İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna: “İstanbul’da ilk 4 ayda sadece 100 bin konut satıldı. Hayalet bölgeler oluşmaya başladı. Satılamadığı için boş kalan inşaatlar ürkütücü.”
Sözcü’den Yüksel Şengül’ün sorularını yanıtlayan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna, Türkiye’de sayıları 335 bine ulaşan müteahhitlerin tanımı ve yasası olmadığını belirterek; “Sermayesi olan herkes müteahhit olabiliyor. Müteahhitler yıllar yılı İstanbul’da plansız programsız işler yaptılar. Tabii onları da teşvik eden iktidar oldu. Ne yazık ki inşaat sektöründe ticari kaygı teknik kaygının önünde gidiyor” dedi.
İnşaat sektörü büyük bir krizde!
Evet, inşaat sektörü büyük bir krize girmiş durumda. Talepten çok fazla konut yapıldı, plansız programsız inşaatlar dikildi. 81 ilimizde ne yazık ki hep birlikte beton kentler oluşturmaya devam ediyoruz. İstanbul çoktan beton kent oldu zaten. Yeşil alan bırakılmadı, hâlâ yok edilmeye devam ediliyor.
Konuta ilgi sona erdi!
Konuta olan ilgi sona erdi. Doyum noktası çoktan aşıldı. İstanbul’un çevresinde hayalet bölgeler oluşmaya başladı. Yapılan ama satılamadığı için boş kalan inşaatlar ürkütücü görüntüler sunuyor.
İnşaat malzemelerine yüzde 300 zam!
Kamu inşaatlarını yürüten müteahhitler ve büyük inşaatları yürüten müteahhitler yavaş yavaş şantiyelerini kapatmaya başladılar. İnşaat malzemelerine gelen zamlar yüzde 200’ler 300’lerde. Bu rakamlarla sektörün ayakta kalması mümkün değil.
Mühendisler binaları 100 yıl ayakta durabilmesi için yaparlar
İnşaat mühendisleri, bir binayı en az 100 yıl ayakta durabilsin diye yaparlar. Malzemeden çalmak var, denetimsizlik var. Ne yazık ki ahlaki ve etik kurallara uyulmuyor. Bırakın 100 yıl yaşamasını, durduğu yerde çöken binalar var İstanbul’da.
İstanbul’da olası depremdeki toplanma alanı sayısı 496’dan 77’ye indirildi
Olası deprem İstanbul’da büyük bir faciaya neden olacaktır. Çünkü 1999 depreminden günümüze kadar sağlıksız yapı sayımız ne yazık ki artmıştır. Beklenen depremde 100 bin bina hasar görecektir. Önlemler ne yazık ki alınamadı. Mesela, İstanbul’un depremden sonra 496 adet toplanma alanı tespit edilmişti. Şu anda bu sayı 77’ye indi. Bütün o alanlar imara açıldı, rant kapısı oldu.
İmar affı bir aldatmaca
“İmar affı” ne yazık ki kentlerimizin kalbine batırılan acımasız bir hançer. Sadece İstanbul’da bir milyonu aşan ruhsatsız ve kaçak bina var. İmar affından yararlanan, temeli bile olmayan binalar yeni facialara yol açacak. İmar affı bir aldatmacadır. Beklenen İstanbul depreminde meydana gelecek yıkımların sorumluluğu da vatandaşlara yüklenmiştir. Verilen kayıt belgelerindeki inşaat mühendislerinin ıslak imzaları kaldırılarak, bilinçli qolarak mesleğimiz itibarsızlaştırılıyor. Böylece sahte mühendislerin yolu açılmıştır.
Kanal İstanbul için tsunami tam bir facia olabilir
Garabet, İstanbul için asla gerekli olmayan bir proje. Bu kanalla birlikte Trakya ve İstanbul nüfusu artacak. İstanbul’a gelen su riske girecek, doğanın dengesi bozulacak, Marmara Denizi kirlenecek, İstanbul’un akciğerleri olan Kuzey Ormanları yok edilecek. Kanal hafriyatı inanılmaz boyutlarda olacak, bölge toz bulutundan geçilmeyecek.
Ekolojik denge alt üst olacak. O hafriyatla Marmara Denizi’nde adacıklar yapılacağını söylüyorlar. Buna çocuklar bile güler. Çünkü depremin merkezi kanalın çok yakınında. Bir de tsunami tehlikesi var. Tam bir facia… Boğaz’daki gemi trafiğinin azaltılacağı söyleniyor. Oysa zaten azaldı ve daha da azalacak. Çünkü artık yakıt transferleri, doğalgaz hattıyla Avrupa’ya borularla yapılıyor. (Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz)