Günümüzde çalışan kişilerin büyük bir kısmında ortak kaygılar var. Pek çok kişi tükenmişlik sendromunun içinde. Yaşam koçu, tek başına çözemediğiniz sorunlara yardımcı olabilir mi?
Danışanlarım ile sohbet ederken söz konusu kaygıların özellikle geleceğe dair umutsuzluklardan kaynaklandığını görüyorum. Söylemlerindeki ortak endişe nedeni ise Şirketlerin Gelişim projelerini hızlandırması olarak görülmektedir. Bu yenilikçi yaklaşımın sonucunda, çalışanlarına ya hiç ihtiyaç duymayacağını ya da birçok kişiye ihtiyaç kalmayacağına dair düşünceler, virüs gibi yayılmaktadır.
Ne yapmalıyız?
Yaşama karşı farkında olmadan direnç noktaları yaratmaktayız. Kendimize dahi bu noktalara erişim izni vermeksizin inatçı tavırla kangren olma riskine karşı koşmaktayız. Popüler Kültürün Tükenmişlik Sendromu üyeleri olmak daha çekici olsa gerek sığındığımız bahanelere dört elle sarılmaktan vazgeçmiyoruz. Halbuki sebepler ile sonuçlar birbiri ile kardeş değil midir?
Moral, motivasyonu düşük ve çevresindeki her şeyden şikayet edenlerin kimler olduğunu merak ederek araştırma yaptım. Karşıma çıkan sonuçlardan özellikle iki kesim çok dikkatimi çekti. Onlar kimler?
* Yanlış İş Yerine giren kişiler
* Yanlış Görev seçimleri yapan kişiler
Bardağın dolu kısmına odaklanmak…
Bahsi geçen kesimdeki kişiler, küçük motivasyon olgusu ile kendilerine hatırlatma yaptıkları umut veren bir söyleme sahip olduğuna dair analizlerim oldu. Bu konu oldukça dikkatimi çekti. Bu yaklaşımı, “Bardağın dolu kısmından bakmak!” olarak yorumlayabilirim. Şükrettikleri olgu ise bir bardağa sahip olduğu ve en azından içinde bir şey olduğudur.
Birçok kişi ise bu yaklaşımın bir güç kaynağı yarattığını ve geçici hatta yetersiz kaldığını ifade etmektedir. Peki bu geçici yaklaşımla dahi olsa devam etmeyi nasıl güçlendirebiliriz? Önemli olan soru ise bunu hangi sıklıkla tekrar ettikleri olmalıdır. Çünkü insan, uyumadan önce kendine en son emir veren kişidir. Bu emir ise yeniden başlangıcın ilk uygulamasına sebep olmaktadır.
“Bugün ne düşünürsen, yarın o olacaksın.” Buddha
Kapanış saniyesindeki tüm durumlar ise istek enerjimizin merkezini oluşturur. Çünkü bilinç tüm zamanlamayı, tek bir zaman olarak algılar. Şimdiki zaman, geçmişin varlığını bildiğimiz gibi geleceği yönlendiren asıl zamanı oluşturur. Tüm bu yaklaşımlar ise bir sonraki anın yörüngesini tamamlar. Bu konuyu daha açıklayıcı incelemek isterseniz. Kuantum Fizikçilerin çeşitli deneyleri ile anlamamızı mümkün kılmaktadır.
“Akıllı insanlar yapmak istedikleri tecrübeleri kendileri seçerler.” Aldous Huxley
Tanıştığım, sohbet ettiğim bir çok kişinin ortak sorusu; Yaşam Koçu ne yapar? Açıklamadan önce geçmiş ile ilgilenmeyen Yaşam Koçunun asıl konusunun şimdiki zaman ve gelecek olduğunu belirterek başlamak isterim.
Yaşam Koçu ne yapar?
• Yaşam Koçu, danışanına akıllı sorular sorarak, danışanın farkındalığını geliştirir. Koçluk seansları boyunca direnç noktalarını ve itirazlarını çok iyi çözümler.
• Danışanın kişilik haritasını kendisine sunarak doğrularını ve yanlışlarını görmesine vesile olur. Danışanın dikkatle dinleyerek onu anlamaya odaklanır.
• Yaşam Koçu, danışanını yargılamaz; zorlamaz ve yönetmez. En önemlisi ise akıl vermez.
• Yaşam Koçu, sorumluluğu Danışanına verir.
• Yaşam Koçu danışana gelecek yol haritası çizmesinde soruları ile yardımcı olur.
• Danışanına motivasyon kaynaklarını göstererek ona büyük bir güç verir. Asıl güç ise danışan kişinin içindeki kaynaktır.
“Ben kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.” Sokrates
