Bir eğlence aracı olarak görülse de, aslında sinemanın, toplumsal yapıda meydana gelen değişimleri kimi zaman doğrudan kimi zaman da dolaylı olarak yansıttığı kritik bir yapısı vardır. Nitekim 1960’dan sonra meydana gelen hızlı değişimler, Türk sinemasında yeni bir anlatı türünün ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır.
Türk sinemasında yeni bir anlatı türü: Toplumcu gerçekçilik
1960’a dek Türk sinemasında değinilmeyen göç ve gecekondulaşma, grev ve sendikalaşma, işçi sorunları, kadının toplum hayatındaki yeri ve önemi gibi başlıklar, toplumcu gerçekçilik akımı ile birlikte Yeşilçam’ın konuları arasına girmiştir.
Dünyadaki gelişmelere paralel olarak sanayileşen Türkiye, aynı zamanda kapitalizmin ağına takılmış ve buna bağlı olarak işçi sınıfı, haklarını aramaya başlamıştır. Bu hak arayışı, Türk sinemasına da konu olmuş ve bu dönemde toplumsal gerçekleri yansıtan filmler çekilmeye başlanmış, toplumcu gerçekçilik akımı ortaya çıkmıştır.
Türk sineması, kavuştuğu bu yeni akım ile alışılagelen Yeşilçam anlatısından sıyrılarak, zamanın toplumsal yapısını olabildiğince objektif biçimde ele alan filmler ortaya koymaya başlamıştır.
“Bir Yudum Sevgi”
‘Bir Yudum Sevgi’, 1984 yılında yönetmen Atıf Yılmaz tarafından çekilmiştir. Filmin yapımcısı Delta Film iken, senaryoyu Latife Tekin, Fehmi Yaşar ve Atıf Yılmaz yazmış, görüntü yönetmenliğiniÇetin Tunca, sanat yönetmenliğini Gülsün Karamustafa üstlenmiş, müzikle ise Yalçın Tura ilgilenmiştir. Oyuncu listesi Hale Soygazi, Kadir İnanır, Meral Çetinkaya, Macit Koper, Dursun Ali Sağıroğlu, Füsun Demirel, Madelet Tibet, Tuncay Akça, Nurettin Şen, Ayşegül Uyguner, Osman Alyanak, Ülkü Ülker, Ece Örge ve Serra Yılmaz şeklindedir.
Gecekondu ve fabrika çevresinde geçen filmde, işsiz ve pısırık kocasının yardımını görmeden dört çocuğunu büyütmeye çalışan Aygül (Hale Soygazi), haliyle mutsuz bir kadındır. Çocukları ile işsiz kocası (Macit Koper) arasında bunalıp kalan Aygül, kocasını nihayet terk eder ve günün birinde fabrika işçisi Cemal (Kadir İnanır) ile tanışır. Cinsel tatmin dahil olmak üzere kocasında bulamadıklarını, evli ama eşiyle anlaşamayan Cemal’de bulur. İkisinin ilişkisi gecekondu mahallesinde olay yaratır ama özgürlüğü, mutluluğu ve yaşama hakkı için mücadele eden Aygül, sonunda Cemal ile evlenir.
Kadın düzeni değiştirmeli, istediği hayatı yaşamalı, korkularıyla savaşmalı!
Atıf Yılmaz hemen hemen bütün filmlerinde ataerkil düzene, cinsel tavize ve toplumun değer yargılarına yenik düşmüş kadınlara vurgu yapmaktadır. ‘Bir Yudum Sevgi’ filmi, alışılagelmiş kadın karakterlerin aksine, isteklerini çekinmeden dışa vurabilen, ilgisizliğe karşı tepki koyabilen ve korkularıyla savaşabilen kadın kahraman üzerinde yoğunlaşır.
Atıf Yılmaz bu filminde kadın erkek ilişkilerinin yanı sıra, gecekondu kadınını da çok iyi anlatmıştır. Aygül’ün hiçbir işe yaramayan, evine bakmayan kocasına isyan ederek mevcut ataerkil düzene kafa tuttuğunu ve bağımsızlığının peşine düştüğünü göstermiştir.
Yılmaz, bu filmde kadının ekonomik özgürlüğü ile gerçek özgürlüğü arasındaki güçlü bağa da dikkat çekmektedir. Kadının ayaklarının yere nasıl basacağı, bazı seçimleri nasıl yapabileceği ya da yapması gerektiği, gecekondu yaşantısı içinde abartmadan verilmiştir.
Sonuç olarak yönetmen Atıf Yılmaz, Aygül karakteri üzerinden bazen kadın olmanın dramını, bazen kadının verdiği ekonomik savaşı, bazen de cinsel arzuları işlemiştir. Aygül, o güne dek Türk kadınının boyun eğdiği ataerkil düzene karşı çıkabilme cesaretini göstermiştir. Bu cesaret ise yüzyıllardır ötekileştirilen kadının bastırılmış, üstü örtülmüş ekonomik ve cinsel özgürlüklerinin su yüzüne çıkabilmesini sağlamıştır.