sisteminin birçok kurum tarafından kullanılabileceğini vurgulayan Özener şu bilgileri paylaştı:

“Bu sistemi alıp entegre olabilecek her türlü kurum bunu kullanabilir. İGDAŞ kullanıyor. Kritik sanayi tesisleri, petrol üretim tesisleri, santraller bu sistemi kullanabilir. Deprem olmadan yapacağımız bir birimlik harcama, deprem olduktan sonra harcayacağımız 100 birimi karşılayacak belki de. Bu yönde düşünüp aksiyon almakta fayda var.”

Tsunami etkisi

Prof. Dr. Haluk Özener, enstitünün hükümetler arası oşinografi komisyonunca akredite edilen, görev olanı Ege, Akdeniz, Karadeniz ve bağlantılı denizlerde olan tsunami servis sağlayıcısı olarak da hizmet verdiğini belirtti.

Bu denizlerde belirli bir büyüklüğün üstünde yaşanan depremin tsunami tehlikesi yaratması durumunda, bunun uyarı mesajını sadece Türkiye’deki yetkili organ AFAD’a değil, komisyona üye olan ülkelere de vermekle sorumlu olduklarını dile getiren Özener, şöyle devam etti:


“Tsunami bu denizlerde tarih boyunca olmuş. Ege, Akdeniz, Karadeniz ve Marmara’da yaşanmış tsunamiler var. Marmara’daki doğrultu atımlı fay olduğu için burada beklediğimiz tsunami özellikle deniz tabanında meydana gelecek heyelanlardan sonra olabilir. Bodrum-Kos depreminde bir tsunami gördük.

Marmara’da kaç metre tsunami meydana gelir?

Denizde yaklaşık 25 santimlik yükseklik vardı ama kıyıdan içeri 100 metrelere kadar girdi. Marmara’da da olası senaryolarımızda 2 metre 20 santimetre kadar tsunami dalgaları bekleniyor ama bu hiçbir zaman Uzak Doğu’daki depremlerden oluşan tsunamiler gibi olmayacaktır. Oradaki fayın özelliği zaten farklı. Normal ya da ters fay. Dolayısıyla oradakiler açık deniz ve mesafe uzun olduğu için dalgalar yükselerek ve çok şiddetli geliyor. Binlerce insanın yaşamını kaybetmesine neden oluyor.

Marmara’da öyle bir tsunami beklemiyoruz. Dalga boyu 2 metre kadar olacaktır ama Marmara üzerinde depremden kaynaklanan zararlar, can ve mal kayıpları, tsunamiyle mukayese edilemeyecek kadar fazla olacak. Tsunaminin zararı depremden çok daha az olacak.

Tsunamiyle ilgili yapılacak en iyi uyarı Marmara’da herhangi bir deprem olduğunda insanların meraklı gözlerle kıyıya dalgayı, denizi seyretmek yerine iç bölgelere doğru ilerlemeleridir. Marmara’da olacak depremden sonra tsunami dakikalar sonrasında oluşur. Fay kıyıya çok yakın olduğu için.”

Yedisu bölgesi ve Ovacık’ta deprem riski yüksek

Prof. Dr. Haluk Özener, Türkiye’nin sadece Marmara Denizi’nde değil, diğer yerlerinde de deprem riski olduğunu belirterek, “Hep Marmara’ya dikkati çekiyoruz ama Türkiye’nin başka yerlerinde de potansiyel depremler olabilecek yerler var. Biz Marmara’da depremi beklerken Türkiye’nin başka bir yerinde 7’nin üstünde deprem olursa şaşırmamamız lazım.” dedi.

Kuzey Anadolu Fayı’nın 1939’da Erzincan depremiyle başlayan hareketinin kırıla kırıla batıya doğru geldiğini anlatan Özener, şunları kaydetti:


“1967 Adapazarı, 1999 İzmit, 1912 Şarköy Mürefte depremi. Fay üzerinde arada boşluk var. Onun dolması lazım. Bunun yanında bir de Erzincan’ın doğusunda Yedisu bölgesi var. Yedisu fayında uzun yıllardır deprem olmuyor. Ovacık fayı da suskun. Birçok yerde Türkiye’de deprem olma olasılığı var. Ancak Marmara Bölgesi’nin nüfus yoğunluğu fazla. Burada olacak bir deprem Türkiye’yi, hem nüfus hem de ekonomik kayıplar anlamında doğuda olacak bir depremden daha fazla etkileyecek.” (AA)

Astroloji: 26 Ağustos balık burcunda kraliyet dolunayı burç yorumları


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.