Pişen etten şarbon bulaşır mı? A’dan Z’ye şarbon hastalığı

Yeniden hayatımıza giren ve başta kasaplar olmak üzere hayvanlarla temas halinde olan herkesin risk grubuna girdiği şarbon nasıl bulaşır? En çok merak edilen soru ise; pişirilen etten şarbon bulaşır mı?

Pişen etten şarbon bulaşır mı? şarbonun belirtileri

Şarbon konusunda merak edilenleri Hastane Derindere İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Raylaz’a sorduk.

Şarbon hastalığı nedir?

Şarbon mikrobu; Bacillus anthracis denen bir bakteriden kaynaklanır. Toprak ve meralarda bulunan bu bakteri temas yoluyla ciltten buluşabileceği gibi solunum yolu ile bulaşması durumunda oldukça tehlikelidir.


Özellikle Akdeniz ülkelerinde daha sık görülen Şarbon hastalığının, ülkemizde yaklaşık 150 kişide bulunduğu tahmin edilmektedir. Kurban Bayramının ertesinde vaka sayısında artış gözlenmeye devam etmektedir.

Şarbon nasıl bulaşır?

  • Şarbonlu hayvanlarla doğrudan ya da dolaylı olarak temas ediyorsanız,
  • Veteriner, laboratuvar personeli, kasap gibi meslek sahibiyseniz,
  • Hastalıklı hayvanların etinden yediyseniz,
  • Hayvanın kesilmesi sırasında enfekte bölgeye temas ettiyseniz,
  • Sanayi ürünlerinde kullanılan hayvan yünleri, derileri ve kılları (halıdan, banyo lifine kadar geniş bir kullanım alanı olan) ile temas halindeyseniz,
  • Hastalığın görüldüğü ülkeden tüketim ya da dini ibadet amaçlı hayvan ve hayvan ürünlerini satın aldıysanız risk altındasınız.

Şarbonun tipleri neler ve hangi tip daha riskli?

Şarbonun 3 çeşidi vardır. En sık görüleni deri veya cilt şarbonudur. Risk çok düşüktür ancak yakın takip edilmesi gerekir. Cilt şarbonunun insandan insana bulaşma riski çok düşüktür ve genellikle hastalıklı hayvana temas ile bulaşır. Ancak şarbonun neden olduğu hastalıklı bölgeye temas edilmesi ile bulaşabilir.

Gastrointestinal (bağırsak) ve akciğer şarbonları ise çok risklidir. Gastrointestinal yani bağırsak şarbonları, şarbon bulaşmış çiğ/az pişmiş etin yenmesi ile bulaşır. Hastanın hastane koşullarında yatırılarak takip edilmesi gerekebilir.

Bağırsak ve akciğer şarbonlarında mutlaka hastaneye yatış ve damar yoluyla tedaviye ivedi şekilde başlanması gerekir. Akciğer şarbonu oldukça tehlikelidir ve 72 saat içinde ölüm riski taşır ve biyoterörizm silahı olarak geçmişte kullanılmıştır.

Şarbondan korunmak için neler yapılabilir?

Çoğu hastalıkta olduğu gibi Şarbon’da da hastalığı önlemek için aşı geliştirilmiştir. Aşının %90’ın üzerinde koruyucu olduğu tahmin edilmektedir. Bu hastalık, hayvanların aşılanmasıyla çok çabuk kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Yeter ki önlemimizi alalım.

Şarbonun belirtileri neler?

Şarbon hastalığının kuluçka süresi 2-7 gün arasındadır; ancak kuluçka süresi 21 güne kadar uzayabilir. Deri şarbonunda; deride bir yara varsa mikrop, vücuda girer. Şarbon basilinin vücuda girdiği yerde önce böcek ısırığına benzer bir yara oluşur.

2-3 gün içerisinde bu yara büyür ve ortasında şarbon hastalığına karakteristik olan 1-3 cm çapında siyah renkte, ölü dokunun yer aldığı ağrısız bir yara meydana gelir. Bu yaraya halk arasında kara çıban ya da çoban çıbanı da denir. Etrafı tahta gibi sert ve şiştir. Hastanın ateşi yükselir, bulantı ve kusma görülür.

Bağırsak şarbonu, bulantı, kusma, iştahsızlık ve ateş gibi belirtilerin yanı sıra sindirim sisteminde kanamalara yol açar, karın ağrısı, kanlı kusma ve kanlı ishal de görülür.

Akciğer şarbonunda solunum yoluyla alınan bakteri akciğere yerleştikten 1 hafta sonra başlayan belirtiler soğuk algınlığına benzer. Solunum yolu hastalıklarını taklit eden yüksek ateş ve titreme görülür.


Birkaç gün sonra ateş iyice yükselir. Lenf bezleri şişer. Hastanın nefes almasında zorluk artar hatta enfeksiyona bağlı şok ve koma gelişebilir. Erken tedavi edilmediği takdirde ölüm kaçınılmazdır.

Nasıl tedavi edilir?

Hastalığın ciddiyetine, vücutta oluşturduğu tahribata bağlı olarak bağırsak şarbonunda kan nakli bile gerekebilir. Şarbon hastalığı erken dönemde teşhis edilirse tedavi ile iyileşme şansı vardır. Antibiyotik tedavisi gerekir.

Akciğer şarbonu olan hastalarda yüksek dozlarda antibiyotik verilir. Antibiyotik tedavisi süresince yapılan testler ile bakterinin hala vücutta olup olmadığına bakılır. Deri şarbonu olan hastalarda ise, yaraların olduğu deri bölgesine yüzeysel pansuman yapılır.

Cerrahi herhangi operasyona gerek yoktur. Ayrıca şarbon insandan insana bulaşmadığından hasta ile yakın temasta olan kişilerin herhangi bir tedavi uygulanmasına gerek yoktur.

Pişen etten şarbon bulaşır mı?

Kurban etini saklama dinlendirme ve doğru pişirme yöntemleri

Marketten, kasaptan alınan parçalanmış haldeki ette şarbon olduğunun anlaşılamayacağını vurgulayan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap; “Şarbonlu hayvan kesim sırasında veya öldüğündeki muayenesinde kanının, pıhtılaşmaması ve renginin siyah olmasıyla kesen kişi tarafından fark edilebilir. Bu durumda da kesin tanı için örnekler alınarak laboratuvar testleri yapılmalıdır” dedi.

Süte geçer mi?

Prof. Dr. Azap, şarbonlu hayvanların sütüne bakterinin geçmesinin, hastalığın seyrinde beklenen bir durum olmadığını söyleyerek şunları ekledi:

Basit olarak etlerin içinde kırmızı bölüm kalmayacak şekilde pişirilmiş olması yeterli kabul edilir. Pişirme kurallarına dikkat edildiği takdirde et tüketimiyle şarbon bulaşmaz, süt ve süt ürünleri de bulaştırıcı değildir.

Ayrıca gıdaların tüketilmesi yoluyla şarbon gelişme olasılığı, bakterilerin mide asidine duyarlı olması ve enfeksiyon için gerekli bakteri miktarının yüksek olması nedeniyle nadir görülmektedir. Nitekim insan şarbonu olgularının yüzde 95’i genellikle hafif seyirli ve tedavi edilebilir bir form olan cilt şarbonu şeklinde karşımıza çıkmaktadır.”


Şarbondan konunmak için: Rengi değişmiş, veteriner hekim kontrolünden geçtiğinden emin olmadığınız etlerden uzak durun. Tükettiğiniz etin çok iyi pişmiş olduğundan emin olun.

Şarbonun ilk belirtileri neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.